Bazı kesimlerce yıllar boyunca ülkenin en önemli sorunu olarak gösterilen türban meselesinin Kasım ayı başında TBMM'nde çözüme kavuşmasının hemen ertesinde bu mesele ortaya çıktı…
Daha doğrusu,
Başbakan tarafından pimi çekilip orta yere atıldı…
Şimdi ülkecek düştük peşine gidiyoruz…
'Kız-erkek aynı evde kalır mı kalmaz mı?'
'Başbakanın söylediği şu karışık işler nelerdir, söylese de biz de bilsek?'
'Bu, özel hayata müdahale değildir…'
'Denizli'de okuyan kız öğrencilerimizi töhmet altında bırakıyorsunuz…'
'Biz kızlarımıza güveniyoruz…'
'25 yıllık emlakçıyım, kız-erkek birlikte gelip ev kiralamak isteyeni görmedim…'
Daha neler neler…
Ama en baba çıkışı Adana Valisi yaptı…
'Başbakan diyorsa emir telakki ederiz…'
Başbakan bunu vali yapmasın da kimleri yapsın?
***
Başbakanın kadim yardımcısı Bekir Bozdağ, Bülent Arınç ile Başbakanın danışmanı Yalçın Akdoğan'ın 'bir çuval inciri berbat eden' açıklamalarının ardından, Başbakana arka çıkacak açıklamayı hemen yapıştırdı…
'Bu, devletin asli görevidir, yoksa özel hayata müdahale falan değildir…'
Bereket içimize su serpen şu sözleri de söylüyor;
'Başbakanımız gerekirse böyle bir adım atılacağını söyledi.
Böyle bir adım hemen atacağız diye bir açıklama olmadı.
Gerekirse adım atılacağı yönünde bir değerlendirmesi oldu.
Bu yönde çalışmalar olduğu zaman sonuçları açıklanır…'
Çevir kazı yanmasın…
Aman kimseler uyanmasın…
Nazlı Ilıcak da fena çıkışmış bu fikre…
'AKP'ye oy verdim ama şimdi utanıyorum…'
***
Peki,
Başbakana zaman zaman 'mümkün olan' en üst seviyede karşı çıkabilen AKP'deki tek siyasetçi olan Bülent Arınç ne yapsın?
O da mecbur, yanmaması için kazı çevirmek zorunda…
'Kızlar ve erkekler bir arada kalabiliyorsa sonunda kaybeden çoğu zaman kızlar oluyor.
Yanındakinin terk etmesi halinde ya da bir başkasını kullanması halinde nasıl olayların yaşandığını biliyoruz.
'Başbakan sizi açığa düşürdü' diyorsanız ben öyle düşünmüyorum.'
Ne çektin be Bülent Arınç…
Başbakan bozdukça sen tamir etmeye çalıştın;
Neler geldi başına?
Ama çekeceksin mecbur…
***
Şaka bir tarafa…
Kızılcahamam kampında konuşulanların dışarı sızmasının hemen ardından Arınç ve Akdoğan'ın 'düzeltme' açıklamaları gösteriyor ki,
Başbakanın bu çıkışı,
Tamamen kendi subjektif bakış açısının ürünü…
Bugüne kadar sürekli, önceden organize edilen, enine boyuna tartışılıp ortaya konulan politik eylemlerin dışında, Başbakanın tamamen kendi kişisel düşüncesi üzerine kurulu bir çıkış…
Arınç ve Akdoğan,
Başbakanın bu çıkışının başlarına büyük işler açacağını biliyor olmalılar ki, hemen ertesi günü işi 'yanlış anlamaya' bağlayıp kapatmak istiyorlar…
Ama Başbakan hiç de öyle düşünmüyor…
Konuşulanları aynen teyit ediyor, 'söylediklerimin arkasındayım' diyor…
***
Böyle bir açıdan baktığımızda, insanların tüylerini diken diken eden bu çıkışın AKP'nin genel bir politikası değil de, Başbakanın kendi bireysel çıkışı olduğunu düşünüp, belki biraz serinleyebiliriz…
Ancak her şeye karşın Adana Valisi gibi, Başbakanın sözlerini emir telakki edip, bu müdahale işini ciddiye alacaklar olacaktır…
Ben Eskişehir valisinin düşüncelerini merak ediyorum…
Malum,
Eskişehir'de binlerce üniversite öğrencisi var…
Hem de yıllardan beri…
Bugüne kadar bir Eskişehirli de çıkıp, 'bunlar kızlı-erkekli aynı evde kalıyor' babında bir şikayette bulunduklarını, hatta sohbetini ettiklerini bile duymadım…
Ama eminim bu öğrenciler, hiç akıllarında yokken şimdi kalkıp inadına aynı evlerde kalmaya başlayacaklar…
Hani şu dünyanın en güzel gözlü hayvanının da içinde olduğu meşhur bir söz var…
'Aklına karpuz kabuğu getirmek…'