Albert Camus ünlü kitabı Veba da şöyle der 'Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.' Son günlerde ülkemizde yaşanan olaylar bu sözü sık sık hatırlamamız için yeterli. Ekonomik olaylar, terör saldırıları, mültecilerin trajedileri ve yok olup giden hayatlar. 'Yüzümüzü batıya çevirdik' diyerek yürüyerek yola çıkanlar hızla doğuya dönüp koşmaya başlayarak askeri vesayeti kaldırıyoruz sivil inisiyatif geliyor diye diye sivil despotluğu yaşam tarzı haline getirdiler bu ülkede. Aynı zatı muhteremler 'Ortadoğu'nun lider ülkesiyiz Ortadoğu bizden sorulur' söylemleri ile başlayarak 'En kısa zamanda Şam'a gideceğiz. Emevi Camisinde namaz kılıp Suriyeli kardeşlerimizle kucaklaşacağız' ifadeli dış ilişkiler politikamız ile de sadece Ortadoğu'nun değil dünyanın ciddiye almadığı ve küçümsenir bir gözle bakılan bir yer haline getirdiler güzelim ülkemizi. Böyle olur işte bağımsız olması gereken basını vergi yükleri ile hizaya getirmeye çalışıp kendi havuz medyanızı oluşturursanız, bağımsız olması gereken yargıya her türlü müdahaleyi yapıp Yargıtaya,Sayıştaya,Danıştaya istediğiniz kararları alacakhakim ve yargıçları atayarak 'Adalet mülkün temelidir' lafını rafa kaldırırsanız. Yolsuzluk,hırsızlık iddialarını araştıracağınıza üzerlerini kapatacak hamleler yapıp hukuk devletini sırtından bıçaklarsanız, aile yaşantımızdan toplumsal yaşantımıza kadar her şeyimizle uğraşarak nasıl yaşamamız gerektiğini bizlere öğretmeye kalkarsanız. Toplumu kutuplaştırıp bizden olanlar bizden olmayanlar olarak işaretleme yaparsanız. Demokrasinin olmazsa olmazı seçimleri kazanamayınca kazanana kadar seçim derseniz, İsrail'i Gazze'den çıkartacakmış gibi yapıp Suriye'ye girerek onlara her dediğimizi yaptıracakmış gibi davranırsanız. Dünyadan yalnızlaşan bir ülke olarak insan hayatları sizin kıyınızdan sahile vurur. Yanlış politikalar sonucu yıllarca sürecek bir savaşa sürüklenen Suriye halkı bu savaştan kaçmak için Ege üzerinden Avrupa'ya akın ediyor ve bu akın her gün yeni bir dramı beraberinde getiriyor. Yaşanan bu dramın ana yolculuğu maalesef bizim ülkemizde başlıyor. Hiç suçumuz yok mu yaşanan bu dramda? Adeta kurbanlık koyun misali her türlü işlemin görülüp yola çıkılan yer ülkemiz. Buna önlem alınmayan seyirci kalınan yer ülkemiz. Gerek yanlış iç politikalar gerek yanlış dış politikalar sonucu Nuri Bilge Ceylan'ın söylemi ile yalnız yapayalnız kalan yer yine ülkemiz. Değilmidirki o yanlışpolitikalar Suriye'deki savaşın uzamasına neden olmuştur. Ortam yaratmıştır. O halde kusura bakmayalım ama hepimizin üzerine vebal bulaşmıştır. Yaşanan bu trajediye son vermek son verdirmek için çaba göstermek insan olmanın bir gereğidir. Ya bu gereği hep birlikte yaparız yada kıyıya vuran hayatları vicdanlarımız kanaya kanaya izlemeye devam ederiz.