Perşembe, Cuma, Cumartesi; 3 gün…

Ardından Pazar…

Yaklaşık bir yıldır ülkenin gündeminde olan, halkın büyük bir bölümü umursamıyor gibi görünse de, hepimiz için önemli bir gün, önemli bir seçim…

Dünya üzerinde henüz daha makul ve daha adaletlisi bulunamadığı ve uygulanamadığı için en revaçta sistem olarak burnumuza dayatılan demokrasinin nimeti seçim…

Ülkenin önümüzdeki 4 yıllık kaderi…

Belki de sonuçları itibariyle yalnızca 4 yılı değil, çok daha uzun bir zaman dilimini etkileyecek bir sürecin seyrini belirleyeceğiz, kullanacağımız oylarla.

***

AKP 13 yıldır iktidarda…

Ülkeyi kesintisiz 10 yıl yöneten Demokrat Parti iktidarının rekorunu kırarak iktidarda kaldı…

2002 yılında ilk kez geldiklerinde vaat ettikleri ile bugün gelinen noktada ortaya çıkan gerçekler arasındaki fark o kadar büyük ki, en fanatik taraftarları bile savunmakta yetersiz kalıyor…

Hani şu çok ünlü '3 Y'yi yeneceğiz' masalı…

Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar…

Birinci Y, yoksulluktu…

Bugün Türkiye'de yoksulluk sınırının altında yaşayan 17 milyon insan var…

Bunların bir bölümü de ne yazık ki açlık sınırının bile altında…

11 milyon emekliden 8 milyonu 1000 TL'nin altında maaşla geçinmeye çalışıyor…

İkinci Y, yolsuzluk…

Görüyor musunuz benim bile nutkum tutuluyor, yolsuzluk deyince…

Söyleyecek, eleştirecek nokta bile bulamıyorum…

Zira tutulacak yeri bile kalmadı 'yolsuzluk' iddialarının…

Üçüncü Y, yasaklara gelirsek…

12 Eylül rejimine bile Fatiha okutacak yasaklarla çevrelendi toplum…

En temel evrensel insan hakları bile, farklı ve dolaylı yollarla rafa kaldırıldı…

Bundan en büyük payı medya sektörü aldı elbette…

Sonra adalet sistemi…

Eğitim sistemi…

Bu üçünü yok ettiğinizde ya da kendinize göre dizayn ettiğinizde, insanlara işkenceyle, açlıkla, zulümle bile yapamayacağınız şeyleri yapabilir, yaptırabilirsiniz…13 yıl boyunca kimi zaman hızlı, kimi zaman yavaş, ama hep böyle bir noktaya doğru itelendi sistem…

Bilmeyen, öğrenmeyen, değerlendirme ve kıyaslama yapma şansı olmayan insanların yaşadığı, bunları yapabilenlerin ise adalet ve hak arama şanslarının olmadığı bir ülke yaratılmak istendi…

***

Ülkede yaşayan 77 milyon yurttaşın dolaylı ve dolaysız şekilde ödediği vergilerle oluşan devlet bütçesinin olanakları 'ihaleler ve imtiyazlar' aracılığıyla iktidarı destekleyen kesimlere aktarıldı…

Yollar, köprüler, stadyumlar, büyük ve gösterişli yapılar, kentsel dönüşüm projeleri…

Milyarlarca dolarlık dev projeler, yatırımlar hep belli kesimlere aktarıldı…

Körlük, giderek kronik hale geldi…

Katılık, törpülenemez şekilde egemen oldu…

Karşıtlık, hiç olmadığı kadar keskinleşti…

Ulusal değerler ters yüz edildi, kimisi ayaklar altına alındı…

Ve ülke bu sürecin sonunda yoruldu…

O kadar yoruldu ki, dizlerinin üzerine çökme noktasına geldi adeta…

***

7 Haziran genel seçimi bu yüzden çok önemli…

Ülkenin ve toplumun silkinip kendine gelmesi için…

Halkın, devlet yönetiminin alternatifsiz olmadığını görebilmesi için çok önemli…

Seçeneklerin, önceliklerin, yapılacakların farklı yönlerden esecek rüzgarlarla tazelenebilmesi için…

Yeni fikirlerin, yeni görüşlerin, yeni yaklaşımların ve yeni insanların Türkiye'ye yeni bir soluk, yeni bir hız ve yeni bir heyecan getirmesi için çok önemli…

Artık değişime, gerçekten ihtiyaç olduğu için önemli…

Toplumun birbiriyle barışması ve ülkenin daha güçlü bir geleceğe erişebilmesi için çok önemli.