2020'li yıllar, hiç iyi başlamadı...
Önce seller,
Son yaşadığımız felakete karşın nispeten küçük de olsa, can yakan depremler...
Orman yangınları...
Derken pandemi...
Her yeni bir yıla girerken, artık acıların ve felaketlerin geride kalacağını, ülkece mutlu olacağımız, hep birlikte sevineceğimiz günlerin gelmesini bekledik hep...
Öyle olmasını diledik...
Her yeni yılla bu umutla girdik...
2020...
2021...
2022...
Ve 2023...
06 Şubat 2023...
Sabaha karşı 04.17...
Adeta yer ikiye ayrılmış,
Büyük bir bölgede toprak üzerindeki her şey yıkılmıştı...
Dün itibariyle yaşamını yitiren insan 50 bini geçmişti...
İnsanlar akrabalarını, sevdiklerini,
Çalışma arkadaşlarını,
Komşularını,
Kahve arkadaşlarını yitirmişlerdi...
Böyle bir zamanda,
Yakınındaki birini,
Tanıdığı birini kaybetmenin ağırlığını, kim oradaki insanlardan daha iyi anlayabilirdi?
Cevap şu;
Şu ya da bu nedenle,
Yakınını, sevdiğini kaybeden tüm insanlar...
*****************
Aydın Ünlüce...
Neredeyse Eskişehir'de gazetecilik yapmaya başladığım ilk yıllardan beri tanıyorum...
Kuşku yok ki,
İyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir hukukçuydu...
Aynı zamanda çok iyi bir Eskişehirli,
Çok iyi bir CHP'liydi...
CHP il yönetimlerinde defalarca görev aldı,
İl başkanı için yapılan yoğun baskıları hep geri çevirdi ama partiden kopmadı...
Sonra meclis üyelik yılları başladı...
Son iki dönemdir aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis üyesiydi...
Büyükşehir Meclis Başkan Vekiliydi...
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in meclis oturumlarına katılamadığı zamanlarda meclis başkanlığını o yapıyordu...
Kimseyle gereksiz polemiğe girmez ama doğru bildiğinden de geri adım atmazdı...
Hep siyasetin içinde,
Ama siyasetin başka bir yönündeydi...
*****************
Kriz onu,
Hiç beklemediği bir anda yakaladı...
Hazırlıksızdı,
Önlem alabilmekten uzaktı...
İki hafta süren yaşam mücadelesini geçtiğimiz Pazar günü akşam saatlerinde kaybetti...
Hani hep derler ya;
'Her ölüm erken ölümdür' diye...
100 yaşında bile ölseniz erkendir...
Ama Aydın Ünlüce'nin ki gerçekten erkendi, çok erken...
Ve hepimizin aklında şu iki mısra kaldı;
'Ölüm Allah'ın emri,
Ayrılık olmasaydı...'