AKP İl Başkanı Zihni Çalışkan'ın
'Eskişehir'de neden kapalı durak yok' şeklindeki eleştirilerine yönelik düşüncelerimizi dün aktarmıştık...
Kulaklarım hala çınlıyor...
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in, Yazılıkaya (Midas) Anıtı yolu için İller Bankası'ndan talep edilen kredinin onaylanması için Prof. Dr. Nabi Avcı'ya teşekkür ettiği gün, gazetelerde bu tip eleştirileri görmek elbette bizi şaşırtmıyor...
Çünkü seçim yaklaşıyor...
Ve bazılarının kendisini parlatması lazım...
İktidar partisinin gözüne girebilmenin en 'güvenilir' yollarından biri, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'ni eleştirmek...
Dolayısıyla Yılmaz Büyükerşen'i...
Durduk yerde, olur olmaz şeyler icat ederek sürekli şikayet etmek...
Başka şehirlerden alınmış görüntüleri koyup, 'burası elbette Eskişehir değil' demek...
Hatta,
Geçen gördüm;
Bir şehirde şehir içi toplu ulaşım için satın alınan otobüslerin (açılış töreni sanırım) fotoğraflarını koyup, 'burası elbette Eskişehir değil' yazmışlar...
Çünkü Eskişehir'de şehir içi toplu ulaşım aracı olarak hala at arabası kullanılıyor...
Nasıl özendim, nasıl özendim bir bilseniz...
******************
Gelelim şu yapılamayan çevreyoluna yapılan ceplere...
Sayın İl Başkanı yetkililerle görüşmüş, Eskişehirlilerin taleplerini iletmiş, yetkililer de hemen çalışmalara başlamışlar...
Biliyorsunuz cep (topu topu bir tane...),
Geçtiğimiz günlerde de hizmete girdi...
Eskişehir çevreyolunda yaşanan trafik yoğunluğuna böylece çare bulundu...
Şimdi ben buradan soruyorum;
Afyon'da, Kütahya'da, Bilecik'te ve hatta Bozüyük'te böyle cep var mı?
Ama Eskişehir'de var!!!
Pantolon veremedik bari bir cep verelim, diye düşünmüş olmalılar...
Ama tek cepli pantolon neye yarar ki...
Bir de şu var,
Cep biraz dar olmuş gibi, kasıyor...
Kullanmaya kalksanız her an patlayabilirler...
Bu arada giriş çıkışlarda inşallah bir kaza bela yaşanmaz...
Çünkü giriş ve çıkışlar neredeyse 90 dereceye yakın...
Unutmayalım,
Tek ceple bahar olmaz...
******************
Durup durup,
Bu şehri sevmekten söz ediyorum ya;
Galiba her şey orada başlayıp, orada bitiyor...
İçinizde böyle bir sevginiz yoksa, sizi hiçbir şey memnun etmez...
Çünkü içinizden gelmez...
İlla ki burun kıvıracak bir şey bulursunuz...
Biraz da ben 'burun kıvıracak şeyler' arayayım dedim,
Allah için var ya, hiç zorlanmadım...
Hızlı Tren Alt Geçidinin üzerindeki hat...
Diğer bir deyişle Hatboyu'ndaki düzenleme...
Daha doğrusu düzenlememe...
Giderek kötüleşiyor...
Her taraf çöp içinde...
Kırık dökük...
Güzel bir lokomotif koymuşlardı; kaldırdılar...
Küçük havuzların içi beton doldurulup kapatıldı...
Rayların üzeri cam plakalarla kaplanmıştı, çoğu yeri kırık...
Karanlık, upuzun bir yol...
Sonu sanki perili köşke çıkıyor...
Dedekorkut Parkı...
Eskiden bize Dedekorkut masalları anlatırlardı uyutmak için...
Sonra oraya Dedekorkut heykeli koydular, çocukları korkutmak için...
Neyse ki, kaldırdılar...
Ve Millet Bahçesi...
O kadar ruhsuz, o kadar estetikten uzak, o kadar baştan savma yapılmış ki, birçok insan içindeki kestirme yolu kullanmak yerine çevresini dolanıyor...
Girip oturduğunuzda,
Gözünüzün dalıp gideceği ne bir çiçek var, ne bir ağaç...
Bitkiler, ağaçlar, çalılıklar karman çorman...
Bir de oraya Recep Tayyip Erdoğan ismini verdiler...
Cumhurbaşkanı fotoğraflarını falan görmüş olmalı ki, kaç yıl oldu açılışını yapmaya gelmedi...
******************
Oysa o alan için neler hayal etmiştik...
70 dönümlük alan nasıl da tarumar edildi...
Demem o ki,
Burnunuz varsa, kıvıracak bir şeyleri illa ki bulursunuz...