Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi tarafından 'Dünden Bugüne Çözüm: Köy Enstitüleri Sempozyumu' adı altında düzenlenen etkinlik, 23 Haziran 2022 tarihinde, Ankara Doğan Taşdelen Sanat Merkezinde gerçekleştirildi.
Bu etkinlikte, CHP Genel Merkezi tarafından Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya sorumluluğunda 17 Nisan 2022 tarihinde Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsünden başlatılan '21 Köy Enstitüsünün Bugünkü Durumunu İnceleme' çalışmasının sonuçları ve çözüm yolları irdelendi.
EĞİT- DER Merkez Denetleme Kurulu Üyesi unvanımla çağrıldığım ve CHP Eskişehir İl Başkan Yardımcısı Eğitimci Battal Uyar ile birlikte katıldığımız bu etkinlikten süzdüğüm damlaları okurlarımla paylaşmayı bir görev sayıyorum.
SEMPOZYUMA KATILAN ÖRGÜTLER VE KONUŞMACILAR
Böylesi bir etkinliğin CHP Genel Merkezi sorumluluğunda düzenlenmesi çok anlamlıydı ve önemliydi. CHP adına, Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bursa Milletvekili Lale Karabıyık,Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyeleri Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve Muğla Milletvekili Suat Özcan katıldılar.
Sempozyuma katılım sağlayan 'Demokratik Eğitim örgütleri' ise şunlardı: EĞİT- DER, EĞİTİM- İŞ, EĞİTİM- SEN, İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı, KEÇEV, YKKED.
Sempozyumda açılış konuşmalarından sonra dört oturum yapıldı ve '19 konuşmacı' sunum yaptı. Finlandiya ve Küba'nın büyükelçiler düzeyinde katılmaları ve sunum yapmaları çok anlamlıydı.
Siyaset bilimi yanında eğitim bilimi açısından da önemli olan bu sempozyuma, 'akademik kuruluşlar' adına katılım sağlanamaması ülkemizin önemli bir sorunu. Ancak sempozyumda 'bağımsız akademisyen' kimlikleriyle sunum yapan; iki doktor, bir doçent doktor, altı profesör doktor olması sevindiriciydi.
SEMPOZYUMDAN SÜZDÜĞÜM DAMLALAR
Yoğun programlı ve bol konuşmalı bu etkinliğin ayrıntılarının, bir köşe yazısının sınırlılığı içinde paylaşılması olası değil. Bu nedenle ben tespit ve değerlendirmelerimi üç grup altında sizlere sunmaya çalışacağım.
  • 'İyi, güzel ve doğru' bulduğum değerlendirmeler:
*Salon girişindesergilenen'21 Köy Enstitüsü binasının 1940'lardaki ve bugünkü durumlarını kıyaslayan Fotoğraf Sergisi', bir yıkımın ibretlik belgesiydi…
* Köy Enstitüleri konusunun 'paydaşlarının/ bileşenlerinin sempozyuma katılımları' için gerekli titizlik gösterilmişti. Örgüt temsilcilerinin birbirlerine saygılı davranmaları güzeldi.
* Konuşmacıların sıkça 'Eskişehir'deki Köy Enstitüleri geleneğinden, demokratik öğretmen örgütlenmesinden ve çağdaş belediyecilikten örnek vermeleri…' gurur vericiydi.
*'Demokratik Öğretmen Örgütlenmesinde Köy Enstitülerinin Rolü' çok güzel sergilendi.
* Etkinliğin kayıt altına alınması ve kitaplaştırılacağının açıklanması önemliydi.
Konuşmalardan beğenerek aldığım cümleler ise şunlar oldu:
* 'Herkes için eğitim, temel ve öncelikli insan hakkıdır…'
* 'Öğretmenlik bir uzmanlık mesleğidir…'
* 'Köy Enstitüleri 'kamusal eğitim' kuruluşlarıdır; şirket, kooperatif, dernek gibi yapılanmalarla piyasalaştırılamazlar…'
* 'Eğitimde dinselleşmeye ve piyasalaştırmaya şiddetle karşı çıkılmalıdır…'
* 'Eğitimin maliyetini değil, insanları eğitmemenin maliyetini hesaplayın…' (Finlandiya Büyükelçisi)
  • Aşılamayan önyargılar ve usandıran tekrarlar:
*Köy Enstitüleri süreci anlatımlarında 'Geçmişe öykünme (emülsiyon), taklit (imitasyon), öznel abartılı anılar, kutsallaştırma eğilimleri…' çoğunlukla sürüyor.
* Köy Enstitülerinin geçmişteki uygulamalarının ayrıntıları çokça tekrarlanıyor…
* Köy Enstitülerinin 'Evrenselden etkilenmesini yadsıma, evrensele katkılarını ve özgünlüğünü abartma…' eğilimleri ısrarla sürdürülüyor.
* Sistemin önceki süreçlerini ve diğer isimlerini önemsemeden İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Âli Yücel'e 'aşırı yükleme' yapılıyor…
* Sürecin tarihsel bütünlüğüne bakılmaksızın '1940, 1946/ 47, 1954 tarihleri' abartılı biçimde öne çıkarılıyor.
* 'Köy Enstitüleri tekrar edilemez, tarihlerindeki saygın yerlerinde kalmalıdır…' yaklaşımları ısrarla sürdürülüyor.
(Bu bölümdeki yaklaşımlar, 'Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur…' özsözünü anımsatıyor.)
  • Gelecek Öngörüsü İçeren Değerlendirmeler:
Ülkemizde ne yazık ki'Köy Enstitüleri deneyiminden günümüze ve geleceğe 'uygulanabilir ve sürdürülebilir çıkarımlar' üretme…' konusundaki çalışmalaryeterli değil.
Bu bağlamda, Köy Enstitüleri konusuyla doğrudan ilişkili olan ve CHP belgelerinde de yer alan 'Belediyelerin eğitimdeki yerininartırılması, yaşam boyu eğitim, Kent Enstitüleri…' gibi bazı konuların sempozyumda irdelenmemesi, tam anlamıyla 'düşünce tembelliği…' olarak nitelendirilebilir.Unutmayalım ki Köy Enstitüleri bizden 'övgü ya da yergi değil, gelecek öngörüsü bekliyor…'
Benim sempozyumdan süzebildiğim belirginleşen öngörüler ise şöyleözetlenebilir.
*'Merkezi Ankara'da olmak üzere, 21 enstitüsünün merkezlerinde 'Köy Enstitüsü Müzesi' oluşturulmalı…'
* 'Eğitim Fakülteleri bünyesinde 'Öğretmenlik Meslek Enstitüleri' geliştirilmeli…'
*****

KÖY ENSTİTÜLERİ BİR CUMHURİYET PROJESİDİR
Köy Enstitüleri denince, sıkça karşılaşılan durumlardan biri de 'Köy Enstitülerini Atatürk ve Cumhuriyet sürecinden koparma' sapkınlıklarıdır.
Bu sapkınlıkların bahanesi de Köy Enstitüleri kuruluş yasasının 17 Nisan 1940 tarihinde çıkarılmış olmasına dayandırılır. Böylece Atatürk'ün sağlığında eğitim alanında çıkarılan ve her biri devrimsel özellikler taşıyan yasalar ve uygulamalar görmezden gelinir.
Oysa Türkiye tarihinde 1920- 1940 yılları arasında eğitim, kültür ve hukuk alanlarında yapılan devrimsel nitelikli yasal düzenlemeler Köy Enstitüleri sisteminin temelini oluşturmuştur. 17 Nisan 1940'ta çıkarılan Köy Enstitüleri Yasası, bu temeller ve duvarlar üzerinde yükselen binanın çatısı olmuştur:
Yukarıdaki tarihsel sürecin TBMM çatısı altında yaşandığı ve bu sürecin tartışmasız önderinin Mustafa Kemal Atatürk olduğu gerçekleri ise tarihe altın harflerle yazılmıştır.
Yadsınamayacak bir başka gerçeklik de 'Türkiye'de gerçekleşen bağımsızlık ve demokrasi devriminin temelinde Cumhuriyet/ Atatürk/ CHP bütünselliği' yattığıdır. Bu bağlamda siyasal anlamda 'Köy Enstitüleri bir CHP projesidir.'
Günümüzde CHP'ye düşen tarihsel görev ve sorumluk 'Dün- bugün- yarın zinciri doğrultusunda Köy Enstitüleri sistemini korumak ve geliştirmektir…'
Bu tür görev ve sorumluluklarınbaşta demokratik eğitim örgütleri olmak üzere tüm duyarlı yurttaşlarla paylaşılması ise demokrasinin temel koşuludur.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…