Yaz sezonun başlaması ile birlikte turizm tesisleri de dolmaya başladı. Ancak işletmeciler eleman bulamamaktan şikayetçi.
Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkanı Yakup Demir, bu sezon pek çok otelin personel yetersizliği nedeniyle açılamadığını belirterek, 'Benim otelimde 14 personel çalıştırmam lazım, 7 kişiyi güçlükle bulduk. İlanımıza dönüş yapanlar, burunlarından kıl aldırmıyor. Sırf personel sıkıntısı yüzünden çok sayıda turizmci, böyle bir sorunun olmadığı ülkelerde bu işi yapmayı düşünür hale geldi. Türkiye, çok büyük bir sorunla karşı karşıya. Turizmci, çalıştıracak eleman bulamıyor. Maaşlar asgari ücretten başlıyor, tecrübesine göre 10 bin liraya kadar çıkıyor. Alaçatı'da 8 bin liraya çalışan insanlar var. Yemeği var, yatacak yeri var.. Turizmci arkadaş beni arıyor, personel aradığını söylüyor, yardım istiyor. Eskiden bulaşıkçı zor bulunurdu, şimdi resepsiyona kimseyi bulamıyoruz. Az çalışıp çok kazanmanın hesabını yapıyor gençler. Ben yıllardır turizm sektöründeyim, sayısız insan çalıştırdım. Geçen gün bir ilanım var. Aradılar. Resepsiyonda çalışmak istiyordu. Çok tecrübesi yoktu, bilgisi de yoktu. Buna rağmen, gel konuşalım dedim. O zaman bana lojmanın resmini, mümkünse videosunu atar mısınız dedi. Fotoğraf ve video attım. Arkasından benden, personel menüsünü de göndermemi istedi. Bir başkası, bana otel odası verip veremeyeceğimi sordu. Bir başkası da iş görüşmesine gelecek, konum atsam, beni şu noktadan alır mısınız dedi. İnanılacak gibi değil. Kimse burnundan kıl aldırmıyor. Sırf bu sorun yüzünden, benim gibi yurt dışında turizmle uğraşmak isteyen çok sayıda turizmci var. Biz turizmciler personel personel diye feryat ediyoruz' diyor
Köylerde de çoban ve tarım işçisi sıkıntısı var. Basında ve haber kanallarında sık sık çoban arayıp da bulamayanların haberlerini görüyoruz.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı katıldığı bir programda özellikle Afgan sığınmacılar ile ilgili olarak görüşlerini açıkladı.Türkiye'nin hızlı bir şekilde geliştiğini ve sanayi ülkesi haline geldiğine dikkat çeken Ortaylı, sanayi ülkelerinde köylülerin köyde durmadığını ifade ederek artık ülkemizde ekecek ve biçecek kişi kalmadığını söyledi.
Afganlıların ise bu ihtiyacı doldurduğunu söyleyen Ortaylı, şu ifadeleri kullandı: 'Ziraat yapıyorlar. Bedenen çalışıyorlar, çalışkandır onlar. Buldu mu yeri çalışır, bulmadığında da çalışır. Şimdi daha çok gelecek, açlık var çünkü. 3 yıldır yağmur görmediler. Hiçbir ziraat desteği söz konusu da değil. Allah'la kalmışlar o dağlık yayla bölgede. Daha da gelecek. İnsanlık için mi alıyoruz? Hayır sırf insanlık için değil, ihtiyaç var. Bu kadar açık.'
Her ay açıklanan işsizlik oranlarına bakıldığında insandüşünüyor haliyle. Gerçek işsizlik oranı nedir?
Sanayi de ihracat rekorları kırılıyor. Tırlar yurt dışına mal sevkiyatı için sınır kapılarında uzun kuyruklar oluşturuyor. İş adamları da ekonomi ile ilgili olarak vatandaşa kıyasla olumsuz bir tespit ve şikayette bulunmuyor. Kar oranları oldukça iyi ve ihracat rekorları kırıyorlar. Olan dar gelirli ve emekliye oluyor her zamanki gibi.
Ama ekonomide makro düzeyde tüm göstergeler iyiyken işsizlik oranları neden düşmesi gerekirken artıyor. Kapanan fabrikalar yok, tam tersine sanayiciler rekora koşuyor. Tarım sektörüne gelince bu ülke çeşitlilik ve verimlilik açısından zengin topraklara da sahip. Turizm sektörümde işletmecilerin personel bulamadıklarına dair yaptıkları açıklamalar da ortada.
Peki bu ülke de özellikle gençler neden iş bulamamaktan şikayetçi? Gençler artık rahat ve aynı zamanda yüksek maaşlı iş peşinde. Kimse köyüne gidip toprakla hayvancılıkla uğraşmak istemiyor. Kimse otellerde garsonluk yapmak da istemiyor. Refah seviyesi arttıkça ve bu kadar fazla üniversite de açılınca bunların olması da normal haliyle. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Herkes üniversite okumak zorunda değil. Her ile kasabaya üniversite veyafakülte açarsanız ne fabrikada çalışacak ara eleman veya işçi, ne otellere garson ne de tarım yapacak çiftçi kalır. Afganlılar da olmasa ülkede çoban krizi çıkacak. İngiltere'de petrol tankerleri için şoför bulunamadığında akaryakıt istasyonlarında insanlar saatlerce sıra bekledi ama yine de araçlarına yakıt alamadılar.
Üniversite önemli elbette ama İngiltere örneğinde olduğu gibi bu ülkede işçiye de şoföre de, çobana da, çiftçiye de ihtiyaç var. Herkes üniversite eğitimi almak zorunda değil!