Beklenen gün sonunda geldi. 31 Mart 2024 yerel seçimleri yarın yapılıyor.

Artık adaylar susacak, seçmenler konuşacak. Verecekleri oylarla belediye başkanlarını, meclis üyelerini ve muhtarlarını seçecek.

CHP CUMHUR İTTİFAKINA KARŞI

Türkiye’nin tüm şehirlerinde seçime tek başına giren CHP, Cumhur İttifakı partileriyle yarışacak. Eskişehir’de de aynı tablo yaşanıyor. CHP ilimizde 1 Büyükşehir, 13 ilçe belediye başkan adayı ile seçmenin karşısını çıktı. Bir tek Mihalıççık’ta aday çıkarmadı. CHP burada DSP adayı Haydar Çorum’u destekliyor. Cumhur İttifakı kent merkezinde AK Partili adaylarla seçmenin karşısına çıkıyor. Beylikova, Sarıcakaya, Mihalgazi, Mahmudiye, Sivrihisar, Han, İnönü’de AK Partili, Seyitgazi, Alpu, Çifteler ve Mihalıççık’ta MHP’li, Günyüzü’nde BBP’li adaylarla yarışacak. 25 yıllık Yılmaz Büyükerşen dönemi sonrasında CHP Ayşe Ünlüce ile Eskişehir’deki yerel iktidarını sürdürmek istiyor. 4 dönem Başkanlık yapan Ahmet Ataç ile 2 dönem Başkanlık yapan Kazım Kurt yaptıkları hizmetler sayesinde seçimde favoriler. Verdiği vaatlerle öne çıkan Nebi Hatipoğlu; olumlu, çalışkan ve centilmen kişiliğiyle öne çıkan Özkan Alp’ta seçimde iddialılar. Sivrihisar’da başarılı belediyecilik örneği sergileyen Hamid Yüzügüllü, karşısında Ahmet Ataç gibi bir markanın olmasından dolayı biraz umutsuz.

690 BİN 60 SEÇMEN

2370 sandığın kurulacağı Eskişehir’de Eskişehirliler Büyükşehir Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanları, meclis üyeleri ve muhtar adayları için oy verecek. Kent genelinde toplam 696 bin 60 seçmen oy kullanacak. Eskişehir’de en fazla seçmenin ve sandığın yer aldığı ilçe Odunpazarı ilçesi oldu. 316 bin 417 seçmenin bulunduğu Odunpazarı İlçesinde 978 sandık kurulacak. Odunpazarı’nı ikinci sırayla takip eden Tepebaşı İlçesi oldu. Tepebaşı’nda 294 bin 414 seçmen 914 sandıkta oyunu kullanacak. Üçüncü sırada ise 16 bin 550 seçmen ve 97 sandıkla Sivrihisar geliyor. Sivrihisar’ı sırasıyla 11 bin 613 seçmen ve 51 sandıkla Çifteler, 11 bin 331 seçmen ve 69 sandıkla Seyitgazi, 8 bin 785 seçmen ve 45 sandıkla Alpu, 7 bin 355 seçmen ve 59 sandıkla Mihalıççık, 6 bin 18 seçmen ve 31 sandıkla Mahmudiye, 5 bin 299 seçmen ve 24 sandıkla İnönü, 4 bin 905 seçmen ve 29 sandıkla Beylikova, 4 bin 741 seçmen ve 26 sandıkla Günyüzü, 3 bin 930 seçmen ve 19 sandıkla Sarıcakaya, 2 bin 638 seçmen ve 11 sandıkla Mihalgazi, 2 bin 64 seçmen ve 17 sandıkla Han ilçesi takip ediyor.  Eskişehirliler verecekleri oylarla başkanlarını seçecek. Seçimi kazanan belediye başkanları 2024-2029 yılları arasında bölgelerine hizmet edecek.

***

NOSTALJİ

İLK BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI AYDIN ARAT

30 yıl önce. 1994 yılına ait tarihi fotoğrafta, dönemin TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Aydın Arat ile birlikte. Fotoğrafta Aydın Arat’ın eşi Ayfer Arat’ta var

KENDİ ELİYLE İMZALATTI

1991 Genel Seçimlerine DYP Eskişehir Örgütü ‘Eskişehir Gelişecek Büyükşehir Olacak’ sloganıyla girdi.  Eskişehir’de birinci parti oldu.  Üç milletvekili (Hüsamettin Cindoruk, İbrahim Yaşar Dedelek ve Fevzi Yalçın) çıkardı. Eskişehirli Dilek Hanım ile evli olduğu için Eskişehir’in enişte milletvekili olan Cindoruk TBMM Başkanı seçildi. Eskişehir o yıllarda Büyükşehir olabilecek koşulları taşımıyordu. Buna rağmen Cindoruk parti olarak verdikleri sözü tutarak, Eskişehir’i Büyükşehir yaptı. Cindoruk, gerekli yazıyı önce İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e daha sonra Başbakan Süleyman Demirel’e bizzat kendi eliyle imzalatarak Eskişehir’i Büyükşehir yaptı. 

KARŞILIĞI OY OLDU
Cindoruk’un kentimize büyük hizmetleri oldu. İçinde Eskişehir olmayan hiçbir hizmete imza atmadı. Doğalgazın gelmesini sağladı. Organize Sanayiye yatırımlar getirdi. Merhum Aydın Arat 1994 seçimlerini kazanarak, Büyükşehir olduktan sonra Eskişehir’in ilk Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Böylece Eskişehir’i büyükşehir yapan DYP, yaptığı bu hizmetin karşılığını oy olarak almış oldu. 1994 seçimlerinde  kent merkezindeki üç belediyeyi de DYP aldı. Merhum Aydın Arat Büyükşehir, Ayhan Boyer Odunpazarı, Orhan Soydaş Tepebaşı Belediye Başkanı seçilmişti.

***

CUMARTESİ HİKAYESİ

SADOKO'NUN TURNALARI

Hiroşimalı binlerce küçük kızdan biridir Sadako Sasaki. 1945'te ABD'nin atom bombası Hiroşima'daki evlerinin bir mil uzağında patladığında iki yaşındaymış henüz.
 

KANATLARINA HUZUR YAZDI

Yaralanmamış, hastalanmamış. Okuluna gidiyormuş güzel güzel. Ancak 12 yaşına geldiğinde hastalanmış birdenbire. Doktorlar, Sadako'ya 'atom bombası hastalığı' adı verilen kan kanseri teşhisi koyduğunda; uzun yaşamı, umudu, şansı ve mutluluğu simgeleyen turnaların efsanesi canlanmış yeniden. 'Kağıttan Bin Turna Kuşu' efsanesine göre, hasta birisi eğer kağıttan 1000 adet turna kuşu yaparsa, tanrılar bu kişinin dileğini yerine getirecek ve onu sağlığına kavuşturacaktır. Bunun üzerine Sadako, hastalığını cesaretle karşılayıp, kağıt turnaları katlamaya koyulmuş. Katlarken de konuşmuş turnalarıyla: “Kanatlarınıza 'huzur' yazacağım. Böylece tüm dünyada uçabileceksiniz.” Ancak küçük Japon kızın kısacık yaşamı 1000 turnayı katlamaya yetmez. 25 Ekim 1955 günü 644 kağıttan turnayı, 645'e tamamlayamadan ölür. Arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömerler.

'BU BİZİM DUAMIZ'

O günden bu yana turna kuşu barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesi olur. Arkadaşları Sadako'nun ve atom bombasından ölen bütün çocukların anısına bir anıt hayal etmeye başlarlar. Gençler ülkenin her yanında bu proje için para toplar. Sonunda hayalleri gerçek olur ve 1958'de Hiroşima'da Barış Parkı'nda Sadako'nun Anıtı törenle açılır. O günden bu yana her yıl Barış Günü olan 6 Ağustos'ta dünyanın dört bir yanından çocuklar yaptıkları kağıttan bin turna kuşunu Sadako'nun Hiroşima'daki anıtına gönderirler. Çünkü Sadako'nun anıtındaki yalvarış, aynı zamanda tüm çocukların ortak duygusudur: 'Bu bizim duamız, dünyada barış istiyoruz.'  Meydan meydan, cadde cadde, sokak sokak, ev ev uçuşan, alanlarda 'Savaşa Hayır' diye haykıran, evlerin ampullerinde barış için bir dakika karanlık olan turna kuşları tüm dünyadaki yandaşları gibi 'Biz bu savaşı durdurabiliriz', 'Savaşı halka sor' diyerek belki de şimdiye kadar yapılan özgüveni en güçlü bir eylem sürecini gerçekleştiriyorlar.



HİROŞİMA
Kapıları çalan benim, kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki kaat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler
N.HİKMET

***

ÇİVİ

“Bütün susturulmuşlar ya da dilleri elinden alınmışlar, dünyaya gözleriyle söylerler söyleyeceklerini.” Murathan Mungan

***

FIKRA

PAZAR AKŞAMI

Genç, güzel, üstelik oldukça dekolte kırmızı elbise giymiş bir kadın, Pazar akşamı gittiği bir pubda, bara doğru yürür.
Barmene yaklaşır, elleri ile barmenin saçlarını okşayarak:
“Bu barın sahibi sen misin?” diye sorar.
“Hayır” der içi eriyen barmen, “Barın sahibi bizim patron…”
Genç kadın elini barmenin dudaklarına götürür ve öpmesine izin verir. 
“Patrona bir söyleyeceğim vardı…”
Barmen resmen erimiştir. Kendinden geçmek üzereyken sorar :
“Neydi patrona söylemek istediğiniz ?”
Kadın gülümser:
“Kadınlar tuvaletinde ne tuvalet kağıdı var, ne sabun var, ne de havlu…”

***

DÜNYA TARİHİ

TABUT İÇERİSİNDE POZ

Tarih: 1955’in Şubat ayı. Efsane aktör James Dean İndiana’da ölmeden yedi ay önce bir cenaze tabutu içinde poz veriyor.  Dean, Bu tarihi pozdan 7 ay sonra 30 Eylül 1955'de Porsche 550 Spyder ile yaptığı kaza sonucunda 24 yaşında hayata veda etti.

***

UNUTULMAZ REPLİKLER

“Yanında duruncaya kadar, hedefimden ne kadar uzakta durduğumdan emin olamamıştım.” Gattaca