Sevgili okurlar,
Koronavirüs dünyayı kasıp kavururken bazı olaylar insanın ibret alması için de büyük bir fırsat oluyor. Burada siz değerli okuyucularımla iki konuyu da paylaşmak istedim. Yakın komşumuz olması nedeniyle üzülerek ifade etmek istiyorum.
Tüm dünya ülkeleri her türlü tedbiri alırken hatta af buyurun karı koca yatağını dahi ayırırken sağlıkları için İran'da başlarında bir molla olan topluluk bir türbenin kapatılması nedeniyle o da geçici olarak isyan ettiler ve güvenlik güçleri ile çatıştılar. Bu türbe kapanmayacak diye. Halbuki şu cennet yurdumuzda devletimizin ve diyanetimizin aldığı karara tüm vatandaşlarımız cuma namazı dahil camiye gitmemeye hemen uydular ve farzı ayın olduğu halde hiçbir itiraza mahal bırakmadılar.
Halbuki İslam dininde türbe ziyaretinin hiçbir mecburiyeti de yoktur. Bir zamanlar dünyada can almaya devam eden kuş gribi vardı ve tedbirler hat safhada iken zamanın diyanet işleri başkanı ile Tahran'a gitmiştik. Gümrüklerde olsun veya kalabalık halkın arasında hiçbir kimsenin tedbir almadığını ve sorduğumuzda ise 'Allah bizi korur gerek yoktur' diyerek hiç önemsemiyorlardı.
Aradan geçen bunca zamana kadar hiçbir ilerleme olmamış ve belki de 50 yıl geriye düşmüşler. Bunun tek nedeni ise halkından daha cahil olan mollalardır. Bu mollalar halkın omuzundan inmediği sürece yüz yıl dahi geçse bu cehalet bitmeyecektir. Demek ki bir ulusun muasır medeniyet seviyesine çıkabilmesi için o ulusa öncülük edenlerin zihniyetinin berrak olması gerekir. Onların zihniyeti köhne olunca halk zaten geri kalır bir mollanın peşine takılıp devlete bir türbe için isyan çıkarır.