Partilerin milletvekili listelerini Yüksek Seçim Kuruluna vermeleri ile birlikte kimlerin aday olacağı tartışması sona erdi. Bu sefer de adayların Eskişehirli olup olmadığı tartışması başladı. Her seçim döneminde yaşanan klasik bir tartışma konusudur bu. Ancak vekillerin nereli olduğu konusunun seçim sonuçlarına zannedildiği gibi yansıdığı da söylenemez.
Önceki dönemlerde adından çok bahsedilen AK Parti Milletvekili merhum Kemal Unakıtan vardı. Eskişehirli olmamasına rağmen bu şehre önemli katkılar sundu. Eskişehirli olan birçok isimden daha fazla çalıştı. Aradan geçen onca zamana rağmen hala onun ismi konuşulur ve yaptığı hizmetlerden bahsedilir. Başka isimler de vardı tabi geçmiş dönemlerde vekillik yapmış olan. Halka sorsanız kaç vekil ismi sayabilir?
Mesele sadece Eskişehirli olmak değil. Öncelikle milletvekili olacak donanıma ve yeterliliğe sahip olmak gerekli. Ayrıca temsil ettiğiniz şehre karşı hizmet etme azim ve iradesine sahip olmanız daelzem. Çoğu vekiller parti teşkilatları ile yaşadıkları iç çekişmelerle geçiriyor zamanını. Birçoğu da genel merkezin yerel sözcüsü gibi tv ekranlarında da izlediğimiz ve bildiğimiz genel siyaseti bu şehirde tekrar ederek durumu idare etmeye çalışıyor.
Sadece Eskişehirli olmak yetmez. Milletvekili olmak için asgari niteliklere sahip olması da gerekli. Bu da yetmez, vekil yerli olmalı evet ama öncelikle milli de olmalı. Ülkesine karşı sürekli hain planlar hazırlayıp uygulayan dış güçlerin taşeronluğu da yapmamalı. Vekiller her zaman ve her şartta MİLLİ olmalı.
Yüz yıllık Cumhuriyete meydan okuyanlara ve onların batılı patronlarına karşı da milli bir duruşu olmalı vekillerin. Çanakkale ve Kuvayi Milliye ruhu ile her zaman milletin ve devletin ali menfaatlerini gözetmeli. İleri görüşlü ve kararlı bir duruşu da olmalı. Sırf kişisel ikbali için devlete ve devletin değerlerine saldıranlara karşı sessiz kalmamalı. Kaybedeceğini bilse bile doğruları söyleyebilecek dürüstlüğe ve cesarete de sahip olmalı.
Biz gelecek nesillere karşı da sorumluyuz. Gelecek nesillere parçalanmış, bölünmüş zayıf bir devlet bırakma lüksü yok hiçbir vekilin. Efendim söylersek kaybederiz, konuşursak iktidar olamayız savunması ancak onurunu kaybetmiş zayıf ve karakteri olmayan insanlar için söz konusu olabilir. Yıkılırsanız bile doğruluktan yıkılın. Ama artık tüm halkın gördüğü ve bildiği doğruları siz de yüksek sesle söyleyin. Bazı konular siyaset üstüdür ve tartışmaya kapalıdır. Anayasanın ilk dört maddesi gibi!