Orijinal adı Akademi Ödülleri olan ancak bilinen ismiyle Oscar ödülleri, bir taraftan dünyanın en popüler sinema ödülü olurken, diğer taraftan Hollywood sinemasının hegemonyasının simgesi. Geçtiğimiz hafta yapılan 89. ödül töreni büyük bir skandala sahne olurken, Hollywood bunu kendi lehine çevirmeyi bildi. 26 Şubat gecesi yapılan tören, adını 'unutulmaz Oscar ödülleri' sayfasına yazdırdı. Adeta Oscar'a aday bir mizansenle yaratılan sahne, En İyi Film ödülünün gerçek sahibine ulaşmasını anlatıyordu.
Gelin hep birlikte Oscar tarihinde kısa bir gezinti yapalım…
Ödül ilk kez 1929 yılında verildi. Kazanan film ise The Broadway Melody (Broadway Melodisi)ydi.
Ödülün orijinal ismi Academy Award of Merit idi. Ödüle neden Oscar dendiğini tam bilinmemekle birlikte hakkında pek çok söylenti vardır. Bir söylentiye göre Bette Davis'in heykelciği ilk kocası Harmon Oscar Nelson ile özdeşleştirmesi sonucunda, başka bir söylentiye göre ise Akademi'nin kütüphanesinde görevli Margaret Herrick'in heykelciği amcası Oscar'a benzetmesi ile ödülün adı Oscar olarak kaldı. Akademi, Oscar ismini 1939 yılına kadar resmi olarak kullanmamıştır.
Sadece üç film Big Five (Büyük 5'li) olarak adlandırılan En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Aktör, En İyi Aktris ve En İyi Özgün / Uyarlama Senaryo ödüllerinin hepsini birden kazandı. Bu filmler; It Happened One Night-Bir Gecede oldu (1934), One Flew Over the Cuckoo's Nest – Guguk Kuşu(1975) ve The Silence of the Lambs-Kuzuların Sessizliği (1991).
Üç film 11 oscar heykelciği birden almayı başardı. Bunlar; Ben-Hur (1959), Titanic (1997) ve The Lord of the Rings: The Return of the King (2003) aday gösterildiği tüm dallarda ödül almayı başardı.
All About Eve (1950), Titanic (1997) ve La La Land (2016) 14 adaylık ile en çok aday gösterilmiş filmler. Titanic 11 ödül alırken, All About Eve 6 ödüle layık görüldü.
The Turning Point (1977) ve The Color Purple (1985) filmleri 11 dalda, True Grit (2010), Gangs of New York (2002) ve American Hustle (2013) filmi 10 dalda ödüle aday gösterilmelerine rağmen hiç ödül kazanamadı.
Katharine Hepburn Oscar Ödülerinde en fazla ödül kazanan oyuncu oldu. Morning Glory (1932/33), Guess Who's Coming To Dinner (1967), The Lion in Winter (1968), ve On Golden Pond (1981) filmlerindeki rolleri ile 4 kez En İyi Aktris ödülü kazandı.
Daniel Day-Lewis, yalnızca En İyi Erkek Oyuncu dalında üç kez (My Left Foot, There Will Be Blood ve Lincoln filmleriyle) ödülün sahibi olarak, kategorinin en çok kazanan ismi oldu.
Meryl Streep ödüle en fazla aday gösterilen isim oldu. 20 kez aday gösterilmekle beraber 3 kere ödülü almayı başardı.
Peter O'Toole 8 kez En İyi Aktör ödülüne aday gösterilmesine rağmen ödülü hiç kazanamadı.
Jodie Foster, The Accused ve The Silence of the Lambs filmleriyle kazandığı En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı ile 2 ödül alma başarısını gösteren en genç kişi unvanının sahibidir. (İlk ödülünü 26 yaşında, ikinci ödülünü ise 29 yaşındayken kazandı.)
Walt Disney hayatı boyunca bütün dallarda toplam 22 tane Oscar Ödülü kazanarak en çok Oscar kazanan insan olma unvanına sahiptir.
ÖDÜLÜ ALMAYANLAR
KATHARİNE HEPBURN
Sahip olduğu 4 Oscar ile kırılması güç bir rekora imza atan Katharine Hepburn, bu ödüllerin hiçbirini almak için törene katılmadı. Toplamda 12 adaylığı olan usta oyuncu: 'Ödüllere inandığımı söyleyemeyeceğim, bir çuval yarışında hızlı bir koşucu idim. Kazanması güç değil.' demiştir.
MARLON BRANDO
1955 yılında Rıhtımlar Üzerinde (On The Waterfront) ile kazandığı En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını almak için törende bulunan oyuncu, 1973 yılında Baba (The Godfather) ile ikinci kez ödüle layık görüldüğünde bu kez törene katılmamayı tercih etti. Bunun yerine Sacheen Littlefeather (Küçüktüy) isimli Amerikan yerlisi bir kadın sahneye çıkarak, aktörün yerlilerin hakkını savunmak için ödülü reddettiğini söyledi.
GEORGE C. SCOTT
Patton filmindeki rolüyle aldığı En İyi Erkek Oyuncu adaylığından sonra George C. Scott, Oscar karşıtı bir duruş sergileyerek tartışmalara yol açmış hatta Time dergisine kapak bile olmuştu. Buna rağmen ödülü kazanan oyuncunun heykelciğini, filmin yapımcısı Frank McCarthy kabul etti. Ancak oyuncunun isteği üzerine ertesi gün ödül Akademi'ye iade edildi.
JASON ROBARDS
Jason Robards Broadway'de oynamakta olduğu bir rol yüzünden Akademi'ye 1978 yılındaki törene katılamayacağını bildirmişti (art arda 2. kez En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı). Oyuncu yokluğuyla ilgili politik bir neden olmadığını söylese de o senenin sunucu Bob Hope: 'Sanırım Marlon Brando ve George Scott ile briç oynuyor.' diyerek espri yapacaktı.
ROMAN POLANSKİ
Tecavüz suçlamalarından ötürü 1978 yılından itibaren ABD'ye giremeyen Roman Polanski, 2003 yılında Piyanist (The Pianist) ile En İyi Yönetmen ödülünü almaya hak kazanmış ancak ödülü onun yerine Frantic filminde başrolde oynattığı Harrison Ford teslim almıştı.
WOODY ALLEN
Woody Allen Oscar'ı oldukça sık atlayan bir yönetmen. Hatta 1978 yılında Annie Hall ile En İyi Yönetmen, En İyi film ve En İyi Özgün Senaryo ödüllerini aldığında bile törene katılmamıştı. Özgün senaryo ödülünü daha sonra iki kere daha kazanan ve almaya gitmeyen Allen, sadece bir kez, o da 11 Eylül'ün ardından yapılan törende NewYork için hazırlanan özel videoyu sunmak için yer almıştı.
PAUL NEWMAN
6 kez aday olduktan sonra usta aktör Paul Newman, Paranın Rengi (The Color Of Money) filmi ile nihayet 1987 yılında Oscar'ı kazandığında törene gitmemeyi tercih etti. Öncesinde iki adet onur ödülü de alan Newman konu ile ilgili olarak gazetecilere şunları söylemiştir: 'Bu, güzel bir kadını 80 yıl boyunca kovalamak gibi. Nihayet o da sana ilgi gösteriyor ama bu kez sen 'Çok üzgünüm, artık yoruldum' diyorsun'
JOHN GİELGUD
John Gielgud 1982 yılında Arthur filmi ile kazandığı En İyi Yardımcı Erkek oyuncu Oscar'ını almaya gitmemişti. Konuyla ilgili olarak uzun zaman sonra bir arkadaşına şu satırları yazacaktı: 'Hiçbir güç beni o ödül törenine götüremez. Tüm o tebrik saçmalıklarından ve yarattıkları can sıkıcı kıyas ortamından gerçekten tiksiniyorum.'
STANLEY KUBRICK
Stanley Kubrick, 1969 yılındaki törene 2001: Uzay Macerası (2001: A Space Odyssey), En İyi Yönetmen ödülünün de dahil olduğu 4 dalda aday olmasına rağmen katılmadı. Film, bu adaylıklardan sadece En İyi Görsel Efekt dalında ödüle layık görüldü ki bu usta yönetmenin aldığı tek Oscar'dır.