58 yıllık Eskişehirspor Kulübü resmen amatöre düştü. Son bir aydır kamuoyunda dolaşan bir beklenti vardı. Her ne kadar TFF tarafından resmi bir açıklama yapılmamış olmasına rağmen kulaktan kulağa '2'inci ve 3'üncü ligde düşme kaldırılacak. 3. Lig 4 grup olacak. Süper ligin B takımları da 3.Lige alınacak' dedikoduları yayıldı. Eskişehirspor taraftarları olarak bizde bu dedikodulara inandık!
TFF üç gün önce süper lig ve 1.Ligi tescilledi. Bunun açıklamasından sonra şahsen ben ümidimi kesmiştim.
Sadece 3.Ligden düşme kaldırılacak olsaydı buna 2., 1'inci ve süper ligden düşen kulüpler 'bizim liglerde de düşme kaldırılsın' diye haklı olarak itiraz ederlerdi.
TFF henüz 2'inci ve 3'üncü ligleri tescil etmedi.
Nedeni ise bu liglerde bir üst lige yükselme maçlarının (play-off) oynanması. Bu maçlarda tamamlandı.
Bugün yarın TFF 2. Ve 3'üncü ligleri de tesciller. Böylelikle 58 yıllık Eskişehirspor Kulübü resmen amatöre düşmesi de kesinleşecek.
Eskişehirspor ile birlikte liglerden küme düşen kulüplerin de beklentileri de gerçekleşmedi.
2023-2024 sezonunda Anadolu Efsanesi olarak tarihe geçen ve mazisinde çok sayıda başarısı bulunan Eskişehirspor tarihin de ilk kez önümüzdeki sezon Bölgesel Amatör Lig'de mücadele edecek.
HATALAR ZİNCİRİ MESUT HOŞCAN'LA BAŞLADI
Eskişehirspor'un bu duruma düşmesinde peş peşe yapılan hatalar zinciri 'ben bu kulübü Halil Ünal'dan daha iyi yöneteceğim' diyerek kulüp başkanı olan Mesut Hoşcan'la başladı. İki sezonda Eskişehirspor'u süper ligden düşürerek Bal Ligine düşüsün yolunu açtı.
Ardından kulüp başkanlığına gelen Kaan Ay ile tekrar toparlanma dönemine geçti. Ancak birileri yürüyen tekere çomak soktu. Kaan Ay küstürüldü ve istifaya zorlandı. Kaan Ay'dan sonra başkanlık koltuğuna oturanlar kulübün düşüşüne engel çare olamadılar.
Mustafa Akgören, Mehmet Şimşek ve son olarak bugünkü kulüp başkanı Erkan Koca peş peşe yaptıkları hatalar ile Siyah-Kırmızılı Kulübü Bal Lig'ine düşürdüler.
ŞEHİR OLARAK KENETLEME ZAMANI
Ekonomik sıkıntılar içerisinde boğuşan Eskişehirspor Kulübü yeniden profesyonel lige çıkabilir mi?
Ben şahsen bunun yakın bir gerçekleşmesini zor görüyorum.
200 Milyona yakın borcu olan kulübün bu borçlardan kurtulamadığı sürece imkansız olarak düşünüyorum.
Sakaryaspor, Kocaelispor'da Bal Ligine düşmüşlerdi.
Yeniden profesyonel lige yükselmek için yıllarca mücadele verdiler. Sonunda şehrin ileri gelenleri, kulüp yöneticileri, taraftarlar kenetlenince başarı geldi.
Bugün aynı kenetlenme, birlik-beraberlik Eskişehir'de de yapılmadığı, kulübün borçları kapanmadığı sürece Siyah-Kırmızılı Kulüp yıllarca Bal Ligi'nde kalır. Hatta amatör ligine bile düşer.
Artık geriye dönüş mümkün olmadığına göre bundan sonra yapılacak tek şey şehrin ileri gelenleri, valisi, milletvekilleri, belediye başkanları, eski kulüp başkanları 'Eskişehirspor'u tekrar profesyonel lige nasıl çıkartabiliriz?' için bir araya gelerek çare yolları aramalılar.
Eskişehirspor'un Bal Lig'ine kadar düşmesinde eski Başkan Mustafa Akgören döneminde başlayan hata zincirleri daha sonra Mehmet Şimşek, Erkan Koca döneminde de devam etti.
Mustafa Akgören, Cengiz Seçsev'in görevine son vermesiyle ardından getirdiği teknik direktörler kulübün düşüşüne çare olamadılar.
Ardından Mehmet Şimşek, Erkan Koca da Eskişehirli Teknik Direktörlere güvenmediler.
Takımın başına getirilen Eskişehirli Hocalara, dışarıdan getirilen teknik adamlara verdikleri krediyi vermediler.
Son olarak Mehmet Şimşek'in görevi bırakmasından sonra başkanlığı üstlenen Erkan Koca ile yönetimi, transfer tahtasını açar açmaz alelacele 20 futbolcu transfer ettiler.
Bu transfer edilen futbolcuları kimler izledi veya kimler önerdi bilmiyoruz.
Yapılan 20 transfere rağmen Siyah-Kırmızılı Kulüp amatöre düştü.
Bu da tarihe geçti.
Kurtarıcı olarak transfer edilen 20 futbolcu düşüşe çare olamadılar.
Üstelik kulübü yeni borca soktular.
* * *
Yukarıda yazmıştım.
Bir kez daha tekrar ederek bu konudaki yazımı bitirmek istiyorum.
Şehrin ileri gelenleri, valisi, milletvekilleri, belediye başkanları, eski kulüp başkanları 'Eskişehirspor'u tekrar profesyonel lige nasıl çıkartabiliriz' için bir araya gelerek çare yolları aramalılar.
* * *
BUGÜN MÜ AKLINA GELDİ?
Yerel seçimlere 9 ay kala birileri Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ı 'yıpratma' kampanyası başlattılar.
Sandıkta 4 dönemdir devirmedikleri, 'nasıl yıpratıp da belediyeyi ele geçiririz' diye mi düşünüyorlar bilemem ama, bu tür haberlerle Tepebaşı ilçesinde yaşayan insanların gönlünde taht kurmuş, yedisinden yetmişine herkesin sevgisini kazanmış Ahmet Ataç'ı yıpratamazsınız.
Ataç'ın siyasi görüşü belli.
Yani CHP'li.
Tepebaşı ilçesinin seçmen yapısına baktığımda genelde sağ görüşe sahip.
Her ne kadar 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde CHP'ye ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vermiş olsalar da geçmiş seçimleri incelerseniz son yıllarda AK Parti'ye oy verdiklerini görürsünüz.
Sağ görüşlü insanlar da yerel seçimde Ahmet Ataç'a oy veriyor.
Kaşının-gözünün hatırana mı?
Elbette değil.
Birincisi yaptığı icraatına bakıyor.
İkincisi ise hiçbir parti ayırmadan 'şen şusun, sen CHP'li değilsin' demeden her siyasi görüşe sahip insanlara saygı duyarak, onları Tepebaşı İlçesinin bir ferdi olarak görerek hepsine aynı eşitlikte yaklaşım gösterdiğinden desteğini alıyor.
CHP'li Dalgıç'tan AK Parti'ye
'adrese teslim kat artırımı' yanıtı
AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Emre Aydın, Tepebaşı Belediyesi'nin Batıkent Mahallesi'nde 'adrese teslim kat artırımı' gerçekleştirdiğini iddia etmişti.
CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç'tan sert yanıt geldi...
Dalgıç yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
'AKP'nin kara propaganda manevraları her zaman ki gibi, hızlandı. Kısa süre önce yaşanan genel seçim öncesi tüm marifetlerine yine tanık olduk. Montaj videolar yaptılar, kara propaganda afişlerini gece karanlıkta gizli saklı duvarlara astılar. Geçen yerel seçim öncesi, Belediye Başkanımızı terör ile ilişkili göstermeye çalışan korsan afişleri yine gece karanlıkta sokaklara attılar. Yerel seçim yaklaşınca benzer yöntemlerine, kara propagandaya yine başladılar. Bir türlü alamadıkları, yanına bile yaklaşamadıkları Tepebaşı Belediyesini sözüm ona kara propaganda ile yıpratarak sonuç alacaklarını sanıyorlar. AKP'nin İl ve Tepebaşı ilçe örgütlerinin bir haftadır, Tepebaşı Belediyesi üzerinde bir şüphe oluşturma gayreti var. Tepebaşı Belediye bugüne kadar hiçbir zaman rant ile anılmamış, suçlanmamış, yargılanmamıştır. İşin ilginç tarafı, bu rant iddialarında bulunanlardan birisi olan AKP Tepebaşı İlçe başkanı aynı zamanda Tepebaşı Belediye Meclis Üyesidir. İki-üç yıl önce verilmiş bir inşaat ruhsatı hakkında şimdi iddialarda bulunmaktadır. Oysa her yıl Belediye işlemlerini denetleyen Meclis Denetim Komisyonunda AKP'li üyeler de vardır. Ortada bir usulsüzlük varsa, bunca yıldır bunu denetim komisyonu raporlarında neden gündeme getirmemişler, neden eleştirmemişler neden dava açmamışlar. Hukuka aykırı bir şey var da bunları yapmamışlarsa, bu aynı zamanda, halkın verdiği denetim görevini ihmal etmektir. Ortada hukuka aykırı bir şey yoksa, o zaman bu açıkça kara propagandadır. AKP'lilerin yaptığı da budur. İçişleri müfettişleri AKP'nin emrindedir. Belediye Meclisinde ve Denetim Komisyonunda AKP'li üyeler vardır. Belediyenin hesapları da ortadadır. Buradan bir sonuç alamayıp dedikodu ile iş yapmak, iddiaların ne kadar dayanaksız ve samimiyetsiz olduğunun açık delilidir. Yine Batıkent mahallesindeki imar değişikliği meclis gündemine gelmiş, usulünce tartışılmış ve kabul edilmiştir. Bir metrekare dahi emsal artışı olmamış, kimseye menfaat sağlanmamıştır. Daha fazla yeşil alan ve otopark alanı kazanabilmek için yapılan ve hukuka da uygun olan sıradan bir imar değişikliği işleminin abartılması tamamen siyasi rant kazanmak için ortalığı bulandırma çabasıdır. Hukukun verdiği bir hakkı kullanmaktan kimse kınanamaz. Tepebaşı Belediyesi, karşısındakinin kim olduğuna bakmaksızın, bugüne kadar tamamen hukuka göre davranmış, bundan sonra da öyle davranacaktır.'
* * *
Atilay Dalgıç haklı değil mi?
Her yıl Belediye işlemlerini denetleyen Meclis Denetim Komisyonunda AKP'li üyeler de vardır. Ortada bir usulsüzlük varsa, bunca yıldır bunu denetim komisyonu raporlarında neden gündeme getirmemişler, neden eleştirmemişler neden dava açmadılar?
Seçime 9 ay kala mı akılları başlarına geldi!
Belediyeler her yıl iki hatta bazen de üç kez Ankara'dan gelen müfettişler tarafından denetimlerinden geçerler. Özellikle CHP'li belediyeleri en ufak hesaplarını, yaptıkları en küçük işleri dahi incelerler.
Eğer bir usulsüzlük bulmuş olsalardı soruşturma açılır ve yargıya intikal ettirilirdi.
Demek ki AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Emre Aydın'ın iddiaları doğru olmadığını ispatlıyor.
'Çamur at izi kalsın' diyorsanız artık o bayatladı.
'Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.' Ziya Paşa bu beytinde diyor ki: 'İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.'
Emre Aydın'a, Ziya Paşa'nın bu beytini tekrar tekrar okumasını naçizane tavsiye ediyorum.
* * *
FIKRA:
Diktatör
Diktatör general askerleri ile yolda giderken askerlerden biri hapşırmış. Diktatör general arkasını dönüp;
-'Kim hapşırdı?' diye sormuş. Askerler korkudan bir şey söyleyememiş.
Diktatör bunun üzerine birinci sırayı kurşuna dizmiş.
Sonra yola devam etmişler biraz sonra yine bir hapşırık sesi gelmiş.
Diktatör general 'kim hapşırdı' deyince yine korkudan kimse kimin hapşırdığını söyleyememiş.
Bunun üzerine diktatör ikinci sırayı kursuna dizmiş.
Biraz sonra yine birisi hapşırmış.
Diktatör arkasına dönüp sormuş 'kim hapşırdı' deyince bir asker 'ben hapşırdım'demiş. Diktatör general askere dönüp:
-'Çok yaşa'demiş.
* * *