Turunç Otel'de bir araya gelen, Eskişehir siyaset arenasının geçmişinde imzası bulunan duayen siyasetçiler ortak bir kararla,
16 Nisan'da 'hayır' tercihini destekleyeceklerini belirtmiş, Ayhan Aydıner'de 'Görünüm' köşesinde geniş olarak açıklamalarına yer vermişti.
Sonrasında beyefendi kişiliğiyle, kentimizin tanınan siyasetçisi, hayatını ve servetini kurucusu ve sahibi olduğu eğitim kurumuna, dolayısıyla ülke eğitimine adayan,
DP eski il başkanı ve milletvekili Fevzi Yalçın'ın bir demeci düştü gazete sütunlarına.
Referandumda 'evet çıkarsa işsizlik ve terör bitecek' diyen iktidara, parti ayrımı gözetmeksizin, ortak aklın dili olarak, DP'nin aksatmadan yaptığı pazar toplantısından sesleniyordu Fevzi Yalçın:
'15 yıldır neredeydiniz?'
İktidarın FETÖ, Suriye, Kürt politikalarındaki yanlışlarını eleştiren Yalçın, bir de tespitte bulunuyordu:
'…tek kişiye bu kadar yetki verdiğinizde bir sabah nelerle uyanacağınızı anlayamayabilirsiniz.'
***
Demokrat Parti son seçimde % 0,15 oy almıştı.
İnsan küçümsüyor değil mi?
YSK 26 Ocak'ta 16 Nisan referandumuna illerin en az yarısında örgütlenen ve kongrelerini yapan 9 partinin katılmasına onay verdi:
AKP, CHP, MHP, HDP, BTP, BBP, SP, HÜDAPAR, Vatan Partisi...
Partileri adına etkinlik düzenleme hakkı sadece. (Bunun aynı zamanda bir erken seçim hazırlığı olduğu şüphemi saklı tutuyorum.)
2016 yılı sonu itibarıyla YSK'dan onay almış 94 parti var ülkemizde.
Bunların çoğu tabela partisi olarak kalmış, 4 tanesi büyük parti olarak mecliste…
Küçük parti denilen 25 kadarı da faaliyetlerini devlet yardımı almadan kendi gücüyle sürdürüyor.
Aralarında DP, ANAP, DYP, DSP, AP gibi köklü siyasi geçmişi olan partiler var; liberal ve sol cenahlardaki parçalanmışlığın ürünü olan partiler var.
Hepsinin toplam oyu % 5 civarında.
Peki, küçük partiler boş mu duruyor?
Aksine yarın meclise girecek, iktidar olacakmış gibi güçlü bir enerji ve motivasyonla çalışıyorlar. Her fırsatta görüş ve düşüncelerini açıklayarak ülke siyasetine katkı sunuyorlar.
Güdümlü basın onların seslerini pek duyurmuyor.
Küçük partilerde siyasete yıllarını vermiş deneyimli politikacılar yer alıyor.
Tecrübeye kulak vermek gerek!
***
AKP, 2009 yerel seçimlerinde % 38,5 oy almıştı. İlk katıldığı seçim hariç tarihinde aldığı en düşük oy oranıydı.
Peki, bu oylar CHP'ye mi, MHP'ye mi gitmişti?
2009 yerel seçimi oy dağılımlarını incelerseniz, AKP'den eksilen oyların, ne CHP'ye, ne MHP'ye gitmediğini, küçük denilen partilerin hanelerine yazıldığını görürsünüz.
Bu da bize, küçük parti gönüldeşlerinin seçim barajı ucubesi nedeniyle, 'oyum boşa gitmesin' diye kendine yakın gördüğü büyük partilerden birine yönlendirdiği oyunu, yerel seçimde kendi partisi için kullandığını gösteriyor.
Siyasi kimlik taşımayan referandumda da küçük partilere gönül veren yurttaşlar, parti ileri gelenlerini dinleyecek, tercihlerini onların gösterdiği doğrultuda kullanacaklardır.
***
25 kadar küçük partinin aldığı oy oranı bir milletvekili seçiminde önemli olmayabilir.
Ama particiliğin olmadığı (!) baraj gibi karın ağrılarının bulunmadığı referandumda önem arz eder.
(Şimdilik) Anketlerin bize anlattığına göre, referandum sonucu 1-3 puan aralığında değişen oy fazlasıyla 'evet' ya da 'hayır' olarak çıkacağa benziyor.
Bu da bize % 5 civarında total oyu olan küçük partilerin referandum sonucunu değiştirecek güce sahip olduğunu göstermektedir.
***
Sakın ola,
Küçük partileri küçümsemeyin!
'Dağlar çakıllardan oluşmuştur.'