“Taşıma suyla değirmen dönmez” demiş atalarımız. Anlamı: “İşi yapacak olanlar yeteri kadar güçlü olmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla önemli işler yürütülemez.”

Eskişehirspor Kulübü Başkanı Erkan Koca ile yönetim kurulu üyeleri kulübü yaşatmak adına elbette bir şeyler yapıyorlar.
Ancak delik büyük.
Bulunan küçük küçük kaynaklar sadece günü kurtarmaya yetiyor.
Hadi diyelim bu yıl bulunan küçük kaynaklarla sezon sonuna kadar zar zor idare edildi. Takım da hedefine ulaştı Bölgesel Amatör Lig'de şampiyon oldu.
2024-2025 sezonunda Eskişehirspor bir sezon aradan sonra 3. Lige geri döndü.
BAL Liginde şampiyon olan futbolcularla 3. Ligde kalıcı olamazsın.
Bunun örneğini 2012- 2013 sezonunda gördük.
Alt yapıdan yetişmiş 'bizim çocuklarımız' dediğimiz futbolcularla yürümedi.
Sezon arasında 20'den fazla futbolcu transfer edildi.
Hem de 'bu ligi çok iyi bilen futbolcular' denilen o futbolcular bile Siyah-Kırmızılı Kulübü 3. Lig de tutamadı.
Takım BAL Ligine düşünce ikisinin haricinde hepsi de gitti veya gönderildiler.
Sıfırdan bir takım kuruldu.
Hedef 'şampiyonluk'.
İnşallah sezon sonu konulan hedef gerçekleşir.
Yukarıda da yazdım.
3. Lige yükselmesine yükseldi.
Ancak hedef bu ligde kalıcı olmaktan öte şampiyonluk olmalı.
Eskişehirspor taraftarlarının yıllarca süper lige yükselmeyi beklemeye tahammülü yok.
O zaman 3. Ligde şampiyon olacak kadro kurmak gerekir.
Bunun için de para lazım.
Bulunacak parayla hem transfer yasağı kaldırılacak hem de transfer yapılacak.
Bu bugünkü gibi küçük paralarla olmaz.
O nedenle Eskişehirli iş insanları, sanayiciler ve tüccarlardan oluşan yeni bir yönetim oluşturulmalı.
Hem de daha fazla geç kalınmadan.
'GÜVENİLİR YÖNETİM OLURSA
BEN GEREKEN DESTEĞİ YAPARIM'
Bu yazıyı Eskişehirli hayırsever iş insanı Avni Ongurlar'ın Eskişehir'de yaptıracağı okul ve kültür merkezinin temel atılmasının bir gün öncesinde yaptığı basın toplantısında Eskişehirspor ile söyledikleri çok dikkat çekici. Sizlerde geçmişte yapılan büyük hatanın bedelini şehir olarak nasıl ödediğimizi yazımı okuyunca anlayacaksınız.
Özellikle yaşları 40'ın üzerinde olanlar Avni Ongurlar'ı iyi tanır.
Yıllar önce Eskişehir'de açtığı işyerinden büyüyüp İstanbul'a gitti. Burada da işleri iyi gitti çok daha büyüyüp İstanbul'un sayılı zenginleri arasına girdi.
Ama memleketini daha doğrusu nereden geldiğini unutmayarak Eskişehir'e 32 derslikli ortaokul ve 600 kişilik kongre merkezi yaptırmaya karar verdi.
Okulun temeli geçtiğimiz cumartesi günü atıldı.
* * *
Hayırsever iş insan Avni Ongurlar, bir otelde yaptığı basın toplantısında, 'Eskişehirspor'a bir desteğiniz olacak mı?' diye soruldu.
Yanıtı çok ilginç ama bir o kadar da önemli...
Eskişehirspor Kurucusu Aziz Bolel'i örnek göstererek, 'Bir tane Aziz Bolel seçelim, Eskişehir'de. Bir insanı getireceksin Eskişehirspor'un başına, diyeceksiniz ki, bu abiye güveniyoruz, o da garantisini verecek, ben diyecek 'boşa para harcamam', toplantımızı yapacağız her ay ya da her hafta. 200 tane sanayici bir araya gelsin ilk olarak gelin benden alın parayı. Ne yaptık borcu kapattık. Güvenilir sanayiciyi de siz bulacaksınız' dedi.
'Kimse beni dinlemedi'
Hayırsever Ongurlar'ın anlattığı aşağıdaki satırda yer alan sözlerini okuyunca çok şaşıracaksınız.
Eskişehirspor'un kalbine bıçağı bakın kim saplamış:
'Azerbaycan'da bir arkadaşım var. Bir gün bana 'ben bir kulüp almak istiyorum, yani para yatırmak istiyorum' dedi. O yıllarda Eskişehirspor süper ligde idi. Eskişehirspor'a geldim. Mesut Hoşcan başkandı. Dedim ki 'iş adamı arkadaşım kulübün borcunu kapatmak istiyor. Sıfırlayacak borcu. İsmini değiştirmeyecek ve beş sene içinde Eskişehirspor'u ilk beşin ve üçün içine sokacak.' Kimse beni dinlemedi. İki üç kişiye daha söyledim. Ondan sonra yine teklifte bulundum, sonra baktım boşa teklif ediyorum dinleyenim yok.
'BİR OKUL DAHA YAPTIRACAĞIMA
KULÜBÜN BORCUNU KAPATIRIZ'
'Eskişehirli sanayicilere diyorum ki hepiniz aklı başında insanlarsınız. Bir yol çizin doğru ve başarılı olacağına ben yürekten inanıyorum. Eskişehirspor kurulduğu zaman 1965 yılıydı. Eskişehirspor'u kuran Aziz Bolel'di. Aziz Bolel bir iş adamıydı ama kendi başına mı kurdu? Hayır, etrafında yirmi tane sanayici vardı. Şimdi diyorum ki kulübün borcu ne kadar? 250 Milyon. Yani bir okul daha yaptıracağıma Eskişehirspor'un borcunu kapatırız. Basın burada söylüyorum, belki sizler sayesinde kulağını veren insan olur. Bir tane Aziz Bolel seçelim, benim hisseme ne kadar düşüyor ne düşüyorsa vereceğim. O Aziz Bolel'i de Eskişehirliler bulacak. Ben o işe girmem. O zamanki sistemle Aziz Bolel bize bir cetvel vermişti. Şimdi nüfus arttı, borcu kapatacak toplayın 200 kişiyi. İyi futbolcuya 'nerelisin?' diye soruyordum Eskişehirliyim diyordu. Öncelikle Eskişehirli çocukları kulüpte oynatacaksınız. Bir baş bulun. Ama güvenilir adam olacak. Bu işe önder olacak, kendi zamanını verecek çok kimse var. Bir iş insanı getireceksin kulübün başına. Diyeceksiniz ki, 'biz bu abiye güveniyoruz' o da 'ben boşa para harcamam' garantisini verecek. Kulüp bu şekilde kurtulur, benim katkım olur ama bu şekilde. Her ay ya da her hafta gelin benden parayı alın. Böyle biri olursa hepimiz taşın altına elimizi sokarız.'
* * *
Eskişehir'i ve Eskişehirspor'u gerçekten seven bir babayiğit çıktı.
Hayırsever iş insan Avni Ongurlar 'ben üzerime ne düşüyorsa yapmaya hazırım' diyor.
Bakalım Siyah-Kırmızılı Kulübü seven, kulübün içinde bulunduğu sıkıntıları çözmek için başka babayiğitler de çıkacak mı?
* * *

AK PARTİ'DE ADAY ADAYLIK SÜRECİ BAŞLADI
31 Aralık 2024'de yapılacak yerel seçimler için belediye başkanı ve belediye meclisi üyelikleri için aday adaylık süreci başladı.
Birçok kişinin aday adaylığı için ismi geçti.
Bunlardan birkaçı 'ben düşünmüyorum' bazıları ise 'görev verilirse görevden kaçmam' dedi.
Aslında 'düşünmüyorum' diyenlerin içerisinde 'aday sensin' denildiğinde koşa koşa gideceklerini dünya alem biliyor...
Yargı gözetiminde bir ön seçim olsa 'adaylığı düşünmüyorum' diyenler de yarışa girmek ister.
Ancak geçmişte örneklerini yaşadık.
'Temayül yoklaması' diyerek yapılan ön seçimde çıkan isimleri değil, tepeden inen adayları gördük...
Bu nedenle aday adaylığı düşünenlerin sayısı da giderek azaldı.
Geçmişte AK Partiden aday adayı olanların bazıları ise bilindiği gibi kamuda görev yapan isimlerdi...
'Aday adayı olursam aday yapılmasam da daha üst makamlara atanırım' düşüncesiyle müracaatlarını yapıyorlar.
'HEDEFİMİZ 15 BELEDİYEYİ DE ALMAK'
AK Parti Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan, belediye başkan ve belediye meclis üyelikleri için müracaatların başladığını, belediye başkanlıkları için 17 Kasım 2023 tarihine kadar il ve ilçe başkanlıklarına yapılabileceğini söyledi.
Belediye Meclis üyesi olmak isteyen aday adayların ise 3 Aralık 2023 tarihine kadar il ve ilçe başkanlıklarına müracaatlarını yapabilecekler.
Aday olmak isteyen engelli vatandaşların ise en az yüzde 40 engelli olduklarına dair bir kimlik veya rapora sahip olmaları gerekiyor...
Reyhan, 'AK Parti Türkiye'nin en güçlü partisidir. Bu aday adaylığı sürecinde yoğun bir katılım bekliyoruz. Eskişehir'de 15'te 15 hedefi ile yerel seçimlere hazırlanıyoruz. En doğru isimleri Eskişehir halkının huzurlarına çıkararak bu seçimlerde destan yazmak istiyoruz. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere cumhur ittifakı olarak tüm belediyelerde iddialıyız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde adaylarımız ile kol kola yürüyeceğiz ve Eskişehir'de seçimler nasıl kazanılır herkese göstereceğiz' dedi.
* * *
2019 da yapılan yerel seçimler öncesi de o dönemdeki AK Parti il ve ilçe başkanları ile milletvekilleri 'Başta Büyükşehir olmak üzere 15 belediye başkanlığından 15'ini de kazanacağız' diye hedef koymuşlardı.
Merkezdeki üç belediye ile AK Parti'de olan Alpu, Mihalıççık, Seyitgazi ilçeleri kaybedildi. Çifteler MHP'ye bırakıldı.
2024 de CHP ve DSP'ye geçen üç ilçeyi tekrar AK Parti kazanabilir mi?
Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlıkları CHP'den AK Parti'ye geçer mi?
Çıkacak adaylara bağlı.
Aday isimleri kesinleşince o zaman ayrıca bir değerlendirme yapacağım...
Ama bugüne göre değerlendirme yaptığımda özellikle Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı sanki biraz zor gibi görünüyor.
* * *


fıkra

Dilencinin Duası
Dilencinin biri el açmış dileniyor, hem de dua ediyormuş.
Bektaşi yirmi lira vermiş;
- 'Duanı istemem' demiş.
Dilenci şaşkınlıkla sormuş:
- 'Niye duamı istemiyorsun ki?'
- 'Yahu senin duan kabul olsaydı, kendini kurtarır da dilenmezdin!'
* * *