30 Mart'ta yapılacak Yerel Seçimlere 40 günden daha az bir zaman kaldı.
Son birkaç aydır siyasal partilerin 'aday belirleme' konusuna yoğunlaşan seçim tartışmaları, bundan sonra daha genel tartışmalara yani partiler arası düşünce ve proje tartışmalarına yönelecek…
30 Mart Seçimleri her ne kadar 'yerel seçim' olsa da; gerek 'genelin yerelden ayrı tutulamayacağı' gerçekliği nedeniyle gerekse 'Türkiye'nin yaşamakta olduğu zor koşullar' açısından aslında bir genel seçim özelliği taşıyor…'
Bunun için seçim sürecinin 'siyasal/ideolojik' boyutunun de iyi irdelenmesi gerekiyor. Çünkü hiç bir şey siyasetten bağımsız değildir… Ve demokrasi kültürünün yetersiz olduğu ülkemizde birçok gerçek, siyasal saptırmaların arkasına saklanmaktadır.
Ben yaklaşık 45 yıldan beri sol kültürden beslenen ve ülkemizin sol alanındaki gelişmeleri yakından izlemeye çalışan birisi olarak, bugünkü yazımda yerel seçim sürecinin 'sol yüzünü' sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Ülkemizde 30 Mart Seçimlerine katılma hakkı olan 27 siyasal parti var ve bunlardan '12 tanesi sol parti' özelliği taşıyor.
SEÇİME KATILACAK SOL PARTİLER
Öncelikle 'sol parti' tanımlamasına açıklık getirelim. Aşağıda alfabetik sıraya göre verdiğimiz partiler; 'program, tüzük ve söylemlerinde kendilerini açıkça sol parti olarak tanımlayan' partilerdir. Bu partilerin 'solcu olup olmadıkları ya da ne kadar solcu oldukları…' tartışmaları konumuz dışındadır.
1. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)
2. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
3. Demokratik Sol Parti (DSP)
4. Emek Partisi (EMEP)
5. Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR)
6. Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK- PAR)
7. Halkın Kurtuluş Partisi (HKP)
8. Halkın Yükselişi Partisi (HYP)
9. Halkların Demokratik Partisi (HDP)
10. İşçi Partisi (İP)
11. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)
12. Türkiye Komünist Partisi (TKP)
CHP DIŞINDAKİ SOL PARTİLERİN DURUMU
· DSP: Eski seçmen tabanını çok büyük ölçüde yitirmiş olan DSP, özellikle 'CHP küskünü adaylarla' seçimlere asılmaya çalışıyor.
· BDP- HDP İttifakı: Aralarında seçim ittifakı oluşturan bu iki partinin açıklamalarına göre; Doğu ve Güneydoğu'daki 22 ilde BDP, Batı'daki 59 ilde ise HDP seçimlere katılacak. EMEP de bu ittifakı destekliyor.
· ÖDP ve TKP: Bazı illerde seçimlere kendi adaylarıyla katılacaklar, bazı illerde de solun ortak adaylarını destekliyorlar.
· İP: Birçok Batı ilinde seçime katılacak olan bu parti, daha çok CHP tabanına yönelik olarak seçime hazırlanıyor.
· Seçimlere katılma hakkı olan HEPAR, HAK-PAR, HKP ve HYP ise sembolik olarak birkaç ilde seçime girebilirler.
Bu tabloya bir de seçime katılma hakkı kazanamayan ama seçmen üzerinde az çok etkili olan diğer sol partileri/örgütleri eklersek karşımıza şu gerçek çıkıyor:
'Ülkemizde sosyalist solun çok ciddi boyutta BİRLİK ve dolayısıyla KİTLESELLİK sorunları vardır…'
CHP VE YEREL SEÇİMLER
'Varlık İçinde, Birlik İçinde ve Özgür Biçimde!' belgisiyle Türkiye'deki tüm seçim çevrelerinde seçime girecek olan CHP, seçimlerin favori partilerinden birisi olarak görünüyor.
CHP'nin bu seçimlerdeki en büyük avantajı:
'Ülkemizdeki sosyal demokrat birliğin çok büyük ölçüde CHP çatısı altında sağlanmış olmasıdır.'
Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU'nun güven veren dürüst kişiliği altında sağlanan ve geçmiş yıllara göre daha güçlü olan 'parti içi birlik' de bu avantajın başka bir boyutudur.
Ancak bu seçimlerde CHP'yi bekleyen ciddi bir sıkıntı var. O da özellikle aday belirleme sürecinde çok yaygın olarak görülen 'sağa açılma' politikalarıdır.
Birçok ilde merkez sağ ve MHP kökenli kişilerin belediye başkanı ya da meclis üyesi adayı olarak gösterilmesi, CHP'ye oy verecek sol seçmeni tedirgin etmektedir…
Yani, 'Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurların da korunması gerekiyor…'
SOL SEÇMENİ BEKLEYEN İKİLEM
Önümüzdeki seçim sürecinde ülkemizdeki sol seçmenleri bekleyen ciddi bir ikilem var:
1. 'Önemli olan sol ilkelerdir…' diyerek, seçilme şansına bakmaksızın kendi güvendiği/inandığı bir sol partiye oy vermek…
2. Ülkemizde son yıllarda iyice tırmanan dinsel ve etnik kökenli siyasetlerin durdurulması ve geriletilmesi için, seçilme şansı çok yüksek olan CHP'ye destek olmak…
Eminim ki 'yüreği solda atan duyarlı yurttaşlarımız' bu ikilemi en sağlıklı bir biçimde çözeceklerdir.
İzninizle bu yazıyı Orhan Veli'nin 'Sol Elim' şiiriyle bitirmek istiyorum:
'Sarhoş oldum da
Seni hatırladım yine;
Sol elim,
Acemi elim,
Zavallı elim!...'
Sevgiyle dostlukla.
