MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının ardından maçı yöneten FİFA Kokartlı Hakem Halil Umut Meler, Ankaragücü Başkanı Faruk Koca tarafından yumruklu saldırısına uğradı.
Olayda yaralanan Meler, iki gün tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildi.
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca tarafından hakem Halil Umut Meler’e yapılan bu saldırı hemen hemen tüm kulüpler tarafından kınandı…
Eskişehirspor ve Anadolu Üniversitesi Spor Kulübü de Umut Meler’e yapılan saldırıyı sosyal medya hesaplarında yaptıkları açıklama ile kınadılar…
Eskişehirspor Taraftarlar Birliği Başkanı Murat Diri ise bir internet sitesine yaptığı açıklama ise Eskişehir’de spor camiası içerisinde tepkilere neden oldu.
Murat Diri’nin söylediklerini yazımın son bölümünde ayrıca değerlendireceğim…
* * *
Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçını yöneten hakem Halil Umut Meler maçta hata yapmış olabilir.
Hemen hemen her maç sonunda alınan sonuçtan memnun olmayan kulüplerin başkanları, teknik direktörleri veya kulüp yöneticileri hakemleri hep eleştirdiler…
Bu eleştiriler sadece bu sezon yapılmıyor…
Geçen sezon, önceki ve daha önceki sezonlarda da yapılıyordu.
Ancak ilk kez bir kulüp başkanı saha içerisine girerek maç sonunda hakem yumrukladı…
Bu yumruk sadece Halil Umut Yeler’e değil tüm hakem camiasına atılmış olarak değerlendirildi.
* * *
Hakemler de hata yapabilir.
Ki birçok maçlarda hata yaptıkları Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu tarafından kabul edilen hakemler ya klasman düşürüldü, dinlendirildi ya da hakemliklerine son verildi.
Sonuçta onlarda bir insan…
* * *
TFF Yönetim Kurulu ve Merkez Hakem Kurulu üyeleri hakem hatalarının en aza inmesi için devre arasında liglerde maç yöneten tüm hakemleri bir hafta kampa alarak yayıncı kuruluştan alınan maçların tartışılan görüntüleri tekrar tekrar izletilerek bu hataların tekrarlanmaması konusunda gereken uyarıyı yapmalı…
Hiç olmazsa ligin ikinci yarısında maçlar sonunda hakem hataları tekrar gündeme gelmemeli.
* * *
İddialara göre hakemler takım tutuyorlar…
Ben hiçbir hakemin saha içerisinde maç yönetirken “şu takımı yendireyim”, “şu takım sahadan mağlup olarak ayrılmasını sağlayayım” hesabı yaptığına kesinlikle inanmıyorum…
Onlarında elbette gönlünde yatan takımlar vardır…
Dedik ya, onlarda insan.
Ancak gönlünden geçen takımın şampiyon olması için saha içerisinde elinden ne geliyorsa yapıyorsa bu kulüplerin yaptıkları onca emeği çalmak demektir…
Ha hırsızlık yapmışın ha puan ve puanlar çalınmasına göz kırpmışsın…
Birbirlerinden farkı yok.
Artık liglerin kalan maçlarında görev yapacak hakemler tekrar hakem hatalarının gündeme gelmemesi için daha dikkatli maç yönetmeleri gerekir.
* * *
Gelelim Eskişehirspor, Anadolu Üniversitesi Spor Kulübü ile Eskişehirspor taraftarlar Birliği Başkanının açıklamalarına…
Eskişehirspor’dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçı sonrası meydana gelen olaylar nedeniyle derin bir üzüntü içindeyiz. Bu tatsız olaylar neticesinde Halil Umut Meler başta olmak üzere tüm spor camiasına geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz. Hiçbir koşul altında hoş görülmeyecek olan bu tür olayları şiddetle kınıyor ve karşı olduğumuzu belirtiyoruz. Sporun barışçıl ortamından uzaklaşan bu tür davranışların sporun ruhuna zarar verdiğini ve toplumumuzu ayrıştıracağını bir kez daha vurgulamak isteriz. Bu gibi tatsız olayların bir daha yaşanmaması ve sporun fair-play ruhuyla yaşatılması adına tüm paydaşları daha duyarlı olmaya ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.”
Asla kabul edilemez
TFF 3. Lig ekibi Anadolu Üniversitesi Spor Kulübü, Süper Lig'de MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının orta hakemi Halil Umut Meler’e gerçekleştirilen saldırıyla ilgili kulübün sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı:
“MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor arasındaki karşılaşmanın sonunda yaşanan olayları büyük bir üzüntü ve endişeyle takip ettik. Sporun ruhuna ve Türk futboluna zarar veren bu tarz olayların kabul edilemez olduğunu düşünüyor, karşılaşmanın hakemi Halil Umut Meler’e yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Halil Umut Meler başta olmak üzere karşılaşmada görev alan hakemlere, ailelerine ve hakem camiasına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
* * *
Gelelim Eskişehirspor Taraftarlar Birliği Başkanı Murat Diri’nin açıklamasına.
Diri, Ankaragücü-Rizespor maçının sonunda yaşanan olayları tasvip etmediğini belirtirken, TFF tarafından liglere verilen aranın mağduriyetler doğuracağını da ifade etmiş…
TFF Yönetim Kurulu Başkanı, yaşanan olayın ardından hakemler “gereken önlemler alınıncaya kadar maçlara çıkmama kararı” aldıklarından sonra liglere ara verildiğini söyledi.
Hakemler bu konuda haklı…
Eğer ara verilmemiş olsaydı hakemler bu psikoloji ile sahaya çıkıp nasıl maç yönetebilirlerdi…
Murat Diri, hakemlerin bu açıklamasını takip etmemiş herhalde TFF’nin maçlara ara vermesini eleştirmiş…
Diri’nin, bir internet sitesine yaptığı açıklama özetle şöyle:
“Ankaragücü Rizespor maçında yaşanan olaylar tabi ki Türk futbolu adına tasvip edilmez. Ancak Liglere ara verilmesi sonucunda yaşanacak mağduriyetler hakkında da bilgilendirme yapmamız gerekmektedir. İş bilmez TFF eli ayağına dolaşmış ne yapacağını şaşırmış ligleri iptal etmiş bu karar hakeme saldırıdan daha vahim ve acıdır. Türk futbolunu ne kadar saçma insanların yönettiği artık göz ardı edilememektedir. Liglere geç başladık. Sürekli yönetmelik değiştirildi. Liglere verilen arada kulüpler artan masraflarında TFF sorumlu tutulmalıdır. Türk futbolunu sadece ceza vererek yönetmeye çalışmak çapsızlıktır. Eskişehirspor’umuz formunu yakalamış yenilgisiz şampiyonluğa giderken bundan sonra olası olumsuz sonuçlardan TFF sorumludur. Bu ligleri yönetme becerisi olmayan sürekli Türk futbolu krizlerle bahislerle anılan bir ortamda Mehmet Büyükekşi derhal istifa etmelidir. Ankaragücü başkanının verdiği tepkiyi dünya gündemine kendi kendimize duyar kasmak için taşıdık. Bu ülkede çok daha fazlaları defalarca yaşandı. Kocaman camiaların kaderi böyle birkaç hakemin düdüğüne bağlanamaz. Verilen onca emek harcanan milyonlar cabası, maddi ve manevi kayıp, Tribünde ömrünü geçiren on binlerin yaşadığı psikolojiyi yaşamadan eline klavye alıp kınıyoruz. Yazması kolay! satılık hakemlere ve bahis çetelerine devlet sessiz kalırsa, dermansız sıkıntılar içerisinde boğuşan kulüpler, mağduriyet yaşayanlar kendi hakkını böyle aramaya çalışır. Türk futbolunu yönettiğini zanneden aslında sömüren kesimden bu sporun gelişmesini ve ilerlemesini beklemek beyhude bir çırpınışıtır. Ceza vererek çözüme ulaşılamaz”.
* * *
Murat Diri’nin bu açıklamasından sonra kendilerine yapılan bu hakareti futbol hakem camiasının sesiz kalacaklarını düşünmüyorum…
Kalırlarsa da kabullenmiş olurlar…
* * *
Yılmaz Hoca BÜYÜKŞEHİR’E KİMİ İSTİYOR?
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in aday adaylığı başvurusu yapması sonrası yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği belirsizliğini koruyor…
Yılmaz Hoca, her ne kadar aday adaylık için Genel Başkan Özel’in isteği üzerine başvurusunu yapmış olsa da, kendisinin yapmış olduğu açıklamalardan çokta istekli olmadığı yorumlanıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TV 100'de Candaş Tolga Işık'ın sunduğu 'Az önce Konuştum' programında bu konuyla ilgili sorulara cevap verdi.
“Hoca'yı görünce elini öpüyorum”
Eskişehir’de merkezdeki mevcut belediye başkanlarının aday adayı olmalarını ben istedim. Başvuruyu yapsınlar sonrasında oturacağız düşüneceğiz hep birlikte en doğru kararı vereceğiz mesele bu. Yoksa Yılmaz Büyükerşen'e başvuru yap talimatı vermek falan değil. Ben Hoca'yı gördüğüm yerde hemen elini öpüyorum.
Yılmaz Hoca Eskişehir'in üzerine evladı gibi titriyor
Yılmaz Hoca son görüştüğümde ben bir kez daha aday olmak istiyorum demiyordu. Genç birine bırakmam lazım diyordu. Bir kadın olabilir mi diyordu. Bizim arkadaşlar var. Ama onların da kendi belediyeleri var, orada ne olur falan diyordu. Yılmaz Hoca son derece yapıcı, Eskişehir'i seven Eskişehir'in geleceğini düşünen bir perspektifte. Yılmaz Hoca Eskişehir'in üzerine evladı gibi titriyor. Yılmaz Hoca bozkırın ortasında bir vaha yarattı. Bir mucize yarattı.
Yeniden aday olacak mı?
Yılmaz Büyükerşen'in adaylığı konusunda Sayın Yılmaz Büyükerşen'le birlikte Eskişehir'in yarınlarını da düşünerek, memnuniyet anketine bakarak, Eskişehirlilerin ne söylediğine bakarak, oturularak konuşulacak. Yılmaz Hoca'nın evladı için bir karar verilecek. O kararı hep birlikte oturup konuşacağız. Eskişehir Yılmaz Hoca'nın evladı. Ben öyle görüyorum".
* * *
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, yapılacak istişareler sonunda, “Benden buraya kadar” derse CHP Genel Merkezi “yerine kimi aday gösterir” bilemem.
Herhalde yapılacak memnuniyet anketlerinden çıkacak sonuca göre karar verilebilir.
Özgür Özel’in konuşmasında dikkatimi çeken şu sözleri oldu: “Genç birine bırakmam lazım diyordu. Bir kadın olabilir mi diyordu. Bizim arkadaşlar var. (Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç) Ama onların da kendi belediyeleri var, orada ne olur falan diyordu. Yılmaz Hoca son derece yapıcı, Eskişehir'i seven Eskişehir'in geleceğini düşünen bir perspektifte.”
Yılmaz Hoca, kendisi aday olmazsa “kadın olabilir” derken Büyükşehir Belediye Başkanı adayının kadın olmasını mı istiyor?
Büyükerşen’in Özgür Özel’e, “kadın olabilir” demesi Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğinden istifa ederek Tepebaşı Belediyesi Meclis Üyeliği için başvuru yapan en güvendiği isimlerden biri olan “Ayşe Ünlüce’yi işaret etti” olarak yorumlandı…
* * *
Sanıyorum bu ayın sonuna doğru adaylar belli olacak…
O zaman öğreneceğiz…
* * *
Düşündüren Hikaye:
Kaplanlara Karşı
Nasrettin Hoca yine bir iş peşindeymiş. Eşeğine iki ağır heybe yüklemiş ve sağa sola bir şeyler serperek dolaşmaya başlamış. Meraklı birkaç çocuk yolda onu durdurup ne yaptığını sormuşlar.
Hoca,” Görmüyor musunuz? Şehre tuz döküyorum” demiş. Bu cevapla çocukların kafaları daha da karışmış.
Neden bunu yaptığını sorduklarında Hoca bağırmış.
”Her yıl yaptığım şeyi yapıyorum. Benden önce de babam bunu yapardı. Bizi kaplanlardan korusun diye şehre tuz döküyorum.
” Ama Hoca” demişler. ” Ne kaplanı? Neden o değerli tuzu, bu kadar zamanını ve çabanı bizi kaplanlardan korumak için harcıyorsun? Burada hiç kaplan yok ki.”
”Doğru” demiş hoca. ”Bu şehirde bir tane bile kaplan görülmedi. İşte döktüğüm tuzun ne kadar etkili olduğunun kanıtı.”
* * *
Mesaj; Hangisine ihtiyacın var? Duvarlar örmeye mi, kapıları açmaya mı?
Başına gelirse hiç hoş olmayacak ama gerçekleşme olasılığı da bir o kadar düşük bir duruma karşı kendini korumak için ne kadar zaman ve enerji harcarsın? Kendimizi aşırı korumak ve her şeye karşı garantiye almak görünüşte olgun ve yetişkinlere özgü bir davranış olsa da hayatımızı korkuyla yaşadığımızın bir göstergesidir.
Kendimizi korkuttuğumuz şeylerden koruruz. Ama her korkunun öteki yüzü özlem duyduğumuz veya ihtiyacımız olan bir şeydir. Korktuğumuz şeylere karşı duvarlar örmektense, ihtiyacımız olan şeyi hayatımıza daha çok alabilir miyiz? Bırak hayatın kabuslara karşı sürgüleri çekmektense rüyalarına kapıları açmaktan ibaret olsun.
* * *
FIKRA:
TEMEL İLE DURSUN
Temel'le Dursun iki tane at almışlar. Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli değil. Temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş ve atın birisinin kuyruğunu kesmiş. Dursun ona inat o da diğer atın kuyruğunu kesmiş. Temel bu sefer atın bir tanesine boyayla işaret koymuş. Dursun ona inat diğer atın aynı yerine aynı boyayla işaret koymuş. Temel bakmış böyle olmuyor, Dursun'a bir açıklamada bulunmuş.
-‘En iyisi beyaz at benimki siyah at da seninki olsun’ demiş.
* * *