Ülkemiz, 2023 Nisan ayının son haftasında 'iki bayramın burukluklarını' birlikte yaşadı.
Bir yanda, 'Ramazan/ Şeker Bayramı ritüellerinin (ayinlerinin) artık tamamen laikliğe karşı gösterilere dönüştürülmesi' yürekleri burktu...
Diğer yanda, son yıllarda iyice savsaklanan '23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenlerinin demokrasiye ve ulusal birliğeaykırı gösterilere dönüşmesi' bilinçleri dağladı…
Sözün özü, yaşamadığımız sözde çifte bayram bahanesiyle'Laik, demokratik ve bağımsız Türkiye' ilkelerinin temellerine, bolca gerici ve ayrılıkçı soslar döküldü…
Bunun için önümüzdeki seçim sürecinin yaşamsal önemi bir kat daha arttı.
*****
KESİT köşemizin Nisan ayı konusu olan 'Köy Enstitülerinin 83. Kuruluş Yıldönümü' kutlamalarında da tıpkı bayramlarımıza benzer yürek ve bilinç burkan görüntüler yaşandı. Köy Enstitüleri ışığının olmazsa olmazları olan 'bilimsel bakış' ve 'birlik' ilkeleri bolca savsaklandı…
Ülkemizde Köy Enstitüleri kültürünün en önemli merkezi olan Eskişehir'de de (ne yazık ki) kendilerini ilgili gören örgütler/ kurumlar; 'birlikte değil, ayrı ayrı etkinlikler yaptılar…' Bu etkinliklerde de 'bilimsel bakış az, hamasi söylemler çok oldu…'
Özetle, demokrasi mücadelesinde'bilimsel bakış' ve 'demokratik birlik' eksik olunca, ortalığı kısır tartışmalar ve ayrılıkçı tutumlar kaplıyor…
Biz, herdurum ve koşulda anılarımızı, bilinçlerimizi, umutlarımızı paylaşmanın azim ve kararlılığıyla Nisan ayı konumuzu bugün tamamlayacağız.
*****
KÖY ENSTİTÜLERİNDEN KENT ENSTİTÜLERİNE
Köy Enstitüleri konusunda öncelikle görmemiz gereken; ' 17 Nisan güzelliklerini yaratan temel etkenlerin 23 Nisan gerçeklerinde yattığıdır…'
Çünkü 'Ulusal Egemenlik'; Cumhuriyetimizin Kurtuluş ve Kuruluş süreçlerindeki temel ilkelerin başında yer alır.
Bu bağlamda, 'Türkiye'de Belediyelerin Eğitimdeki Yeri ve Kent Enstitüleri' konusu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde özetle şu sonuçlar çıkarılabilir:
1.Çağdaş demokrasi öğretisinde 'Katılımcılık ve çoğulculuk' demokrasinin temel ilkeleri olarak kabul ediliyor ve bu bağlamda 'Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir…' deniliyor.
Çağdaş yönetim bilimi verileri 'Yerinden yönetimuygulamalarının daha işlevsel ve verimli olduğunu' ortaya koyuyor.
Türkiye'nin de taraf olduğu birçok uluslararası sözleşme 'Yerel yönetimlerin yetki ve görevlerinin artırılmasını' gerektiriyor.
Uygulamada gelişmiş ülkelerdeki toplumsal yaşam içinde yerel yönetimlerin ağırlıkları giderek artıyor.
2. Bu doğrultuda, 'Eğitimde kalitenin ve eşitliğin geliştirilmesi için, yerel olanakların ve yerel kararların geliştirilmesi' yaklaşımı da ağırlık kazanıyor.
3. Türkiye'de son yıllarda yapılan yasal düzenlemeler ve yaşam pratiğinin sonucu olarak, 'Belediyeler' yerel yönetim alanının ve demokrasinin temel unsuru durumuna gelmiştir.
4. Son yıllarda çağdaş toplumsal yaşamda ciddi sorunların yaşanmakta olduğu Türkiye'de gerek evrensel hukuk kuralları, gerekse ülkemizin özgün koşulları 'Belediyelerin yetki ve görevlerinin artırılmasını' adeta dayatıyor.
5. Ülkemizde yerel yönetimlerle ilgili yasalar ve toplumsal yaşam pratiğinden kaynaklanan zorunluluklar, belediyelere 'yaşam boyu eğitim' alanında önemli yetki ve görevler yüklemektedir.
Ancak belediyelerin eğitim alanında yaptıkları çalışmalar nitelik ve nicelik olarak yeterli değildir. Üstelik mevcut çalışmalar da diğer eğitim kuruluşlarıyla ve diğer belediyelerle eşgüdümlü değildir.
6. Ulusal ve evrensel boyutlarıyla eğitim alanında önemli bir deneyim olan 'Köy Enstitüleri Sistemi', ülkemizin eğitim sisteminde yararlanılabilecek önemli bir kaynaktır.
7. Köy Enstitüleri deneyiminden çıkarılacak gelecek önerisi 'KENT ENSTİTÜLERİ' olmalıdır.
'Laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitim' ilkelerini temel alan Kent Enstitüleri; Belediyelerin sorumluluğu altında, konuyla ilgili kamu kurumlarının, üniversitelerin ve ilgili meslek kuruluşlarının katkılarıyla 'Yaşam boyu öğretim/eğitim veren kurumlar' olmalıdır.
8. Eskişehir, Köy Enstitülerinin kuruluş ve uygulama aşamalarında önemli bir merkez olmuştur.
Ayrıca Eskişehir'de 1990 sonrasından günümüze 'eğitim örgütleri, belediyeler ve üniversiteler tarafından birlikte düzenlenen kaliteli ve katılımlı anma etkinliklerinin'doğal sonucu olarak, Köy Enstitüleri konusunda çok zengin bilgi ve kültür birikimi oluşmuştur.
9. Eskişehir' de Tepebaşı Belediyesi bünyesindeSayın Ahmet Ataç'ın başkanlığı dönemlerinde 'Belde Evleri' adı altında çok yaygın bir biçimde sürdürülmekte olan yaşam boyu eğitim çalışmalarının son yıllarda 'Tepebaşı Belediyesi Kent Enstitüsü' adı altında sürdürülmesi örnek bir uygulamadır.
10. AKP iktidarının 'Merkezden yönetimine ağırlık vermesi, laik ve bilimsel eğitime aykırı yasal düzenlemeler yapması ve yaşam boyu eğitim çalışmalarında muhalif belediyelere zorluklar çıkarması…' gibi sorunlar, Kent Enstitüleri uygulaması için önemli engellerdir.
Ancak tüm olumsuzlukları aşarak çağdaş ve uygulanabilir projelerin geliştirilmesi çok önemlidir.
Unutmayalım ki kendilerinin uygulanabilir ve sürdürülebilir gelecek öngörüsü olmayan kişiler ve örgütler, başkalarının projelerinin figüranı olurlar…
11. Eğer iyi değerlendirilebilirse; Kent Enstitülerinintarihsel, hukuksal, bilimsel ve siyasal anlamda güçlü dayanakları vardır. Uygulanabilirlik ve sürdürülebilirlik olasılıkları çok güçlüdür.
Son söz olarak:
Eskişehir'in bereketli kültür toprakları üzerinde yer alan Tepebaşıbahçesinde adı 'Tepebaşı Belediyesi Kent Enstitüsü' olan bir tomurcuk doğmuştur.
Bu tomurcuğun 'Kökleri, uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği çok güçlüdür.' Bu tomurcuğun 'Bilgiyle, sevgiyle, azim ve kararlılıkla ve mutlaka birlikte korunması ve geliştirilmesi' gerekmektedir.
Bu projenin, öncelikle gelişmesi ve diğer çağdaş belediyelerle paylaşılarak yaygınlaşması sağlanmalıdır.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla, birlikte…