9. kolordu, 4 Eylül günlü harekat emrinde, ayaklanmacıların hangi bölgelerde kaç çadırı olduğunu bilmektedir. Beş ayrı yerde 400'ün üzerinde çadır bulunmaktadır. Ayrıca Dil bölgesinde, ayaklanmacılarla ilişkisi olmayan Halikanlı Halit aşiretinin 800 kadar çadırı bulunmaktadır. Harekata Karaköse'deki 17 uçaklı 3. Uçak takımı ile Erciş'teki 25 uçaklı 1. Uçak Taburu da katılır. Ağrı'nın en sarp ve ayaklananların savunmasına en elverişli kesimleri 8 Eylül'de Türk birliklerince ele geçirilir. Kürtler daha önce tutulmuş olan Güneydoğu yönünde çekilirken, önemli kayıplar verirler. Ağrı'nın Kuzeyindeki birlikler de ayaklanmacıların direnişini kırmış, Serdarbulak yönünde ilerlemektedirler. Bu taraftaki ayaklanmacılar Güneye doğru kaçarlar. Çarpışma bir hafta kadar sürer ve 14 Eylül'de sona erer. Genelkurmay Başkanlığı'nın o gün yayımladığı bildiride harekatla ilgili bilgiler şöyledir;
'Ağrı tedip harekatı, eşkıyanın kesin yenilgisiyle son bulmuş ve bir hayli reis öldürülmüştür. Dağılan eşkıya artıkları ile kaçarken bıraktıkları eşya ve hayvanları mağaralarda, sarp yerlerde gizlemiş olan perakendeleri toplamak üzere tertip edilen müfrezeler tarama işi ile meşguldür'.
Yarbay Eyüp Sabri Süsoy, 'eşkıya döküntülerinin takip ve tenkili'nin birkaç yıl daha sürdüğünü belirtmektedir.

Pülümür Harekatı
Ağrı harekatından sonra Doğu gezisine çıkan Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, 18 Eylül 1930'da İçişleri Bakanlığı'na şu raporu gönderir ;
  1. Erzincan ilindeki incelemelerim sırasında ekonomiyi önemli surette zarara sokan ve bu il dahilindeki asayişsizliğin en önemli amillerinden olan Aşkirik, Gürk, Dağbey, Haryi köylerinin tedip ve tenkiline zorunluluk olduğunu gördüm.
  2. Erzincan merkez ilçesinde 10000 Kürt vardır. Bunlar Alevilikten faydalanarak mevcut Türk köylerini Kürtleştirmeye ve Kürt dilini yaymaya çalışmaktadırlar. Birkaç sene sonra Kürtlüğün bütün Erzincan'ı istila edeceğinden endişe edilebilir. Örfen Türk, fakat Alevi olan birçok Türk köyleri Aleviliğin Kürtlüğü ifade ettiği zihniyeti ile ana lisanlarını terk ederek Kürtçe konuşmaktadırlar. Bu işe ön ayak olan, her eşkiyalığa yataklık eden Rusaray, Mitini, Şıncığı, Kürtkendi, Kelarik köylerinin esaslı bir şekilde kayda tabi tutularak buralardan gelenlerin Trakya'ya nakli ve bu bölgedeki bazı reislerin il merkezinde ve polis nezareti altında ikamet ettirilerek emniyete alınmaları gerekmektedir. Türk olan Alevi köylerinin Türkçe konuşmalarına ve Türk dilinin bütün bölgeye yayılması için esaslı tedbirler almaya ihtiyacı vardır.
  3. İl bölgesinde bazı memurların Kürt ırkına mensup olduğu bilinmektedir. Örneğin, Erzincan Sorgu Hakimi Pülümürlü Şevki Efendi'nin Kürtleri himaye ettiği ve geceleri evinde topladığı gerçekleşmiştir. Bu adamın her ne şekilde olursa olsun il bölgesi dışına nakline ve bu gibi memurlar hakkında da ayrı işlemin uygulanmasına lüzum vardır.
Naşit Hakkı'nın ayaklanmaların genel karakteristiğine ve ülkeye verdiği zararlar ile gerçek amacın neler olduğuna dair anlatımları çok ilginçtir. O'na göre bütün bu yaşananların temelinde Cumhuriyet düşmanlığı yatmaktadır ;
'Türk bağımsızlığının temeli olan Cumhuriyeti yıkmaya çalışanlar, Doğu'da büyük bir vatan parçasını tutsak topraklara eklemek isteyenler, Türk sınırları içinde kendi komitelerine asıl ve eylemli üye olarak yalnız derebeylerini ve şeyhleri bulmuşlardır. Çünkü derebeyi, şeyh ve ayrılıkçı ortak düşman karşısındadırlar, Cumhuriyet karşısındadırlar. Şark İstiklal Mahkemesi'nin önünde olayların hesabını verenler, birkaç serseriden başkası, hep ya şeyh ya da bey'dir. Bu olayları izleyen olaylar kesin olarak derebeyine gösterdi ki, bu idare meşrutiyet idaresine benzemez. Cumhuriyet gündelik politika gütmeyecektir, ergeç kendisini tepeleyecektir. Artık Bey biliyor, Cumhuriyet karşısında, bir bey ile bir köylü arasında fark yoktur. Köylü, beyin eşyasından sayılmaz. Bey, istediğini astırıp kestiremez. Bey, istediğinin ırzına sahip değildir. Artık şeyh biliyor. İstiklal Mahkemesi ve Büyük Millet Meclisi kendisinin resmi ticarethanesi olan tekkesini kapamıştır. Artık bir üfürüğe karşılık bir koyun alamayacaktır. Artık, tekkesi feyz almaya gelen cahil kadınlarla dolup boşalmayacaktır. Artık, bütün millet kendisine haraç hediyesi taşımayacaktır. Beyefendi Hazretleri, Şeyhefendi Hazretleri, Cumhuriyetin şüpheli birer vatandaşlarıdırlar. Her hareket ve eylemlerinin Cumhuriyetin basiret gözü tarafından izlendiğini biliyorlar. Cumhuriyet onlara ve onlar Cumhuriyete düşmandırlar. Dersimlileri Elaziz ovasına indirmek için yarım önlemler alınmıştır. Dersim ağalarına il merkezinde görevler verilmiş, birer ev tahsil edilmiştir. Fakat Dersimli ağa, Munzur suyunun öbür yüzünden ayağını çekmemiştir. Haftanın üç günü ildeyse, dört günü Dersim'in içindedir. Dersim sistemi böyle yıkılır mı? Dersimli ağanın biri, birkaç kadehten sonra doğrusunu söyledi ; Vali paşa bizi aldatıyor, biz de Vali paşayı.'
Mareşal Çakmak, 20 Eylül günü Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığına bir rapor daha yollar. Burada ; Kürtlerin düzenli bir sistem içinde Türk köylerine yerleşerek Kürtlüğü yaymaya çalıştıkları ve aynı zamanda eşkıyaya yataklık ve kılavuzluk ettikleri anlaşılmaktadır. Bu gibi ayrılıkçı ve tehlikeli ailelerin Türkler arasından çıkarılarak Trakya'ya nakilleri, Türklük aleyhine yönelen bu kötü amaca karşı en etkili bir tedbir olacaktır demektedir. Erzincan Valisi, bu gezi sırasında Mareşal'e Pülümür'deki olayı anlatır, ilçeye bir bölük gönderilmesini ister. Olayın gelişimi şöyledir ; Pülümür ağaları, ilçe kaymakamının evini kurşunlatırlar, sonra da bu işi yapanları teslim etmemekte direnirler. Çakmak'ın raporu Bakanlar Kurulu'nda incelenir. Vergi ve asker vermek gibi yükümlülüklere uymayan köylerin yola getirilmesi, Kürtlük akımına eğilimli olan ve bunu kışkırtan memurların değiştirilmelerinin bakanlıklara bildirilmesi kararlaştırılır. Köylerin ve Kürtçülerin geniş ölçüde Batıya göç ettirilmesi uygulaması kolay gerçekleştirilecek bir iş gibi görünmemektedir. Aşiret reislerinin olanak ve kesin zorunluluk oranında göç ettirilmelerine çalışılması konusu, Ankara'ya dönünce kendisiyle görüşülecektir.(Devam Edecek).