Türkiye geçtiğimiz pazar günü bir kez daha 'Demokrasi' sınavından geçti. 14 Mayıs'ta yapılan birinci tur seçiminde cumhurbaşkanı adayları Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Oğan yüzde 50+1 oya ulaşamadılar. Seçim 2. Tura kaldı. Pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçiminde Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu bir kez daha sandığa girdiler.
Seçim öncesi seçmenin nabzını tuttuğumda yani eş dostla yaptığım sohbetlerde aldığım mesajlara doğrultusunda seçimin başa baş geçeceğini düşünüyordum.
Nitekim öyle de oldu.
Ancak ilk turda olduğu gibi İstanbul,Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, kıyı şehirleri İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Budur, Muğla, Antalya, Mersin, Adana, İç Anadolu'da Ankara, Eskişehir, Doğu'da ise Tunceli ile brlikteYeşil Sol Parti'nin birinci olduğu illerdeki seçmen Kılıçdaroğlu'na destek verdi.
Ancak Anadolu'daki sağ ve merkez sağ seçmen tercihini Recep Tayyip Erdoğan'dan yana kullandı.
Cumhur İttifakı adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, girdiği 16. seçimden de galibiyetle çıktı. Üçüncü kez cumhurbaşkanlığı seçimi kazanarak Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı oldu.
Erdoğan yüzde 52.14, Kılıçdaroğlu ise yüzde 47.86 oy aldı.
* * *
21 yıl iktidarda kalmanın yarattığı yıpranmışlık, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve 50 bini aşkın insanımızın hayatını kaybettiği deprem felaketine rağmen seçmen 'yaşanan bu sorunları yine sen çözersin' diyerek Erdoğan'ı seçti.
Oysa çok değil daha 2 hafta önce muhalefette 'Bu sefer kesin biz kazanıyoruz' düşüncesi hakimdi.
Millet İttifakını destekleyenler, rahmetli Süleyman Demirel'in sık sık dillendirdiği 'Tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur' sözünü hatırlatarak yaşanan hayat pahalılığı, çarşı-pazardaki yangına rağmen yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sandıktan çıkması, HDP'nin desteklediği adayın garanti kazanacağı anlamına gelmiyordu.Aksine HDP'ninKılıçdaroğlu'na destek vermesi kazançtan çok zarar verdi.
* * *
Erdoğan ilk turdaki oyunu korurken Kılıçdaroğlu'nun'Vatanını seven sandığa gelsin' çağrısına karşılık seçime katılımda belirgin bir düşüş dikkat çekti. Ekonomik kriz ve depremde yaşanan olumsuzluklar başta olmak üzere ülkedeki ciddi problemlere rağmenseçimde halk Erdoğan'a bir dönem daha yönetim yetkisi verdi.
MERAL AKŞENER HAKLI ÇIKTI
Meral Akşener 'kazanacak aday' meselesini sürekli dillendirdi ama diğer 4 partiyi ikna edemedi. Masadan kalktı.
Bu hamlesine kendi tabanının da kızdığını görünce Yavaş ve İmamoğlu'nu oyuna dahil ederek geri döndü.
Fakat bu formül de tutmadı.
Sebebi basit. 4 küçük partinin liderinin başkan yardımcısı olmakta ısrar etmesi ve toplamda 7 başkan yardımcısı gibi saçma bir modelde uzlaşmaları Yavaş ve İmamoğlu'nun etkisini törpüledi.
Oysa yapılan kamuoyu yoklamalarında muhafazakar isim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mahsur Yavaş birinci çıkıyordu.
Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan karşısında sağ-kararsız seçmeden oy alamayacağı en başından beri belliydi.
Çünkü Türkiye'de yüzde 35 sol yüzde 65'de sağ seçmen var. Kemal Kılıçdaroğlu'nun sağ seçmenden destek alması çok kolay gözükmüyordu. Bu nedenle sağ ve AK Parti'den kopan seçmenin oylarını konsolide edecek isim Mahsur Yavaş aday gösterilseydi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı zorlar ve hatta seçimi kazanabilirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu muhalefet ve HDP oylarını konsolide ediyordu.
HDP'nin'Mahsur Yavaş aday olursa destek vermeyiz' açıklaması herhalde Kılıçdaroğlu'nu'onların desteğini alamazsak seçim kazanamayız' endişesine sokmuş olacak ki, kendisinin adaylığında ısrar etti.
Ancak CHP lideri 'illaki ben aday olacağım' diyerek kendisinin adaylığı dışındaki isimlere sıcak bakmaması pahalıya mal oldu.
Oysa İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, başından beri Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmadı.
Öncelikle Mahsur Yavaş'ın ismini dillendirdi.
'Kazanacak aday Mahsur Yavaş' dedi.
Hatta bu nedenle son anda masayı terk etti.
Ancak 'oyun bozan' olmamak için Ekrem İmamoğlu ve Mahsur Yavaş'ın 'cumhurbaşkanı yardımcısı' teklifine sıcak bakmak zorunda kaldı.
Şunu da yazmasam olmaz.
ATA İttifakının dağılmasıyla Ümit Özdağ'ın Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vermesi oy getireceği beklentisini boşa çıkardı. Kürt seçmenlerden belirli bir kesimi 28 Mayıs'ta sandığa gitmedi. Bunun gerekçesi olarak Özdağ'ın Kılıçdaroğlu'na destek vermesi olarak yorumlandı.
HDP OY KAYBETTİRDİ
Yukarıda yazdım. Türk seçmenin yüzde 65'i sağ görüşe sahip. Yeşil Sol Parti (HDP)'ninKılıçdaroğlu'na destek vermesini kabullenemedi.
Tabi bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Partinin üst düzey yöneticileri ve bakanların Kılıçdaroğlu ile Millet İttifakının 'terör örgütüyle iş birliği yapıyorlar','seçimi kazanırlarsa bebek Katili Abdullah Öcalan'ı, Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakacaklar' söylemleri de sağ seçmeni etkiledi.
Muhafazakarlar ve milliyetçiler bu nedenle tercihlerini Erdoğan'dan yana kullandılar.
Sonuç olarak Kılıçdaroğlu'nun 6'lı masaya 'cumhurbaşkanı adayı benim' ısrarı Millet İttifakı'na kazana bilinecek seçimi kaybettirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kadar çok yıpranmasına rağmen.
KILIÇDAROĞLU KENDİSİNİ SORGULAMALI
14 Mayıs seçimlerinden en karlı çıkan Gelecek, Deva, Demokrat ve Saadet Partileri oldu. CHP listelerinden aday gösterilen isimlerden toplamda 37'si milletvekili seçildi. 37 milletvekili yeni yasama döneminde CHP'den eksilmiş olacak. 14 Mayıs seçimin en karlıları Gelecek ve Deva Partileri oldu.
ESKİŞEHİR'DE KILIÇDAROĞLU YİNE 1. OLDU
14 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimde Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu310 bin 550 (%50.39) Cumhur İttifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan ise 257 bin 707 (%41.81) oy almışlardı.
Pazar günü yapılan 2. Turda ise Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu330 bin 595 (%55.41) oy aldı. Birinci tura göre 20 bin 045 oyunu arttırdı.
Cumhur İttifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan ise266 bin 063 (%44.59) oy aldı. Erdoğan'ın oyu da birinci tura göre 8 bin 356 arttı.
* * *

DÜŞMANI KENDİ SİLAHI İLE YEN
Adamın biri Afrika'da safariye çıkarken, yanına köpeğini de almış.
Köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş.
Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor.
'Şimdi başım dertte' diye düşünmüş köpek.
Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş.
Hemen arkasını leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş.
Leopar tam saldıracakken köpek kendi kendine konuşmuş:
'Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?'.
Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış:
Leopar 'tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım' diye düşünmüş.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak bundan sonra kendisini leopardan kurtaracağını düşünmüş.
Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış.
Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna:
'Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım' demiş.
Az önceki yerde bekleyen köpek, bakmış kızgın leopar sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş.
Ne yapacağını düşünürken, kaçmaya da kalkmamış.
Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri kemirmeye devam etmiş.
Tam leopar saldıracakken, yine kendi kendine konuşarak leopara duyurmuş:
'Şu aptal maymun da nerede kaldı?Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim hala haber yok…'
- - - - - - - - -
Diplomasi denen şey bu.
Yapabiliyorsan hızlı düşün.
Sakin ol.
Güçlü görün.
Düşmanını kendi silahı ile yen..

(alıntı)
* * *


FIKRA:

Hz. Adem'in Mirası
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Âdem' in çocukları değil miyiz?
demiş. Elbette kardeşiz. Sultan Fatih:
-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.
* * *