Sesin, ışığın, ve zamanın hızı;
İnsanı yorar çoğu zaman…
Yılgınlık,
Kuzey yıldızının şafak vakti içimize işleyen ayazı gibi;
Bizden önceki ve sonraki hayatların izini sürer…
Aydınlık yeteri kadar anlamlı değildir,
Belki barındırdığı görüntü, belki fısıldadığı öykü, bazen de kendi hayatlarımız içine devrilip kalan ve çoktan unutulmuş olmanın rehavetiyle kaderine razı insan siluetleri arasından hızla geçip giden bir rüzgar gibidir aydınlık…
Anlatır,
Ama anlattığı şeyin bilinci yoran hızında kaybolur gider…
Sonra bir serinlik gelir hani, tanıdık bir akşamüstüyle birlikte,
Bütün bir günün yorgunluğunu alıverir omuzlarından…
Her güzel şey gibi,
Daha çabuk bitiverecek olduğunu bilmek, onu değersiz kılmasa da, tedirgin eder insanı…
Daha başlarken, biteceğinden endişe edilen an gibi…
Kıymetini mi bileceksiniz yoksa elinizden tutmasına izin mi?
Kararsızlık ve endişe geceyle birlikte gelir…
Ve gece…
Ya kendinize dönersiniz adamakıllı,
Ya da dışında kalırsınız kendisinizin büsbütün…
Gecenin sizi terbiye etmeye cüret eden ukalalığı, sert bir karşılık bulur elbet, bu kaçınılmaz…
***
Yaprakların sesini dinleyin,
Onunla birlikte gelirler…
Diner, dinlenir ve sonra yeniden kımıldanırlar…
Saçlar onunla uçuşur, zamanı o iteler, lutufkar bir ses gibi yalayıp geçer teni…
Sabaha karşı, ölüme en yakın olduğumuz an,
Gecenin en koyu ama sabaha en yakın anında salınarak geçer kapımızın önünden…
Gül demetleri sezinler ilk, sonra önceki günün ikindisinden kalan toz taneleri, dilimizin ucunda kalmış kelimeler…
Bükülmüş evren, zamanın öncelenemeyen süzgecinden kendini kaçıramadığı sürece, yerçekimine karşı, kötülüğe karşı, ne kadar çirkinlik varsa hepsine karşı…
Söyleyecekleri bitmiş bir ağız gibi,
Kapatılmış göz, sağırlaşmış an gibi…
Bittiğinde karanlık, şafak vakti kendine gelir dünya…
Selamlar sizi, tüm arsızlığıyla…
Sabah,
Günaydınlar sizi…
Söyleyecek yeni söz dizeleri bağışlar size…
Artık hazırsınızdır yeni günün telaşesine, akşamüzerinin alacakaranlığına kadar…
***
O soluktur,
Nefes almanın ritmini belirler,
Ve hayatın size getireceği yeni sürprizleri…