Alpu Ovasını bitirme çabalarının yanına şimdi de Porsuk'u bitirme çabası ekleniyor…
Dün, Sonhaber gazetesinde Meltem Karakaş Kaya'nın haberinden öğrendik…
Kömürlü Termik Santral işini nasıl savuşturacağımızı kara kara düşünürken, şimdi de karşımıza,
Porsuk Çayı'nın doğduğu Murat Dağı'nda siyanürle altın arama belası çıktı…
Bu mesele, 2 yılı aşkın süredir gündemde olmasına karşın biz, Eskişehir olarak uyumuşuz…
Kütahya ve Uşak'ta halk, yaşanması kuvvetle muhtemel çevre felaketi için 2 yıldır mücadele ediyor…
Bizim Eskişehir'de kömürlü termik santral için verdiğimiz mücadelenin bir benzerini onlar veriyor…
Bir Çevre Platformu kurulmuş…
İmza kampanyaları düzenlenmiş…
Ancak ne fayda…
Aynı bizde olduğu gibi, Murat Dağı'nda da yetkililer bildiklerini okuyorlar…
En son gelinen noktada, Bakanlık hazırlanan ÇED Raporunu onaylamış…

***

Murat Dağı…
Ege'nin en yüksek dağı ve dünyanın 8'inci harikası olarak görülüyor…
Neden acaba?
Artı Gerçek'ten Rıfat Doğan'ın haberinden öğreniyoruz…
Başta yılkı atları ve kırmızı geyik olmak üzere birçok yaban hayvanına ev sahipliği yapıyor…
113 endemik (dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan) bitki türünün yaşadığı bir doğa alanı…
Aynı zamanda 50 bin büyük ve küçükbaş hayvanın mera alanı…
Altın arama projesinin sahibi ise, Turgut Özal'ın yeğeni Bahattin Özal'ın şirketi…

***

MURAT DAĞI ESKİŞEHİR İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

Çünkü Porsuk Çayı Murat Dağı eteklerinden doğuyor…
Kütahya'yı geçip Porsuk Barajı'na,
Oradan da Eskişehir'e geliyor…
Porsuk, Eskişehir'in tek su kaynağı…
Çeşmelerimizden onun suyu akıyor…
Onun suyuyla yıkanıyor, bulaşıklarımızı, çamaşırlarımızı Porsuk'un suyuyla yıkıyoruz…
Ve o Porsuk Eskişehir'i geçtikten sonra Alpu Ovasını suluyor ve Polatlı yakınlarında Sakarya Nehri'ne birleşiyor…
Bu, şu demek; Sakarya Nehri de kirlenecek, zehirlenecek…
Murat Dağı Porsuk'un yanı sıra,
Büyük Menderes Nehri, Gediz Nehri, Dokuzsele Çayı ve Banaz Çayı'nın da kaynağı…
Hatta Susurluk Çayı'nın bile…
Murat Dağı Eskişehir'e 200 kilometre uzaklıkta…
Herhangi bir lokal çevre kirliliğinin Eskişehir'i etkilemesi zor…
Ama dedik ya Porsuk var…
Murat Dağı'nda her ne oluyor ve her ne olacak ise; Porsuk her şeyi alıp getirecek Eskişehir'e…
En büyük sıkıntıyı başta Uşak olmak üzere Kütahya çekecek…
Diğer çay ve nehirler yoluyla kirlilik neredeyse tüm Ege'ye de yayılacak…
Pamukkale travertenleri bile büyük zarar görecek…
Yapılan hesaplamalara göre;
6 milyon metrekarelik bir alanda canlı kalmayacak…
Altın aramak için kullanılan siyanür 27 derece üzerindeki sıcaklıkta buharlaşıp havaya karışıyor ve sonrasında yağmur olup yeryüzüne düşüyor…
Gediz Ovası, Büyük Menderes Ovası, Salihli Ovası, Sakarya Ovası, Menemen Ovası, Küçük Menderes Ovası, Aydın Ovası, Çivril Ovası, Buldan Ovası, Alpu Ovası ve buna benzer birçok ova kirlilikle boğuşarak yok olmaya başlayacak ve gıda güvenliğimiz tehlikeye girecek…
1 milyon ton toprak siyanürle zehirlenecek…
Bir nesil değil, birçok nesil o zehirli topraklar üzerinde yaşayacak…
15 milyondan fazla insan direkt ya da dolaylı olarak etkilenecek…
Üstelik bölge, birinci derece deprem bölgesi…
Kütahya, Uşak, Tavşanlı, Gediz…
Defalarca 6 ve 7 şiddetinde depremlere sahne olmuş bölgeler…

***

Başta Uşak ve Kütahya olmak üzere bölge halkının hassasiyetini paylaşmakla birlikte, Eskişehir kendisini asla bu mücadelenin dışında tutamaz…
Çünkü işin içinde Porsuk, yani 'su' var…
2 yıl gecikmeli de olsa, işin farkına yeni varmış da olsak, derhal müdahil olmak ve hatta kömürlü termik santral mücadelesinde elde ettiğimiz deneyim ve bilgileri paylaşmak zorundayız…
Gerçi bunun işaretlerini kömürlü santral mücadelesinde görmüş ve anlamıştık, ancak bir kere teyit edilmiş oldu ki,
Toprak, hava, su ve tüm doğal yaşam, ülkenin her noktasında büyük tehlikelerle karşı karşıya…
Nükleer santral, kömürlü termik santral, altın madeni arama ve diğer bir çok proje ve yatırım, Türkiye'yi çok değil, 50 yıl içinde yaşanmaz bir çöl haline getirmek için sanki 'özellikle' hazırlanıyor…
Sanki birileri,
Bu topraklar üzerindeki en son canlıyı yok edene kadar bu işten vazgeçmemeye yemin etmiş…

***

Hemen aklıma geliveren bir örnek...
ABD, kirleneceği endişesiyle Alaska'ya artık yeni insanların yerleşmelerine izin vermiyor, hatta önceden yerleşmiş olanların çocukları için bile bir çok yasal düzenleme getiriyor…
İskandinav ülkelerinin fiyortlarda altın arama işine izin vereceğini hayal edebilir misiniz?
Gelişmiş Avrupa ülkeleri…
Evet onlar da topraklarını zamanında hor kullanmışlar ancak yaptıklarının hem ülkelerini hem dünyayı nasıl geri dönülemez bir noktaya getirdiğini görüp vazgeçmişler…
Biz ise hala,
Altınla su satın alamayacağımızı hatta altınla suyu temizleyemeyeceğimizi ve suyun yerine altını kullanamayacağımızı bir türlü anlamıyoruz…
Bu, anlamamak da değil,
Umursamamak…

***

Porsuk'ta su biraz azaldı mı, nasıl endişeleniyoruz değil mi?
Şu an Porsuk'un karşı karşıya olduğu tehlike, suyunun azalması kadar vahim…
Hatta ondan bile daha vahim…