Bu yönetim,
Birçok açıdan Eskişehirspor tarihine geçecek iş yaptı…
Bir ayda 5 kere söz verilip, yerine getirilmedi mesela…
Başkanı ayrı, yöneticisi ayrı, teknik direktörü ayrı telden çaldı mesela..
Üç gün önce birbirlerine atıp tutan yönetici ile başkan,
Üç gün sonra yan yana televizyonlara poz verdiler mesela…
İstifa edip edip geri dönenler mi ararsınız,
Genel kurul kararı alıp alıp, imzalarını geri çekenleri mi…
İyi hoş, bunları gördük de;
En son Diyarbakır'da yaşananlar,
Yaşanan bütün bu olumsuzluklara rahmet okutacak cinstendi…
Takım otelde rehin kaldı…
Daha doğrusu rehin bırakıldı…

***

Geçtiğimiz Çarşamba günü oynanan kupa maçı için Diyarbakır'a giden takım,
Hafta sonu deplasmanda Hatayspor'la oynayacağı için Eskişehir'e dönmedi…
Diyarbakır'da kalıp, hazırlıklarını orada sürdürdü…
Kafile,
Hatay'a geçmek için otelden ayrılırken, önlerine bir fatura getirildi…
25 bin lira civarında bir fatura…
Kafilede yönetici yok…
Haliyle telefon ediliyor…
Ancak ne başkan açıyor telefonları ne de bir yönetici…
Ne teknik ekibe, ne futbolculara zaten bir kuruş para ödememişsin, haliyle onlar ceplerinden ödemek isteseler de para yok…
Son çare,
Eski başkan Sinan Özeçoğlu'na ulaşılıyor, Özeçoğlu'nun hesabı ödemesinden sonra takım otelden ayrılabiliyor…

***

Sonra dün, yani Pazartesi günü gazetelerimizde sitem dolu başlıklar…
Yine yenildik…
Ne yapsak olmuyor…
Es-Es kayıplarda…
Yine olmadı…
Puansız döndük…
Gibi gibi başlıklar…

***

Eskişehir'den bin 200 kilometre uzakta terk edilmiş, bırakılmış, rehin kalmış bir takımdan ve futbolculardan ne bekliyorduk?
Otel parası ödenmediği için rehin kalan bir takımın,
Hatay'da sahaya çıkıp, takır takır top oynamasını mı?
Üst düzey bir motivasyonla,
Geçen sezon bir gol bile atamadığımız Hatayspor'u yenmelerini mi?
Neyi umut ediyorduk?
Ya da neyi umut etmeye hakkımız vardı?

***

Yaşanan rehin kalma olayı,
Aylardır yaşanan rezaletin son perdesidir…
Bu tiyatro oyununun bitmek üzere olduğuna mı sevineceğiz,
Geçip giden ve kaçan puanların asla geri gelmeyeceğine mi?

***

Neyse laf aramızda,
Önümüzdeki günlerde seçimli olağanüstü genel kurul var ya;
Ben nasıl dua ediyorum biliyor musunuz?
'Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayız inşallah…' diye…

***

BU İŞİ KİM BECERİYORSA HELAL OLSUN…

Asgari ücretle ilgili…
Haberin ana konusu şu;
Asgari ücretliler Ekim ayında eksik maaş alacaklar…
Niyeymiş?
Çünkü asgari ücret Ekim ayı itibariyle yüzde 20 vergi dilimine girmiş…
Vergide ayrım yapılamıyormuş…
O yüzden de asgari ücret vergi dilimi dışında bırakılamıyormuş…
İşin daha da komik tarafı şu;
Evli, çocuklu ve eşi çalışmayan asgari ücretlilerin eline geçen para bu ay 28 lira ile 78 lira arasında değişen tutarlarda azalacakmış.
Ama,
Asgari ücretli bekarsa,
Yani çocuğu yoksa,
Eşi yoksa,
Geçindirmekle yükümlü olduğu kimse yoksa,
Ücretinden kesinti olmayacak…
Yılın ilk ayı kaç lira alıyorsa, Aralık ayı dahil hep aynı ücreti alacak…
Ama evliyse,
Çocuğu varsa,
Üstelik eşi çalışmıyorsa maaşı eksik yatacak…
Olaya bakar mısınız?
Tamam AGİ denilen, aile geçim indirimi diye bir şey var…
Evli çocuklu vatandaş ek bir miktar alıyor…
Sanırım o nedenle de vergi dilimine giriyor…
Ancak,
Vergide ayrım yapılamıyor mazereti ne kadar anlamlı?
Yasa koyucu,
Zaten neredeyse sadaka mertebesine inen asgari ücreti vergi dilimi düzenlemesi dışındadır diye bir yasa çıkaramıyor mu?
Kim nasıl beceriyor, bilmiyorum ama, mevzuatı kimsenin anlayamayacağı şekilde düzenleyip, ardından da kendi yaptıkları düzenlemeden mazeret üreten bir bürokrasiden söz ediyoruz…
Vallahi helal olsun…