Türkiye'yi yasa boğan depremlerde 20 gün geride kalırken, deprem bölgelerinin yanı sıra çok sayıda depremzedenin göç ettiği Eskişehir'de de depremzedelerkarşılaştıkları astronomik kira bedellerinden yakınıyorlar.
Gazeteler de ve televizyonlarda depremzedelerin göç ettikleri illerde karşılaştıkları yüksek kira bedelleri haberlerini okuduğum veya izlediğimde 'hiçmi vicdan yok sizde?' Diye eleştiriyordum.
Dün yaklaşık 10 günden beri deprem bölgelerinden Eskişehir'e gelerek barınacak yer arayan insanlara yardımcı olmak için koşuşturan iki kişiyle karşılaştım. Daha doğrusu ben kendilerini tanımıyorum. Onlar beni tanımışlar önüme geçtiler.
'Sadi Bey çok fazla vaktinizi almak istemiyoruz. Size bir konuyu aktarmak istiyoruz. Siz gazetecisiniz konuyu yazarsanız depremzedelerin bu yaralarına melhem olmuş olursunuz' dediler.
'Buyrun sizi dinliyorum' dediğimde yaşadıkları sorunu anlattılar.
'Bizler deprem bölgelerinden Eskişehir'e göç eden ailelere gönüllü olarak yardımcı oluyoruz. Bazı aileler KYK'lerde kalmak istemiyor. Gerekçesi ya yaşlı anne babaları ya da engelli çocukları olduğunu, yurtlarda kalmaları halinde sorun yaşayacakları. Bu nedenle bizden 2 veya 3 oda bir salon ev bulmamız konusunda yardım talep ettiler. Bizlerde hiç üşenmeden bir taraftan emlak danışmanlarını bir taraftanda mahalleleri dolaştık. Kiraları daha ekonomik olur diye biraz merkeze uzak mahallelerde arama yaptık. Camlarında 'kiralık' yazısı gördüğümüz evlerin sahiplerine ulaştık. Gördük ki kira bedelleri uçmuş. 2 oda bir salon eve 3 bin lira kira istiyorlar. 3 oda bir salon evin kira bedelini 4 bin TL diyenler oldu. Mahallerde yaşayan dostlarımız, arkadaşlarımız ve tanıdıklarımıza bu evlerin kira bedellerinin yılbaşından önce ne kadar olduğunu sorduğumuzda bin, bin 500 lira olduğunu söylediler.Ocak ayından beri boş duran kiralanamayan dairelerin kirası depremzedelerin Eskişehir'e gelmesiyle birlikte en az bin lira artmış. Bu vicdansızlık. Depremi fırsata çevirmek isteyenler var. Bu konuyla kim ilgileniyorsa fahiş kiraları durdurmalı. Belediyeler veya valilik buna el atmalı. Depremde evleri yıkılmış herşeylerini kaybetmiş mağdur olmuş bu insanlar bir de istenilen yüksek kira bedelleriyle daha da mağdur ediliyorlar.
'HAYIRSEVERLER DE VAR'
Hayırsever insanlarda var. Onlardan bazıları 6 ay veya 1 yıl kira vermeden otursunlar dediler. Bazıları ise bin lira gibi cüzi kira parasıyla bir yıl ikamet edebilirler dedi. Hayırsever insanlarda varmış. Hatta bazı mahallelerde muhtarlar depremzedelerin kiralarını mahalle sakinleri olarak ödeyebileceklerini söylediler.'
* * *
Ev sahiplerin yüksek kira bedeli istemelerine belediyelerin müdahale etme yetkilerinin olmadığını biliyorum.
Müdahele etme yetkisi valililiğin mi veya vergi dairelerinin tam olarak bilmiyorum. Var ise yetkilerini kullasınlar.
Depremzedeler ikinci kez mağdur edilmesin.
'en temel sorun barınma'
Ben bu konuyu yazdığım saatlerde CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'den mail geldi. Yazımı tamamladıktan sonra okuyayım diyerek açmamıştım. Yazımı tamamladıktan sonra aklıma geldi. Açıp okudum.
Utku Çakırözer'de benim yukarıda yazdığım konuyu gündeme getirmiş. Depremzedelerin göç ettiği illerden Eskişehir'de gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından kendisine anlatılan sorunları raporlaştırmış. Raporda, en temel sorun barınma olurken, astronomik bir şekilde artan ev kirası fiyatlarının da krizi derinleştirdiğine dikkat çekiyor.
Raporda evleri yıkılan ve kısa zamanda deprem bölgelerine dönemeyecek olan binlerce depremzede artan kira fiyatlarına çözüm isterken, üniversite öğrencisi depremzedeler de eğitimlerinin aksamaması için internet ve burs desteği beklediği belirtiliyor.
Raporu kamuoyuyla paylaşan CHP'li Çakırözer, 'Depremzede yurttaşlarımızın barınma, kıyafet, gıda ihtiyaçlarının karşılanması için herkes seferber oldu. Depremzede yurttaşlarımızı ziyaret ediyor, acıları paylaşıyor, talepleri dinleyerek çözüm üretmeye çalışıyoruz. Ekonomik sorunlar, eğitimleri yarıda kalan öğrenciler, travmalar nedeniyle geri dönmek istemeyenler. Gün geçtikçe sorunlar derinleşiyor. Yıkımlar, kayıplar, yaşanan acılar sonrasında hayat devam ediyor ama depremzede yurtaşlarımızın yaşadığı belirsizlik sorunları krize dönüştürüyor' dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 11 ili etkileyen depremlerin ardından Eskişehir'e gelen depremzedeleri kaldıkları misafirhaneler ile evlerde ziyaret ediyor. Eskişehir Polis Eğitim Merkezi, Ali Güven Uygulamalı Oteli, Tepebaşı Belediyesi Yaşam Köyü'nde misafir olan depremzedeler ile Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerinde evlerde kalan depremzedelerle bir araya gelen Çakırözer, kendisine aktarılan sorun ve talepleri de raporlayarak kamuoyuyla paylaştı.
'ASTRONOMİK KİRA ARTIŞINA DUR DENMELİ'
Çakırözer'in paylaştığı rapora göre, çok sayıda risk barındıran afet bölgelerinden ayrılan ve yakın gelecekte geri dönebileceklerini düşünmeyen depremzelerin yaşadığı sorun ve talepler şöyle:
Depremzede yurttaşların öncelikli sorunu barınma. Evleri yıkılan, kalacak yeri olmadığı için yakın zamanda geri dönemeyecek olan binlerce depremzede bulundukları illerde kiralık ev arayışına girdi. Astronomik kira artışları nedeniyle çaresiz kalan depremzede yurttaşlar acil önlem alınmasını, astronomik kira artışına dur denilmesini istiyor.
* * *

'SGK kan için Kızılay'a para ödüyor'
Kahramanmaraş'ta gerçekleşen depremlerin 3. günü Ahbap'a çadır ve gıda malzemeleri satmasıyla gündemde olan Kızılay'ın hastanelere verilen kanlar karşılığında SGK'dan ödeme aldığı iddia edildi.
Kahramanmaraş merkezli iki deprem 11 ilde büyük yıkıma neden olurken, depremde 44 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Kızılay'ın depremin 3. gününde ünlü şarkıcı Haluk Levent'in kurucusu olduğu Ahbap'a 46 milyon lira karşılığında çadır sattı. Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ise tartışmalara 'Bu rutin bir işlem. Finansal süreklilik için kurumlara maliyetine satış yapıyoruz' sözleriyle yanıt verdi.
'SGK, KAN İÇİN KIZILAY'DAN ÖDEME ALIYOR' İDDİASI
Ahbap'a çadır ve gıda maddesi sattığı iddialarıyla büyük tartışma yaratan Kızılay'ın vatandaşların bağışladığı kanları hastanelere para karşılığında sattığı öne sürüldü. Gazeteci Fatih Portakal, konuyla ilgili belge paylaşarak şu ifadeleri kullandı:
'Benim gibi, çoğunluk gibi sosyal güvenlik şemsiyesi altında olanlar var. Kana ihtiyaç duyup ünite olarak aldığımızda size kim ödeme yapıyor? SGK olabilir mi acaba? 3. Özel hastanelerden alınan kan! Yüzde 200'e kadar fatura etme hakları var. Ve yapıyorlar da!'
KINIK: KAN ÜRÜNÜ, TESLİM HİZMETİNİN BEDELİDİR
İddialara yanıt veren Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, şunları söyledi:
'SGK ve KIZILAY'ın ilişkisi operasyon hizmetinin maliyetinin karşılanması ilişkisidir. Dört bin 500 sağlıkçı 300 bağış noktası ve bin 500 hasteneye yapılan günlük 20 bin kan ürünü teslim hizmetinin bedelidir. Ürün insan dokusu olduğundan satışa konu olamaz. Özelin 2 kat tahsilat yapması suç.
'KIZILAY'IN VATANDAŞLARLA PARA İLİŞKİSİ YOKTUR'
Ayrıca Kızılay'ın vatandaşla kesinlikle kan hizmeti karşılığında para ilişkisi yoktur, Hastane Kızılay'dan Hemasoft sistemi üzerinde kan talep eder ve Kan Hizmetleri de o kanı hastaneye teslim eder. Bu süreç hemovijilans standartlarındadır ve kişiye teslim gibi bir şey olmaz.
Devlet bütçesinden katkı almayan, bağışlar ve şirketlerinin gelirleri ile ayakta duran 15 bin personeli ile faaliyet gösteren bir yapının tabii ki finansal sürdürülebilirliğini, maliyet ve verimliliğini düşünüp yöneteceğiz. 155 yıldır bu vizyonla yürüyor ve büyüyoruz.'
* * *
Bu haberi 28 Şubat 2023 tarihli Haberler.Com sitesinde gördüm.
Bu haberin yayınlamasından sonra okurlar tıpkı Kızılay'ın Ahbap'a çadır sattığının eleştirilirken Kızılay'ın bağışcılardan bedava aldığı kanı SGK'ya ücret karşılığı satması da eleştirilmeye başlandı.
Konu basına yanıyınca Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık,'SGK ve KIZILAY'ın ilişkisi operasyon hizmetinin maliyetinin karşılanması ilişkisidir. Bin 500 hasteneye yapılan günlük 20 bin kan ürünü teslim hizmetinin bedelidir. Ürün insan dokusu olduğundan satışa konu olamaz' diye yanıt vermiş olsa da tartışmalar sürüyor.
* * *
Geçtiğimiz yıl bir arkadaşım anlatmıştı.
'Bir yakınım TIP Fakültesi Hastanesinde ameliyat olacaktı. 2 ünite kan istendi. Biz de Kzılay'a giderek bağışında bulunduk. Sonradan öğrendik ki SGK benim bağışladığım Kan için Kızılaya para ödemiş.'
Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık da doğruluyor. Ancak kanın satılmadığını, SGK ve KIZILAY'ın ilişkisi operasyon hizmetinin maliyetinin karşılanması ilişkisi olduğunu, devletten yardım almadıklarını, bağışlar, bünyesindeki şirketlerin ürettiği ürünler satılarak elde edilen gelirle Kızılay'ın ayakta kaldığını söylüyor.
ÇADIR TARTIŞMASI
Deprem bölgesinde çadıra ihtiyaç varken Kızılay'ın Ahbap'a çadır satması da çok eleştirildi. Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş'nin deprem olmasaydı ve deprem bölgesinde çadıra ihtiyaç duyulmamış olsaydı da satsaydı kimse eleştirmezdi. Sonunda bunun adı ticaret.
Eleştiri Kızılay'ın çadır satmasına değil.Madem Kızılay'ın depolarında çadır vardı da Ahbap'a para ile satmak yerine deprem bölgesine gönderilmemesine.
* * *

KISSADAN HİSSE:

Buğday tohumu
Buğday tohumu, arkadaşıyla yollarını ayırdı. Köklerini toprağın derinliklerine saldı. Filizlerini toprağın üstüne uzattı. Filizleri kısa sürede yaprağa dönüştü. Her sabah güneşle selamlaşmak, kuş sesleriyle tanışmak, rüzgarın kıllarında sallanmak hoşuna gidiyordu. Muhteşem bir duyguydu. İyi ki yerinden fırlamış çalışmış ve köklerini salmayı başarmıştı.
Yulaf tohumu, uygun zamanı bekliyordu. Tembel tembel yatmakta denebilir. O sırada baharın gelmesiyle toprağı eşeleyen tavuk gagasıyla yulaf tohumunu buldu ve bir lokmada yutuverdi. Yulaf olmayı göze alamayan tohum gübre oldu. Gerçek hayatımızda bu hikayelerin aynısını pek çok defa bizzat yaşamış veya çevrenizde görmüşsünüzdür.
- - - - - - -
Sizin seçiminiz hangisi? Buğday olup özgürlüğün, güneşin, rüzgarın, hayatın tadını çıkarmak mı? Yoksa yulaf olup gübre olmak mı?
* * *

FIKRA:

Cenaze
Bir gün Temel 3 katlı bir ev alır.Sonra bu üçünüde satar.Alanların ilkine sorar:
-Rahat uyudunuz mu?
-Hiç rahat uyumadım.Odada çok fare var.Hoşuma gitmedi.
Temel diğer ikinci kişiye sorar:
-Rahat uyudunuz mu?
-Hiç uyuyamadım.Odada hep arı vardı.Bir türlü uyutmadılar.
Temel sonuncuya sorar:
-Rahat uyudunuz mu?
Valla ben çok rahat uyudum. Bir tane sineği öldürdüm hepsi cenazesine gitti.
* * *