İbrahim Gerede,

Gerek eğitim seviyesi gerek iyi eğitim görmüş insan sayısı açısından çok önemli bir noktada olan Eskişehir'e, bu nitelikleri kazandıran eğitim insanlarımızdan biri…

Fiili meslek yaşamını sonlandırdıktan sonra da bir kenara çekilmemiş İbrahim Gerede…

Şu anda Eğitimciler derneği (EĞİT-DER)'in başkanı…

Eğitimin örgütlenmesi ve eğitim hakları konusunda uğraşısını sürdürüyor…

1996'dan bu yana da,

Kendisinin de ifade ettiği gibi, küçük tatil gezilerinin dışında, haftada iki gün yazılarıyla kamuoyuna ulaşıyor…

İstikbal Gazetesi'nde başlayıp, Sakarya Gazetesi'nde başlayan bu yazı serüveni bundan böyle SONHABER Gazetesi'nde devam edecek…

***

'Sosyal medyanın dev boyutlara ulaştığı günümüzün çağdaş dünyasında, artık 'gazeteler' az ya da çok sattığına göre değil, 'özgürlük ve demokrasi değerlerine ne kadar sahip çıktıklarına göre…' değerlendiriliyor.

Bu düşüncelerle tercih ettiğim 'SONHABER' de…'

İbrahim Gerede, yazılarına SONHABER'de devam etme kararını yukarıdaki cümleyle anlatıyor…

Çoğu zaman bizler işin içinde olduğumuz için, gazetelerimiz için adlandıramadığımız, doğru ifadeleri bulamadığımız zamanlar çok olur…

Dışarıdan bakan gözlerin ve zihinlerin izlenimleri o nedenle çok önemli…

Bu açıdan baktığımızda,

SONHABER'in hesap kitapla değil, gerçekten öyle hissettiği için çalışan insanlar sayesinde böyle bir gazete olduğunu görüyor, anlıyor ve seviniyoruz…

***

İbrahim Gerede,

Bundan böyle haftada iki gün (Salı-Cuma) sizlerle olacak…

Ve

'Özgürlük ve demokrasi değerlerine sahip çıkışımızda' bizlere büyük destek verecek…

Dahası, bu sahip çıkışın önemli isimlerinden biri olacak…


BOFFİN BOFFİN BOFFİN…

Unutmuyorum,

Eskişehirspor'un, başarılı bir kaleci olan İvesa'nın yerine yeni bir kaleci alacağını ilk duyduğumda şaşırmıştım…

Birkaç hazırlık maçında izledik tüm Eskişehirsporlular olarak…

Herkes derin bir endişeye kapılmıştı…

Hiç kimse ümitli değildi…

Boffin'in kocaman bir balon çıkacağını söyleyen o kadar çok insan vardı ki…

Yine içimde garip bir his, bu adamın çok iyi bir kaleci olduğunu söylüyordu…

Bazen dost meclislerinde, bazen gazetedeki yazılarımda bu düşüncemi söylediğimde veya yazdığımda her gülüyor ve futboldan hiç anlamadığımı söylüyordu…

Okuyuculardan eleştiri bile almışlığım vardır Boffin'le ilgili yazılarım yüzünden…

Sezon başladı, Boffin'i şaşkınlıkla izliyordum…

Kalede nerede duracağını bile şaşırdığı zamanlar oluyordu…

Penaltıyı kurtarıyor, sonrasında kornerden gelen toptan anlamsız şekilde gol yiyordu…

İngiltere'de neredeyse hiç oynamadan geçirdiği iki sezon, reflekslerini köreltmişti sanırım…

Ama yine de klasını hep belli ediyordu…

Sezon sonunda 40 gol yemesi, biraz bu yüzden biraz da takımın genel durumundan kaynaklanıyordu…

Sonra içinde olduğumuz sezon başladı…

2013-2014 sezonu…

Geride bıraktığımız 15 maçta 11 gol yedi Boffin…

Elbette bu önemli performansta Boffin dışında tüm takımın etkisi var…

Yine de;

Geçen hafta Kayserispor karşısında yakın tarihimizin en önemli hüsranını yaşamadıysak eğer, bunu Boffin'e borçluyuz…

Defansın hatasından kaynaklanan golde ise yapabileceği bir şey yoktu…

Sonuç olarak,

Eskişehirspor, bu kadar kötü oynadığı (belki de rakibin can havliyle oynadığı) bir maçtan 1 puan çıkardıysa bunu kalecisi yüzünden başardı…

Sivas ve Gençlerbirliği yenilgileri ve Karabük beraberliği hesapta olmayan kayıplardı…

Onlar dışında önemli bir sıkıntı yok takımda…

En azından sahadaki takımda…

Eğer maddi sıkıntılar işin içine girip dengeleri bozarsa, işte o zaman Boffin bile kurtaramaz bizi…