AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammet Ali Kaya, Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı eleştirirken sapla-samanı karıştırmış…
Kaya, "Tepebaşı Belediyesi’nde bir paralel yapı oluştuğunu üzülerek tespit ettik" iddiasında bulunurken, “Tepebaşı ilçemizde yaşayan ve çalışan vatandaşlarımızla sürekli iç içeyiz. Her gün farklı mahallelerde, esnaf ziyaretlerinde ve çeşitli toplantılarda hemşehrilerimizin dertlerini, sıkıntılarını ve ilçemizin sorunlarını dinliyoruz. Ne yazık ki, son zamanlarda bir değil, iki değil, birçok vatandaşımızdan aynı serzenişi duymaya başladık. Belediyede iki başkan yardımcısı ve bir bürokratın, adeta kendi stratejilerini uygulamaya çalışarak belediyeyi yönettiklerini öğrendik. Bu durum, ilçemiz adına büyük bir skandaldır ve demokratik teamüllerle bağdaşmamaktadır. Görünürde Tepebaşı Belediyesi'nde adeta dört başkan var gibi bir tablo ortaya çıkmıştır" demiş…
* * *
Eğer medeni cesaretleri varsa gerçekten size anlattıkları bu iddialar doğru ise neden kendisi ve kendileri dile getirmiyorlar?
Sizi sözcü mü tuttular?
Nüfusu 400 bine dayanan birçok ilden daha büyük Tepebaşı İlçesini tek başına bir kişi nasıl yönetsin?
Tek başına yönetecekse meclise, başkan yardımcılarına, daire müdürlerine ne gerek var?
Başkan yardımcılarının ve daire müdürlerinin hangi birimlerden sorumlu olacaklarının kararını başkan verir…
Uzmanlık dallarına göre görevlendirir…
Onlarda başkanın kendilerine tanıdığı yetkileri kullanırlar…
Her başkan yardımcısı her işe burnunu sokarsa o zaman o belediye de işler sağlıklı yürümez…
* * *
Ahmet Ataç 31 Mart’ta 5. Kez Tepebaşı Belediye Başkanı seçildi…
Karşısında iktidar partisinin ve diğer partilerin de belediye başkan adayları vardı…
Seçmen adaylar içerisinden daha önce 4 kez olduğu gibi o seçimlerde de Ahmet Ataç’ı tercih etti…
Neden tercih etti?
Herhalde “gözün, kaşın, fizik yapın güzel” diye değil…
4 dönemdir Tepebaşı İlçesine yaptığı hizmetlerine geçerli not vererek yeniden seçti…
Ataç’a çamur atmaya kalkanlar çok büyük ihtimalle ya AK Partili ya da oy vermeyen kesim…
Bu kesim şimdi kalkıp halkın hür iradesiyle 5. Dönemdir belediye başkanı seçtiği Ahmet Ataç’ı, “seçimde söylediklerimizle yıpratamadık. Bari belediyeyi kendisi değil iki başkan yardımcısı ile bir bürokrat yönetiyor“ iddialarıyla yıpratmaya çalışalım diye çamur mu atmaya çalışıyorlar?
“Çamur at izi kalsın” diyenlere şu yanıt verilir:
“O çamur döner dolaşır sana yapışır”.
* * *
Tepebaşı Belediyesini “2 başkan yardımcısı ile bir bürokrat yönetiyor” diyerek başkan yardımcılarının aralarına “fitne mi” sokmak istiyorlar?
Amaçları buysa bunu başaramazlar…
Ben şahsen hiçbirisinin arasında ne bir ayrımcılık veya bir birleri arasında hasetlik-fesatlık görmüyorum…
* * *
AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı yaptığı basın açıklamasında çelişki dikkatimi çekti..
Ne demiş Muhammet Ali Kaya:
“Seçilmiş bir kişi, halktan aldığı yetkiyle kararlarını alır ve ekiplerini çalıştırır.”
Doğru…
Ahmet Ataç’ta bunu yapıyor…
Her ekibin başı var. Onlarda daire müdürleri…
Bunlarda başkan yardımcıları arasında paylaştırılmış…
“Tüm yetki bende, her şeye tek başıma ben karar vereceğim, kimsenin düşüncesi, fikri, görüşünün önemi yok” derse o belediye de işler yürümez…
Demokrat yönetim geleneğine sahip Ahmet Ataç, “Tek adam rejimi” yerine başkan yardımcıları ve belediye meclisinin önerilerine kulak vererek belediyeyi yönetiyor…
* * *
AK Parti’de belediye başkanlarını eleştirmek adet haline geldi…
Her gelen ilçe başkanın ilk işi Ahmet Ataç’ı eleştirmek oluyor…
Herhalde birileri “eleştirmeye devam” diyor…
Eleştirmek yerine destek olsalar daha çok takdir görecekler…
* * *
Bu konudaki yazımı bitirmeden şunu da hatırlatmak isterim…
Ahmet Ataç’ın danışmanı, sözcüsü, savunucusu değilim…
Ekmeğimi, aşımı vermiyor…
50 yıla dayanan meslek hayatımda hiç kimsenin davuluna tokmak vurmadım…
Kimin ne yanlışı varsa çekinmeden yazdım…
Allah ömür verdiği ve elim kalem tutmaya devam ettiği sürece de doğruları yazmaya devam edeceğim…
* * *
Kavak Ağacı ile Kabak
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
1.Ders: Çalışmadan emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz.
2.Ders: Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Her işte alın teri ve emek şarttır…
* * *