Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2016 yılı Bütçe görüşmeleri sonunda Bakan Nabi Avcı, milletvekillerinin sorularını yanıtlamıştı.

'ONA UYGUN
BİR YER BULURUZ'
CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, 'Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı, okullara gönderdiği yazıda, öğrencilerin Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed'in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmeleri için teşvik edilmelerini istedi. O konuda ne yaptınız?' sorusuna Avcı, 'Mesaj göndermiş. O İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı. Eskişehir'deki mesaj gönderen İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı görevden aldık' diye konuştu. CHP Mersin Milletvekili Nurettin Demir, 'Genel müdür Yardımcısı mı yaptınız?' sorusuna Avcı, 'Henüz değil. Müsteşar yardımcısı falan yapmayı düşünüyoruz' diye espri yaptı. MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, 'Bir başka görev için almak üzere onu nereye atacaksınız?' sorusuna Avcı, 'Öyle alınır bir başka göreve atanmak üzere. Ona uygun bir yer buluruz' dedi.

DAHA AKTİF GÖREV
Ancak Avcı'nın 'görevden aldık' dediği Ali Pehlivan hala İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı. Yani 'görevden alınma' diye bir olay yok. Pehlivan Din Öğretiminden Sorumlu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısıydı. Görev alanı değişti. Hayat Boyu Öğrenmeden Sorumlu oldu. Yani pasif bir görevden daha aktif bir göreve getirildi. Avcı ya bu konuda yanıltıldı. Ya da bu görev alanı değişikliğini, dili sürçtüğü için 'görevden alındı' dedi. Din Öğretimi ise Milli Eğitim Şube Müdürü Mustafa Özdemir'e verildi. Buna rağmen birileri bir bardak suda fırtına çıkarıyor. Hiçbir mağduriyet yaşamayan Pehlivan'ı mağdur olarak göstermeye çalışıyor.

ŞOV MALZEMESİ
Sınav kazanmış, başarılı olmuş okul müdürlerinin haksız şekilde görevden alınmalarının, bazı eğitimcilerin sırf yandaş sendikaya üye olmadıkları için en ücra ilçelere sürülmelerinin baş sorumlusu olanların bugün ortaya çıkıp da 'Ali Pehlivan Yalnız Değildir' demeleri dikkat çekiyor. Ali Pehlivan gerçekten dürüst bir yöneticidir. Okullara o yazıyı göndermekle hata yapmıştır. Bu hataya rağmen İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevini hala yürütmektedir. Mağdur olmadığı halde birileri tarafından kendisinin şov malzemesi yapılmasından eminim O da mutlu değildir…

***

OKULA GİTMEDEN
MAAŞ ALAN HİZMETLİ
Emek Mahallesi'nde bulunan 1. Hava İkmal Bakım Merkezi İlkokulu'nda öğrencisi olan bir velimiz aradı. Velimiz, burada çalışan bir yardımcı hizmetlinin yaklaşık bir yıldır hiç okula gelmediğini belirterek, 'Çalışmadan bu şahıs devletten nasıl maaş alabiliyor? Okula gelmeyen bu hizmetli mesai saatlerinde ne yapıyor? Kafede mi, meyhanede mi gününü geçiriyor? Okulda görüştüğüm bazı öğretmenler, Okul Müdürünün korktuğu için bu görevini yapmayan hizmetliyle ilgili işlem yapmadığın söylüyorlar. Milli Eğitim'de etkili bir şahıs bu hizmetliyi koruyormuş. Bu kişi yakınlarda Tepebaşı Bölgesi'ndeki bir ortaokulu basıp, okul müdürünü tehdit etme cüretini bile göstermiş. Kendisine yakın olan 'Müdür Yardımcısını uyardı' diye, okul müdürüne, 'Seni ben getirdim, götürmesini de bilirim' diye bağırmış. Milli Eğitim Yöneticileri bu yaşanan olayı görmezden gelmiş. Böylece eğitimciye yakışmayan davranışı bu şahsın yaptığı yanında kar kalmış. Bizim okul müdürü de bu hizmetliyle ilgili işlem yaparsam, 'bu etkili şahıs gelip, beni de tehdit eder' diye görevini yapmıyor. Okul Müdürlerini belirlerken, sınav kazanma, liyakat gibi kavramları çöpe atarsanız, tek kriteriniz 'yandaşlık' olursa; etkili kişilerin adamı olan hizmetliler, atadığınız okul müdürünün başına böyle padişah olur' diye tepki gösterdi. Umarız İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen bir yıldır okula gitmeyen hizmetli ve okul basıp, müdürü tehdit eden şahıs ile ilgili soruşturma açar. Eğitimde yaşanan yanlışların üzerini sıvamaktan vazgeçer…

**

ÖNDER AĞBİ'YE GEÇMİŞ OLSUN DİLİYORUM
Eskişehir basınının güçlü kalemi Önder Baloğlu geçtiğimiz günlerde ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Eskişehir Hava Hastanesi'nde tedavi gören Önder ağabeye geçmiş olsun diliyorum. Okurları, usta gazetecinin bir önce sağlığına kavuşup, o kendine has üslupla yazdığı doyumsuz yazılarını bekliyor. Meslekte örnek aldığım Önder ağabeyime Allah'tan acil şifalar diliyorum.

**

24 YIL ÖNCE UĞUR MUMCU ESKİŞEHİR'DE

24 yıl önce. Gazeteci Yazar Uğur Mumcu 25 Nisan 1992 tarihinde Ecza Koop Başkanı Azmi Kerman'ın davetlisi olarak Eskişehir'de bir konferans vermişti.
Bu konferanstan 9 ay sonra 24 Ocak1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirmişti. Mumcu, bu hain saldırı sonucu 22 yıl önce aramızdan ayrıldı. Cinayetin failleri hala bulunamadı. Bedri Rahmi Eyüpoğlu, aslında Nazım Hikmet için yazdığı ve ölümünden sonra hep Uğur Mumcu için söylenen 'Yiğidim Aslanım' Türküsü'ndeki 'Ne bir haram yedin ne cana kıydın/Ekmek gibi temiz su gibi aydın/Hiç kimse duymadan hükümler giydin/Döşek diken diken yastık batıyor/ Yiğidim aslanım aman burada yatıyor' dizelerindeki gibi 'Ekmek gibi temiz su gibi aydındı'

ÇIKARCILARIN
DÜŞMANI
Uğur Mumcu'nun 'Ben Atatürkçüyüm,/Ben cumhuriyetçiyim,/Ben laikim,/Ben anti emperyalistim, /Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım./Ben özgürlükçüyüm,/ Ben insan hakları savunucusuyum,/Ben, yobazların, vurguncuların, Çıkarcıların düşmanıyım…'sözleri özellikle bugün ülkeyi bölmek ve karanlığa götürmek isteyenlerin iyice arsızlaştığı bu son süreçte aklımızda hep kalmalı. Ülkeyi bölmek ve Ortaçağ karanlığına götürmek isteyenlere karşı Tam Bağımsız Türkiye'yi savunanlar bugün her zamankinden daha dik ve kararlı durmalıdır.'

**

FOTO ŞAKA

CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Vural Yörük: Sinan abi, Başkan Ataç'ın yüzüne söylesene, 'Benden izinsin Kılıçdaroğlu ile görüşmeyeceksin' diye.
CHP İl Başkanı Sinan Özkar: Yüzüne nasıl söylerim? Senden ona mektup gönderdim ya!
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Sinan benim Ankara gezilerimden neden rahatsız oluyor? Yoksa benim yerimde gözü mü var? Büyükerşen ve Kurt Kılıçdaroğlu ile görüşürken, Sinan'dan izin kağıdı mı alıyor?