Vikipedi kuru tarımı şöyle tanımlıyor...
'Kurak ve yarı kurak bölgelerde sulama yapılmadan yapılan tarım türü.'
Geçtiğimiz Çarşamba günü,
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi - Tarım Gıda Etiği Derneği (TARGET) iş birliği ile 'Kuru Tarım Yeniden' başlıklı uluslararası bir sempozyum düzenlendi...
Yurt içi ve yurt dışından uzmanlar katıldı...
Cumhuriyet'in hemen sonrasında, 1925 yılında Buğday Islah İstasyonu, 1929'da ise Kuru Tarım (dryfarming) Araştırma İstasyonu Türkiye'de ilk kez Atatürk'ün talimatıyla Eskişehir'de kuruldu...
Ali Numan Kıraç, bu konuda eğitim almak ve araştırmalarda bulunmak üzere ABD'ye gönderildi.
Yurda dönüşünde ise istasyonları kurmakla görevlendirildi...
Ali Numan Bey, Can ve İnan Kıraç kardeşlerin babası...
Kıraç soyadını da kuru tarım çalışmaları nedeniyle bizzat Atatürk vermiş...
Seminere İnan Kıraç da katıldı ve bir konuşma yaptı...
**********************
İnternetten edindiğim bilgilere göre, dünya üzerinde çöl alanlarını çıkartırsak geriye kalan kara parçalarının yüzde 10'unda tarımsal üretim için kuraklık yaşanıyor...
Türkiye'de ise, Trakya ve Doğu Anadolu hariç diğer bölgelerimiz yıllık yağış ortalamasında 'kurak' olarak tanımlanıyor...
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin hemen ardından sanayileşmeye verdiği önem kadar, tarımsal üretimin arttırılmasına da büyük önem veriyor...
İklim koşullarına göre, hangi tür üretimin yapılacağına kendisi karar veriyor...
Trakya'da ayçiçeği,
Adana, Antalya, Mersin bölgesinde turunçgiller ve muz üretimi talimatını veriyor...
Karadeniz Bölgesinde çay. fındık ve tütün;
Yine Ege Bölgesi'nde tütün üretiminin ağırlık kazanmasını istiyor...
Eskişehir, Ankara, Konya gibi iç Anadolu şehirlerinde ise, geniş tarım alanları olması nedeniyle 'kuru tarım' uygulamasına geçilmesine karar veriyor...
Çünkü bu sayede, ülkenin tümüne yetecek ve hatta ihraç edilebilecek miktarda ürün elde edileceğini biliyor...
Ve Ali Numan Kıraç'ı bu işle görevlendiriyor...
Proje hayata geçirildikten sonra üretim artıyor ve açlık, yoksulluk giderek azalıyor...
Herkese yetecek kadar buğday, arpa, yulaf, mercimek, nohut gibi kuru tarım ürünleri yetiştiriliyor...
Ve biz, her alanda olduğu gibi tarım alanında da Atatürk'ün sayesinde 2000'li yılların başlarına kadar 'gıda üretiminde dünyanın kendine yeten 6-7 ülkesinden biri' oluyoruz...
**********************
Şimdiki halimizi bilmem yeniden anlatmaya gerek var mı?
Buğday ithal etmeye başladığımızı ilk duyduğumda ağzım açık kalmıştı...
Sarımsak, mısır, mercimek, kuru fasulye...
Her şeyi ithal ediyoruz...
Öyle olunca yerli çiftçi üretim yapmaktan, tarla ekip biçmekten vazgeçiyor...
Çünkü para kazanamıyor...
Öyle olunca da yerli üretim her geçen yıl azalıyor, dışa bağımlılık artıyor...
İşte Türkiye,
Gerek yerel yönetimler, gerek sivil inisiyatifle tarımda yeniden modern ve çağdaş üretim modellerine yönelmek, bu konuda farkındalık yaratmak için çabalarını giderek yoğunlaştırıyor...
Çarşamba ve Perşembe günleri olmak üzere iki gün süren 'Kuru Tarım, Yeniden' isimli seminer, kuru tarım çalışmalarının başladığı il olan Eskişehir'de yapılıyor...