Özellikle son 15 yıldır Eskişehir ile İzmir arasındaki 'kardeşlik bağları' öyle güçlendi ki…

Bu kardeşliğin, iki kentin belediyelerince düzenlenen ve doğal olarak içerikleri birbirine çok benzeyen kültür ve sanat etkinliklerinde öyle çok somut örnekleri var ki…

Demokratik yaşamımızın seçim süreçlerinde ise ' Çağdaş Türkiye kardeşliğinin umutlu gözleri, önce bu iki kardeş kentin seçim sonuçlarına bakıyorlar…'

Son günlerde Eskişehir – İzmir kardeşliğinin güzel bir örneği daha yaşandı.

Eskişehir, 28 Ağustos – 6 Eylül 2015 günlerinde düzenlenen '84. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF)'na 'Onur Konuğu İl' olarak çağrıldı. Ve bu iki kardeşin İzmir buluşmasını izleyenler, ortaya konulan kaliteli güzelliğe hayran kaldılar.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kardeşlerin İzmir buluşmasındaki güzelliklerin yerinde izlenmesi ve Eskişehirlilere iletilmesi amacıyla 3 – 4 Eylül 2015 günlerinde, yerel medyamızdan bir grup arkadaşı İzmir'e götürdü.

İzmir izlenimlerimi, duygularımla ve düşüncelerimle harmanlayarak sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

İzmir'in Yollarında Çiçekler Açar…

Yaptığımız İzmir yolculuğu boyunca, ilkokul ve ilk gençlik yıllarımda yüreğime kazınmış o güzelim 'İzmir Marşı' kulaklarımda tınlayıp durdu:

'İzmir'in dağlarında çiçekler açar… / Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa…'

Kurtuluş Savaşımızın simgelerinden olan o yürek titreten marştan, günümüzün İzmir yollarında kalan görüntüler benim gözümle şöyle özetlenebilir:

'Ege'nin o güzelim bağrında hançerle kazılmış olan 'çift yolların' iki yanında 'tarım' ve 'sanayi' doğayı yıpratmakta birbiriyle yarışıyor… Bu arada, dağları hoyratça kemiren 'madencilik' de onlara yetişmeye çalışıyor… Yükseklere kurulmuş rüzgar enerjisi türbinleri de aşağılarda süren doğa katliamını hüzünle seyrediyor…'

'Salihli'de yediğimiz 'meşhur odun köfte' ise 'bizim Eskişehir köftesinden' daha iyi değil…'

'Sonra da 9 Eylül 1922'de İzmir'e girişin simgesi olan 'Belkahve'nin nerede olduğunu göremeden İzmir'in karmaşık trafiğine giriveriyorsunuz…'

'Ama biliyorsunuz ki, '… Akdeniz'e doğru bir kısrak başı gibi uzanan…' şu güzel memleketimizin çağdaş dünyaya açılan penceresidir İzmir… '

İzmir'deki Eskişehir ve Büyükerşen

Her yıl yeni bir tema ile kapılarını açan İEF'in bu yılki ana teması 'EĞİTİM' olarak belirlenmiş.

Bu yıl 'İEF'in Onur Konuğu İl olarak Eskişehir'in seçilmesi' ise belgelerde şöyle açıklanıyor:

'Şehirleşme açısından örnek, gençlerin daha iyi yetişmesi ve eğitimde fırsat eşitliği ilkesiyle eğitimin Türkiye'nin dört bir yanına yayılmasına vesile olan Eskişehir…'

Yani 'Çağdaş Eğitim ve Çağdaş Kentleşme ' denilince kardeş İzmirlilerin aklına gelen kent 'ESKİŞEHİR' olmuş.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmirlilerin bu nazik davetine teşekkürlerini, 'İzmir'in onur konuğu olmak Eskişehir için şereftir' afişleriyle iletti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu inceliği 'Eskişehir İzmir'e hoş geldi, onur verdi' afişleriyle karşıladı.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından İEF içindeki çok büyük bir alanda 'Eğitim Kenti Eskişehir' konulu stantlar açıldı. Büyükşehir Belediyemizin kendi atölyelerinde tasarlanan ve üretilen fuar alanındaki yapılara, duvarlardaki Eskişehir fotoğrafları ve çeşitli noktalara kurulan ekranlardaki tanıtım filmleri eşlik ediyor. Ayrıca alana Eskişehir'in simgeleri haline gelen heykeller ve çeşitli peyzaj düzenlemeleri de yerleştirilerek adeta bir 'Küçük Eskişehir' oluşturulmuş.

Oluşturulan stantta Eskişehir; üniversitelerinden müzelerine, tarihi mekanlarından eğitim merkezlerine, eşsiz yer altı kaynaklarından heykellerine kadar birçok alanda misafirlerine kapılarını açtı. Türkiye'de ve dünyada marka şehir haline getiren projeleri ziyaretçilerine tanıtan Eskişehir standı tam not aldı.

İzmirlilerin bizim Büyükşehir Belediye Başkanımız Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN'e gösterdikleri ilgi ve sevgi ise gerçekten görülmeye değerdi.

İki gün boyunca çok yakından izleme ve dinleme olanağı bulduğumuz Sayın Büyükerşen'in bedensel sağlığının yerinde olduğunu görmek beni çok sevindirdi. Ayrıca kendisinin güçlü belleğine ve bilimsel kavramları/terimleri çok iyi kullanan anlatımına bir kez daha hayran kaldım.

Eskişehir'den giden ekiple birlikte yenilen akşam yemeğindeki sohbette ise Yılmaz Hoca; 'trafik, ESTRAM, Türk Dünyası Ajansı, Eskişehir'in eğitim tarihi, kamu yönetiminde sürdürülebilirlik ve güncel sorunlar' konularında çok kaliteli bir ders verdi.

Keşke, yerel medyamızda Yılmaz Hoca'nın yaşı ve sağlığı üzerine sanal spekülasyonlar üretenler de bu diyalogları izleyebilselerdi…

Ben bu fırsatla başta Sayın BÜYÜKERŞEN ve İzmir çıkarmasının şefi olan Oğuzhan ÖZEN olmak üzere tüm emeği geçenleri kutluyorum.

Kardeşliğin Kökenleri ve Mimarları

Bugün ülkemizde ve hatta dünyada 'Türkiye'de çağdaş kentleşmenin ve çağdaş yaşamın simgeleri olan iki kent' olarak gösterilen 'Eskişehir- İzmir kardeşliğinin' bence ortak kökenleri vardır:

· Eskişehir ve İzmir, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın 'Kuvayı Milliye' sürecini iliklerine kadar yaşamışlardır.

· Bu iki kardeş kent, Cumhuriyetimizin Kuruluş ve Gelişme süreçlerinin mayası olan 'Atatürk/Cumhuriyet Devrimlerinin' öncelikle uygulandığı kentlerdendir.

· Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin zemin kaymasına uğradığı son 15 yılda, sadece Eskişehir ve İzmir aralıksız bir süreçte 'sosyal demokrat belediyeciliğin kaleleri' olarak kalabilmişlerdir.

Sağlam kökenlere dayanan bu kardeşliğin 'mimarları' ise İzmir'de Ahmet PİPİŞTİNA/ Aziz KOCAOĞLU ve arkadaşları; Eskişehir'de Yılmaz BÜYÜKERŞEN ve arkadaşlarıdır.

Bu sosyal gerçeklerin görülmesi ve bu güzel kardeşliğin siyasal tartışmalardan zarar görmemesi dileklerimle…

*****

İzninizle…

NOT: Gecikmiş bir deniz tatili için yazılarıma bir süre ara vereceğim. 17 Eylül'den sonra KESİT köşesinde sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla tekrar buluşmak üzere hoşça kalın.