Siyasilerin de dilinden düşürmediği bir kavram var 'Ortak Akıl'. Peki ortak akıl nedir, tam olarak neyi ifade etmektedir ve ortak akıl nasıl tezahür eder. Sosyolojide benim de üzerinde düşündüğüm bir teorem olan kalabalıkların bilgeliği teoremi tartışılır zaman zaman. Yüzde yüz doğru diyemeyiz ama bazı durumlarda ve şartlarda ortak aklın bulunmasında önemli bir ölçümleme olduğu da muhakkak. Kendi görüşlerim bir tarafa, konuyla ilgili güzel bir yazı yazan Dr. Erkut Erdoğan'nın 2023 tarihli yazısını aynen aktarıyorum.
'(Seçimlerde kalabalıklar seçeneklerin arasından en doğruyu seçer kalabalıkların sosyolojisi)...sorun hiç bir zaman seçen de değil seçilenlerdedir...
Francis Galton adlı sosyal bilimci Platon'un Devlet adlı kitabını okumuş, bu kitaptan edindiği bilgilere göre kitlelerin yanlış kararlar aldığını kabullenmiş ve ülkelerin azınlık tarafından yönetilmesi gerektiğini savunmaya başlamış.
Galton bu fikirlerinin doğruluğunu ölçmek için bir sosyal deney yapmaya karar vermiş. Plymouth kentinde her yıl düzenli olarak yapılan bir yarışmaya katılarak bazı gözlemler yapmayı planlamış. Yarışmanın konusu ise, bir sığır kesiliyor ve bu kesilen sığırdan kaç kilo et çıkacağını insanlara sorarak tahmin etmeleri isteniyor. Yarışmaya katılan insanların arasında bu konularda uzman olan kasaplar, hayvanlar konusunda bilgi sahibi olan çobanlar olsa da aslında yarışmaya katılan insanların çoğu bu konuda bilgi sahibi olmayan, tamamen gelişigüzel tahminler yapan bir topluluktur.
Galton yarışmaya katılan 800 kişinin yarışma sonunda biletlerini toplamış ve insanların tahmin ettikleri tüm sayıların aritmetik ortalamasını almak istemiş. Tahmin edilen tüm sayıları toplayarak 800'e bölerek sonucu bulmuş. İşte tam da burada şaşırtan bir sonuç ortaya çıkmış. Galton'un yaptığı hesaplamaların sonunda ulaştığı sayı 538.65 iken kesilen sığırın gerçek kilosu ise tam olarak 539'mis. Oldukça şaşıran Galton'un tüm düşündükleri altüst olmuş ve kalabalıkların bilgeliği Teoremi oluşturmuş. Deneyi incelediğimizde, tahminler arasında 50 kilo olduğunu söyleyen de vardır, 5000 olduğunu söyleyen de. Çoğunluğu bilgi sahibi olmayan normal insanlardan oluşan bu yarışmada, insanlar bu absürt rakamları vermiş olabilirler. Aslında bu çok düşük ve çok yüksek tahminler birbirlerini dengelemiş olabilir ve belki. Diğer bilgi sahibi olan insanlar sonuca yakın tahminlerde bulunmuş olabilirler. İşte bu yüksek ve düşük tahminler birbirlerini dengelediğinde sonuca en yakın doğruyu bulmuş oluyoruz. Sonra yapılan benzeri deneylerle Kalabalıkların Bilgeliği sonucunu bize defalarca ispatlamaktadır.
Bu deney farklı versiyonlarda da birçok kez yapıldı ve sonuç değişmedi. Çoğunluğun kararı hep galip geldi ve sonuca en yakın doğru bulunmuş oldu. İşte kalabalıkların bilgeliği dediğimiz kavramı böyle açıklamış oluyoruz. Aslında her birimizin fikirleri kendi içinde önem arz etse de fikirlerimizi birleştirdiğimizde çok daha doğru kararlar vermiş oluyoruz. Bilge bir insanı bulmak 800'de 1 kadar düşük bir oranken aslında 800 kişinin verdiği karar, bilge bir karar haline gelmiş oluyor. Demokrasilerin mantığında yatan şey de budur. Ortak alınan kararlar, bireylerin kararlarından her zaman daha etkilidir ve her zaman daha doğru sonuçlara ulaşmamızı sağlar. İşte buradan demokrasinin bir açmazını daha bulmuş oluyoruz. Burada seçilecekleri manipüle ederek seçimi yönlendirilebilmektedir.İşte bu da bazen doğrunun ne kadar toplumun kendi gerçekliğiyle örtüştüğünü sorgulamamıza yol açabilir.Bu ise farklı bir sosyolojik durumun tartışmasıdır.
Sonuçta 'Kalabalıklar her zaman seçilenler arasında en doğru sonuca ulaşacaktır' konusunda birleşeceğizdir.'