Bilindiği gibi kentsel yaşamı canlı bir organizmaya benzeten değerlendirmeler çok yaygındır.
Konumuzun başlığı olan 'kent belleği' ise: 'Bir kentte kuruluşundan bu yana yapılanların, yazılanların, belgelerin, bulguların korunup saklanması ve yaşatılmasıdır…'
Bu bağlamda, 'bellek yitimi' ya da 'bellek zayıflığı' bir insanın yaşamını nasıl allak bullak ediyorsa, belleğini güçlendirmeyen kentlerin/toplumların yaşamları da karmakarışık olmaya mahkûmdur.
Yani eğer sağlıklı bir kent belleği oluşturulamazsa, o kentteki tüm bellekler bir utanç kaynağına dönüşebilir.
Eskişehir'de Kent Belleği Çalışmaları
Geçmişe baktığımızda, Eskişehir'de son 15 yıl öncesine kadar kent belleği çalışmalarının çok sağlıklı ve düzenli olmadığı; kentimizde geçmişten kalan kültür varlıklarının ve yazılı belgelerin yeterince korunamadığı/saklanamadığı gibi acı bir gerçekle karşılaşıyoruz.
Kent tarihimizde iz bırakan kişilerle ilgili anma günlerinde ise mistik, dinsel ve hamasi söylemlerle derinliği olmayan gösteriler ağırlıklı olmuştur.
Eskişehir'in kent belleği açısından birinci derece önem taşıyan 'Odunpazarı Evleri' ile ilgili somut çalışmalar da çoğu Büyükşehir Belediyesi, bazıları da Odunpazarı Belediyesi tarafından olmak üzere ancak son 15 yılda yapılabilmiştir.
Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN başkanlığındaki Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından son 15 yılda kent belleğimizi hatta ulusal belleğimizi güçlendiren ve Türkiye'ye örnek olan o kadar güzel çalışmalar yapıldı ki…
Konumuzla ilgili olarak özellikle 18 Ekim 2012 tarihinde açılan 'Eskişehir Kent Belleği Müzesi'; dokuz bölümden oluşan 'sözlü tarih arşivi' ve bünyesinde bulunan binüçyüz civarında yazılı/görsel belgeyi barındıran kütüphanesiyle kent belleğimizin canlanmasına katkıda bulunmaya devam ediyor.
Son 15 yılda Tepebaşı Belediyesi tarafından kent belleğimizi güçlendiren birçok çalışma yapıldığının canlı tanıkları olduk. İnanıyoruz ki bu konuda çok duyarlı olan Başkan Ahmet ATAÇ; çalışma ekibine yeniden katılan Başkan Yardımcısı Şermin ŞANLIER, yıllardır bu alandaki çalışmalarını başarıyla yürüten Rahmi EMEÇ ve diğer çalışma arkadaşlarıyla birlikte önümüzdeki süreçte kent belleğimize yeni zenginlikler katacaklardır.
Dileğimiz, kent belleğimiz açısından daha çok önem taşıyan ama bugüne kadar yeterli çalışmalar yapılamayan Odunpazarı Belediyesi'nin de Başkan Kazım KURT ve ekibiyle kısa sürede bu başarı zincirine katılmasıdır.
Hüsnü ARSLAN'ın Köşesinden 'ESKİŞEHİR'
Tepebaşı Belediyesi geçmiş dönemlerde bir süre yaptığı 'Kent Belleğini Canlandırma Toplantıları' adı altındaki etkinliği yeniden başlattı.
Geçtiğimiz Salı günü ilki gerçekleştirilen bu etkinliğin ilk konuğu da Gazeteci Hüsnü ARSLAN oldu.
Bu söyleşide Hüsnü ARSLAN abimizin 26 Ekim 2013 tarihinde 'imza günü' yapılan, 'Anılar, İsimler, Resimler ESKİŞEHİR' isimli kitabını da bir kez daha anımsamış olduk.
Ben geçen yıl o tarihlerde Sakarya Gazetesi'nde ayrılarak uzun süre 'yazmasız kaldığım' ve sonra da konunun sıcaklığı geçtiği için, bu kitapla ilgili bir değerlendirme yazamamıştım. Bu fırsatla Hüsnü abinin ve okurlarımın hoşgörüsüne sığınarak gecikmiş bir görevi yerine getirmek istiyorum.
Bir 'gazeteci' olarak elli yıldır bu kentin belleğinde iğneyle kuyular kazan Hüsnü ARSLAN'ın bu kitabı, 2011 yılından sonra Sakarya Gazetesi'nde 'Pazar Söyleşileri' başlığı altında yazdığı yazılardan oluşuyor.
293 sayfadan ve iki bölümden oluşan kitabın 'Portreler' bölümünde kendileriyle söyleşi yapılmış 30 kişi yer alıyor. 'Eskişehir Nostalji' bölümünde ise Eskişehir ile ilgili 20 tane kurum ve konu tanıtılıyor. Ayrıca kitapta, anlatılan konularla ilgili onlarca nostaljik fotoğraf yer alıyor.
Hüsnü ARSLAN'ın o çok iyi bildiğimiz akıcı yazı diliyle anlatılan kişilerin ve kurumların hepsi çok önemli ve kent belleğimizde derin izler bırakacak nitelikte.
Bir kentle ilgili bu tür sözlü tarih çalışmalarının kent belleğinin canlandırılmasında çok önemli olduğunun ve bu tür kitapların artması gerektiğinin altını da bir kez daha çiziyor, sevgili dost Hüsnü ARSLAN'ı kutluyorum.
Ancak Hüsnü abinin izniyle bu kitaba 'bir dost iğnesi dokundurmak' istiyorum. Herhalde bu söyleşilerin yapıldığı dönemi kapsayan yıllarda Sakarya ile ilişkileri iyi olmayan(!) bazı önemli kişilerle söyleşi yapılamadığı için, kent belleğimiz açısından çok önemli olan ve böyle bir kitapta mutlaka yer alması gereken 'Yılmaz BÜYÜKERŞEN, Ahmet ATAÇ, Önder BALOĞLU…' gibi bazı isimler yok. Dilerim, Hüsnü ARSLAN'ın yazacağı ikinci bir kitapta o kişiler de yer alır…
Ülkemizdeki kentlerin temel sorunlarından birisi olan 'bellek yitiminin' önüne geçecek tek güç olan 'kentlileşmiş özgür bireylerin' daha da çoğalması dileğiyle.
Sevgiyle dostlukla.
***
Yitirdiklerimiz ve Başsağlığı
Köy Enstitüsü mezunu eğitim çınarlarımızdan Yusuf KARTAL'ı yitirdik. Başta Gazeteci oğlu Coşkun KARTAL olmak üzere tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bu arada, yine enstitülü eğitimci ve EĞİT- DER'in önceki şube başkanlarından Mustafa TEPECİK de eşini kaybetti. Sevgili öğretmenimize ve yakınlarına sabırlar ve başsağlığı diliyorum.