Yaşanılan büyük deprem felaketinin ardından, başta İstanbul olmak üzere, depremden etkilenebilecek diğer şehirlerde de hassasiyetler arttı...
Elbette Eskişehir'de de...
Eskişehir birinci deprem bölgesi olmamakla birlikte,
İkinci deprem kuşağında...
Ancak,
Kuzey Anadolu Fayı'na uzaklığı yalnızca 65 kilometre ve bunun etkisini 1999 depreminde fazlasıyla yaşamıştık...
**************
Eskişehir'in kendi fay hatları da yok değil...
1956 depremi bize gösteriyor ki, zemin kırığı oluşturabilecek şiddette deprem üretmeye yetiyor bu faylar...
Bunlardan en uzunu Eskişehir fayı olarak da bilinen;
Şehrin güneyinden geçen fay hattı...
Yakın zamanda yeniden gündeme gelmişti...
Bir görüşe göre bu fay hattı Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin tam altından geçiyordu...
Bu nedenle de hastane binası derhal güçlendirilmeliydi...
Bir başka görüşe göre ise,
Hastanenin altından ve Osmangazi Kampusunun altından fay geçmiyordu...
O nedenle de endişeye mahal yoktu...
Konu yerel basında geniş yer buldu ve yetkililerin gereken açıklamayı yapmamaları sık sık eleştirildi...
Şimdi işte o fay hattının Üniversite Kampusu içinden geçip geçmediğiyle ilgili ilginç bir olayı anlatacağım...
**************
17 Ağustos 1999 depreminden sonra Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan Genelge ile Jeolojik ve Jeoteknik Etüdü bulunmayan alanlarda etüt çalışmaları tamamlandıktan sonra plan çalışmalarının yürütülmesi gerektiği belirtiliyor...
2001 yılında Büyükşehir Belediyesi Eskişehir Kent Merkezi Yerleşim Amaçlı Jeolojik ve Jeoteknik Etüt hazırlanması amacıyla Anadolu Üniversitesi ile protokol imzalanıyor.
Anadolu Üniversitesi tarafından hazırlanan raporu 28.01.2002, Ek Raporu ise 04.10.2002 tarihinde Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından onaylanıyor...
Büyükşehir Belediyesi de bu rapor doğrultusunda, imar planında gerekli revizeleri yapıyor...
Buraya kadar işlem böyle...
Şimdi dikkat;
**************
Kasım 2002'de bu kez Osmangazi Üniversitesi tarafından Jeolojik ve Jeoteknik Etüt Raporu hazırlanıyor ve Üniversite Kampusu içinden fay geçmediği belirtiliyor...
Afet İşleri Genel Müdürlüğü Anadolu Üniversitesi'nin 'fay geçiyor' raporunu nasıl onayladıysa, ESOGÜ'nün 'fay geçmiyor' raporunu da aynı şekilde onaylıyor...
ESOGÜ, Büyükşehir Belediyesi'ne bir yazı yazarak, söz konusu tartışmanın yaşandığı araziye 600 kişilik bir öğrenci yurdu yapılacağı ve bu nedenle imar planlarının değiştirilmesi isteniyor...
Büyükşehir Belediyesi bu sefer yeniden Anadolu Üniversitesi'ne görüş soruyor ve fay geçtiği konusunda ısrar eden bir yanıt alıyor...
Bu çelişki üzerine de, fay hattı imar planlarından kaldırılmıyor...
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 06.12.2013 tarihinde onaylanan Jeolojik ve Jeoteknik Etüt Raporuna istinaden Osmangazi Üniversitesince 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği hazırlattırılıyor ve 2016 yılında Büyükşehir Belediye Meclisince kabul ediliyor...
Mevcut Nazım İmar Planında fay hattı ve yasaklı bölge olarak gösterilen alan bahse konu etüt uyarınca 'zorunlu olarak' kaldırılıyor ve plan paftalarına işlenmek zorunda kalınıyor...
Yani?
**************
Şehrin iki üniversitesinden biri fay yoktur derken, diğeri vardır diyor...
Afet İşleri Genel Müdürlüğü, her iki raporu da onaylıyor...
ESOGÜ, (fay geçmediğini iddia eden üniversite) kampusun o kısmına öğrenci yurdu yapmak için imar plan değişikliği istiyor...
Büyükşehir bu isteği reddediyor...
Ancak ESOGÜ ısrarını sürdürünce, imar planı değişikliği Büyükşehir Meclisinde görüşülüyor ve kabul ediliyor...
Zira o dönemde Meclis çoğunluğu AKP'de...
Sonra da nazım imar plan değişikliği zorunlu olarak yapılıyor...
Sonra da kendi kendimize 'biz neden deprem karşısında çaresiziz?' diye sorup duruyoruz...