Muhafazakar düşünce bir geleneğe ve ağır basan bir olguya dönüşmeden önce pragmatik bir zeminde büyüyordu ve toplumsal olayların ekseninde belirli dönemlerde patlak verdi.Bir siyasal tavır olarak Fransız ihtilali ve modernleşme süreciyle ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla sanayileşme, devrim korkusu ve demokratikleşme muhafazakar düşüncenin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.
Muhafazakar düşüncenin fikir babası E. Burke olarak gözüküyor olsa da D. Hume dayandıralar da bulunmaktadır. Fikir babası kim olursa olsun muhafazakar düşüncenin dönüm noktasının Fransız ihtilali olduğu tartışılmamaktadır.
C. Meriç' e göre muhafazakar düşüncenin babası sayılan Burke, 'kendini korumak isteye bir dünyanın peygamberiydi.' Muhafazakarlık genel itibarı ile tepkiye dayalı negatif bir doktrin olarak ortaya çıkmıştır. Neye karşı olduğu belli olmakla birlikte neye taraf olduğu açık değlidir.Muhafazakarlık insana ve topluma yönelik bir dizi siyasi inanca dayanır.

Değişime karşı olmamakla berber yine de değişime pragmatik bir tutum içindedir. Geleneğe önem veren muhafazakarlık, yerleşmiş adet ve kurumları sürdürmeyi yeğler, geleneğe kutsal bir özellik atfeder.
Muhafazakarlar insanı mükemmel olmayan varlıklar olarak görür. İnsanı güvenlik arayan ve ait olma duygusuna sahip eksik varlıklar olarak kavramsallaştırır.
Otorite muhafazakalrların önem verdiği diğer bir husustur. Otorite sözleşmeden doğmaz onlara göre, otorite toplumda tabi olarak gelişir ve kurumların kökeninde vardır. Tıpkı anne babanın çocuğu üzerindeki otoritesi gibi,
bu durumda toplumsal eşitsizlik de otoriteye dayalı olarak var olabilmektedir muhafazakarlara göre.
Otoriteye önem vermekle beraber muhafazakarlar devlete şüpheyle bakarlar. Hükümetin sınırlı olmasını, insan tabiatını değiştirmeye çalışmamasını savunurlar.
Mülkiyet hakkının kutsal olduğunu savunan muhafazakarlar devletin bu alanda müdahale etmemesi gerektiğini düşünürler.

Aslına bakılırsa muhafazakarlık bazı oluşumlara tepki olmak olmakla birlikte tek bir muhafazakar tavır da yoktur. Heywood farklı muhafazakarlıklar olduğunu belirtir.

Bunlar; 1- otoriter, 2- paternalist ve 3- özgürlükçü muhafazakarlıktır.
1- otoriter muhafazakarlık, düzeni korumayı öne alır, kökleri Platona kadar uzanır
2- Paternalist muhafazakarlık, dayanışma ve yardımlaşmayı içerir. Bu anlayış 1950 İngiltere'de ortaya çıkmıştır.
3- Özgürlükçü muhafazakarlık ise, liberal fikirlerden etkilenmiş ve serbest piyasayı esas kabul etmiştir. Bu muhafazakar düşünce ABD ve İngiltere gibi klasik muhafazakar geleneğin olduğu ülkelerde güçlüdür.

Muhafazakarlığın doğuşu ve temel nitelikleri:
Fikri Temeller: Muhafazakarlık bazılarına göre hakim yapıyı korumak ve savunmak olmakla beraber bazıları var olan yapıdan ziyade eski yapı ve düzeni özlemektir. Tarihi süreç göz önüne alındığında her iki yaklaşımı destekleyen örnekler bulunmaktadır. Fransız devrimi ile beraber bir grup muh. Cumhuriyeti ve eşitliği savunmuşken, diğer grup monarşik hükümete dönüşü istemiştir.
Burke, modern İngiliz muhafazakarlığın temelini kurarken, 'yavaş ve tabii siyasi evrim' ile normal insan zekasının ideal toplumu planlamak ve inşa etmekteki yeteneğine derin bir güvensizlik duymakta ve iyi geleneklerin korunması üzerinde durmaktadır. Bu anlamda muhafazakarlık toplumu oluşmuş bir örneğe göre şekillendirmeye ve yönlendirmeye karşıtlık olarak ortaya çıkmaktadır.

Görüldüğü gibi muhafazakarlık günümüze ait olguların bir sonucu olarak ortaya çıkmakta ve bir düşünce akımı olarak doğup gelişmesinde üç gelişme önemli bulunmaktadır.