Son iki yılda iki olağan ve iki olağanüstü kurultay yapan CHP’nin, siyasette etki alanının daraltılmaya çalışıldığı bir dönemde “Şimdi İktidar Zamanı” sloganıyla yaptığı kurultay, siyasi iktidarın tüm oyunlarını boşa çıkaracak nitelikteydi.
CHP tarihinin belki de en “çekişmesiz” kurultayına başkanlık yapan Ayşe Ünlüce oldukça başarılıydı.
Yerel seçimlerde CHP’nin gösterdiği başarı yerel siyasetçilerin iştahını kabartmış ve çok sayıdaki CHP’linin gönlünden Parti Meclisi (PM) üyeliği geçmeye başlamıştı. Ancak hesaplar tutmadı. Özgür Özel Eskişehir’den hiç kimseye PM için yeşil ışık yakmadı. Böylece, Özgür Bey’in CHP Eskişehir örgütünün iç dinamiklerini tüm ayrıntıları ile çok iyi bildiğini de herkes öğrenmiş oldu. Ayrıca, “PM’ye Eskişehir’den hiç aday gösterilmedi” diye feveran edilirken; CHP İlke ve Demokrasi Hareketi Sözcüsü Örsan K. Öymen tarafından hazırlanan 52 kişilik anahtar listede Eskişehir’den Tuncay Çırak’ın yer aldığını çoğu kişi atladı.
ELEŞTİRİLER DİKKATE ALINDI…
Kurultay’ın en önemli çalışması; son olarak 2008 yılında değiştirilen parti programının oy birliğiyle kabul edilmesi oldu. 17 yıl sonra tümden yenilenen bir programın bazı bölümlerinin eleştirilmesi kaçınılmazdı.
CHP'nin kurultaydan önce kamuoyuna tanıtılan program taslağına gelen eleştiriler üzerine, Program Hazırlık Komisyonu taslaktaki bazı ifadeleri güncelledi. En çok eleştirilen konuların başında “Laiklik ve Eşit Yurttaşlık” açıklamaları ile ilgili bazı hükümler geldi.
“ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ” GÜNCELLENDİ…
Kurultayda; "Atatürk Milliyetçiliği" tanımı yeniden düzenlendi. Buna göre; "Atatürk Milliyetçiliği, yurttaşlık bağıyla cumhuriyetimize bağlı olan herkesin eşitliğini savunur. Türk milleti bu anlayışla tanımlanır. Farklı kimliklerin dışlanmaması ve yurttaşların aynı hak ve özgürlüklere sahip olması esastır. Günümüzde eşit yurttaşlık, bu anlayışın eksiksiz olarak hayata geçirilmesi ve güçlendirilmesi anlamına gelir" şeklinde güncellendi.
Yapılan düzeltmelerde programda “çok az kullanıldığı ifade edilen” Türk Milleti kavramının Atatürk Milliyetçiliği anlayışı ile tanımlanması ve eşit yurttaşlık ifadesinin de bu anlayışla yaşama geçirilmesi anlamına geldiğinin açıklanması çok sevindirici oldu.
LAİKLİK BÖLÜMÜ YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLDİ..
Kurultayda eleştiri alan başlıklardan biri olan “Laiklik” bölümü yeniden gözden geçirildi. Çok da iyi oldu.
Programın "Laiklik" bölümüne, "CHP için hukukun, eğitimin ve siyasetin laik olması temel bir ilkedir" ifadesi eklendi. Aynı başlığa, "Devlet kurumlarının ve devlet toplum ilişkilerinin nesnel ve evrensel hukuk kurallarına göre düzenlenmesi CHP için esastır. Laiklik CHP'ye göre bireyin özgürlüğünün, ilerlemenin, toplumsal barış ve eşitliğin en temel güvencesidir" kısmının eklenmesiyle ciddi bir eksiklik giderildi..
EŞİT YURTTAŞLIK VE ANA DİL…
Program taslağında yer alan “Eşit Yurttaşlık ve Ana Dil” bölümü CHP tabanında ve kurultayda en çok sıkıntı yaratan bölüm oldu.
Bu bölümdeki değişikliklere gösterilen tepkiler, benzer sözcüklere “etnikçi ve bölücü siyasetlerini” sürdürenlerin bilerek farklı anlamlar yüklemesinden kaynaklanıyor.
Etnikçi anlayışla kullanılan eşit yurttaşlık tanımı, ayrımcı siyaseti önceler, bölücülüğe zemin hazırlar. Yurttaşların eşitliği ise anayasa ve yasalar karşısında tüm yurttaşların eşit olması anlamına gelir; ulusal bütünlüğü, toplumsal birliği savunur, halkçıdır ve cumhuriyetçidir.
TEPKİLER GİDERİLMELİDİR!..
CHP tabanının tepki gösterdiği bu bölümdeki; “eşit yurttaşlık ve ana dil” düzenlemelerine doğru bakış açısıyla yaklaşmak ve “sapla samanı birbirine karıştırmamak” gerekiyor.
Öncelikle belirtelim ki; CHP’nin 39. Olağan Genel Kurultayında kabul ettiği yeni programda Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşmeyle ilgili yer alan talep ve vaatlerin, CHP’yi sürecin dışına itmek isteyen çevrelere verilmiş yanıt olarak bir anlam taşıdığını da düşünmeliyiz.
“Eşit Yurttaşlık” kavramı,2018’den beri CHP’nin kurultay bildirilerinde yer alan bir kavramdır. Yani programa yeni girmemiştir.
Kurultay’da yapılan son program düzenlemelerinde “Türk Milleti kavramının Atatürk Milliyetçiliği anlayışı ile tanımlanması ve “eşit yurttaşlık” ifadesinin de cumhuriyetimize bağlı olan herkesin eşitliğini savunur anlayışı ile yaşama geçirilmesi anlamına geldiğinin açıklanması” bu konudaki siyasal kaygıları ortadan kaldırmaktadır. Zaten, kuruluşun ve kurtuluşun partisi CHP’ye başka türlüsü yakışmaz ve yakıştırılamaz…
Üstelik programa eklenen “Lozan Barış Antlaşması, Cumhuriyetimizin kuruluş belgesi ve ulusal egemenliğimizin tapusudur” maddesi büyük bir memnuniyetle karşılanırken bazı sözcüklerden kendi karanlık amaçları doğrultusunda anlamlar çıkarmaya çalışanların seslerini de kesmiştir.
CHP’nin 39.Kurultayı’nda onaydan geçen programın beklentilere yanıt verecek boyutları ile halka çok iyi açıklanması gerekiyor. Bunun için de öncelikle, il/ilçe delege seçimleri ve hatta PM adaylıkları sürecinde kaybedilen, güç kaybı ve örgütsel kırgınlıklar hızla giderilmeli, parti üzerindeki “eski ve yeni vesayet” tartışmaları sona ermeli; kimin belediye başkanı, kimin milletvekili olacağı gibi kişisel gelecek yatırım hesapları CHP’nin iktidara yürüyüşünün önüne geçmemelidir.