CHP Parti Meclisi Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer dün ES Group'u ziyaret etti. Kendisiyle CHP ve ülke gündemiyle sohbet ettik.

İKİ YILDIR
TAVSİYE EDİYOR
Usluer sohbetimiz sırasında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara tavsiye edilen bir kitapta 15 yaşında evlenmeyen kızlar için çirkin bir ifadenin yer aldığını söyledi. Usluer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın son iki yıldır okullara tavsiye ettiği 'Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü'nde 'On beşinde kız, ya erde gerek ya yerde' atasözünün yer aldığını belirterek, 'Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Türkiye'de 15'lik gelinler mi istiyor?' dedi.

KÜFÜRLÜ
ATASÖZLERİ DE VAR
Usluer, bu kitapla ilgili iki yıl önce parti olarak soru önergesi verdiklerini belirterek, 'Herhangi bir yanıt gelmedi. Ve bu kitap hala okullarımıza tavsiye ediliyor. Yarın birileri çıkıp, 'Bu Atasözü, biz mi söyledik' derler. Her Atasözü çocuklarımızın okuduğu kitaplarda olacak diye bir şey var mı? Küfürlü Atasözleri de var. Onları da mı koyacaklar ' diye konuştu.

EVLENMEZSE ÖLSÜN MÜ?
Usluer, Aynı kitapta bu atasözünün anlamıyla ilgili yapılan açıklamada, 'Kız on beş yaşına ulaştı mı evlendirilmelidir. Evlendirilmezse anneyi babayı güç durumda bırakacak üzücü olaylar çıkabilir. Böyle olacağına kızın ölmesi daha iyidir' ifadelerinin bulunduğu belirterek, 'Eğitim 1. sınıftan Ortaöğretim 12. sınıfa kadar zorunlu hale gelmedi mi? 15 yaşındaki kızların evlendirilmesinin tavsiye edilmesi, mevcut eğitim sistemine uygun mudur? Genç kızlarımız 15 yaşında evlenmezse ölsün mü? Kızlarımız 12. Sınıfa kadar okumasın mı? Milli Eğitim Bakanlığının hedefi genç kızların 13-15 yaşları arasında evlendirmek mi? ' diye tepki gösterdi.

*************************************************

BUNLARA 'HAİN ALÇAK' DEMEK ÇOK HAFİF KALIR

Diyarbakır'da çorba içen polislere silahlı saldırı yapıldı. Üç polis yaralandı. Lokantadaki bir sivil öldü.

KIZININ YANINDA
ÖLDÜRÜLDÜ
Ağrı'da görev yapan özel harekat polisi kızıyla birlikte otomobiliyle Erzincan-Tunceli güzergahında memlekete giderken saldırıya uğradı. Harekat polisi öldü, kızı yaralandı. Diyarbakır'da yol kesen PKK'lılar bir doktoru öldürdü. Mardin'in Nusaybin ilçesinde hasta almaya giden 112 acil servis ambulansına yüzleri kapalı terör yandaşları tarafından molotof kokteylleri ile saldırı düzenlendi. Ambulans şoförü saldırının ardından hastayı almadan hızla olay yerinden uzaklaştı. Iğdır'dan Nahcivan'a açılan Dilucu Sınır Kapısı'nda görev yapan polisler servis minibüsüyle evlerine giderken, PKK'lı teröristler bombalı saldırıda bulundu. Saldırıda 14 polis şehit oldu. Bu bölücüler, 11 ay önce Diyarbakır'da eşiyle birlikte alışveriş yapan bir astsubayı öldürmediler mi?

SİLAH BIRAKMADAN
NASIL BARIŞ OLACAK
Bu yapılanlara saldırı denilebilir mi? Karısının, kızının yanında, lokantada çorba içerken, yani en savunmasız anında bu insanlık dışı eylemleri gerçekleştirenlere 'hain, alçak' demek bile çok hafif kalır. Bugün PKK'nın özerklik ilan ettiği Cizre'de yaşananlara isyan edenler, 'Barış' sözcüğünü hiç ağızlarından düşürmeyenler bu insanlık dışı saldırılar için neden tek bir laf etmiyor? PKK silah bırakmadan, Türkiye'yi kan gölüne çeviren bu hain saldırılar durmadan barış nasıl sağlanacak? Cizre'de masum sivillerin ölümlerinden sadece güvenlik güçleri mi sorumlu? Cizre de özerklik ilan edenlerin ve terör örgütünün hiç mi suçu yok? Şehirleri silah deposu haline kim getirdi? 'Aman açılım görüşmeleri bozulmasın' diye silah yığınağının yapılmasına göz yuman ve güvenlik güçlerine zamanında operasyon izni vermeyenlerin de bu yaşananlarda büyük suçu var.

KURUNUN YANINDA
YAŞDA YANMAMALI
Terörle mücadele ederken, kurunun yanında yaşta yanmamalı. Sırf o bölgede oturdukları için masum insanlar ölmemeli. Devlet gerçekten 'Hukuk Devleti'yse bunu ayırabilmeli. O bölgede oturan insanlarda yaşadıkları yere kan ve gözyaşı getiren bölücü teröre kesinlikle destek vermemelidir. Çizre'de iki ateş arasında kalıp, yaşamını yitiren masum vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Artık Kürt ve Türk anneleri daha fazla ağlamamalı…

********************************************

ADAYLIK HAK ETMEKTEN
ÇOK KISMETLE İLGİLİDİR

10 Eylül Perşembe günü Görünüm'de kaleme aldığım 'Milli Piyango Teklifini Kabul Etti Talihi Ters Döndü' başlıklı yazımda AK Parti ve Eskişehir siyasetinin önemli figürlerinden birisi olan Ayşe Fert Dökmeci ile ilgili değerlendirmede bulunmuştum. Bu yazım AK Parti Eskişehir Teşkilatı içerisinde gündem oldu. Bundan dolayı Dökmeci sosyal paylaşım sitesinde yazımı paylaşarak, bu konuyla ilgili kendi düşüncelerini söyledi. Dökmeci'nin bu açıklamaları sanal ortamda büyük ilgi gördü. Yapılan yorumları incelediğimde Dökmeci gerçekten AK Parti'de çok güzel izler bırakmış. Yazımla ismini tekrar gündeme getirerek, onun partide ne kadar çok sevildiğini bir kez daha görmesini sağlamış oldum.

'KIZ ÖĞRENCİ YURDU
KAZANDIRDIK'
Dökmeci'nin yazım ile ilgili sosyal paylaşım sitesinde yaptığı açıklamayı onun bilgisi olmadan aynen yayınlıyorum.
'Bugün Sonhaber Gazetesi Yayın Müdürü Ayhan Aydıner arkadaşımız şahsıma köşe yazısında övgülerde bulunarak benimle ilgili bazı tespitlerde bulunmuştur. Kendisine benimle ilgili iyi dilekleri, övgüleri ve tespitleri için öncelikle teşekkür ediyorum. Ancak seçimin yaklaştığı su dönemde yanlış bir anlaşılmaya yol açmaması için bir kaç şeyi belirtmek istiyorum; 1)Bu yazıyı ilk defa bende sizlerle birlikte okudum. Bilgim olmaksızın kaleme alınmıştır. 2)Bizim siyasi anlayışımızda görev istenmez verilir 3) Milli Piyango Yönetim Kurulu Üyeliği de Cumhurbaşkanının imzasından çıktıktan sonra bilgimin olduğu bir süreçtir. 4)Milli Piyango Yönetim Kurulu Üyeliği maddi olarak tarafıma bir şey kazandırmasa da Sayın Bakanımız öncülüğünde Eskişehir'e kız öğrenci yurdu yapmamıza vesile olmuştur. Bu bana ömrüm boyu yeter. Ve yönetim kurulu üyeliği benim için ciddi bir devlet tecrübesidir. 5)2007 milletvekili adaylığımdan sonra 2009 da Odunpazarı Belediye Başkan aday adaylığı denemem nedeniyle istifam sonucu Milli Piyango Yönetim Kurulu Üyeliğim son bulmuştur. 6) Partimizden, genel merkezimizden ve hatta milletvekillerimizden yazıda kaleme alınanın aksine aday olmam konusunda destekler gelse de aday olmayı hiç düşünmediğimi belirtmek istedim. Adaylığın hak etmekten çok kısmetle ilgili olduğuna inanıyorum. Allah hepimize hayırlı kapılar açsın. (Bu yazı bazı arkadaşlarımın hassasiyetleri sonucu paylaşılmıştır)'

******************************************

ERGÜT'TEN BEKLENEN İSTİFA

Geçtiğimiz Perşembe günü CHP Genel Merkezi Eskişehir İl Yönetimini görevden alarak, yerine yedi kişilik Geçici İl Kurulu atamıştı. Atanan Kurulda en çok dikkat çeken isim Ebru Ergüttü. Ben de ertesi günkü 'Alınanda Da O Var Atananda Da O Var' başlıklı yazımda; 'Ebru Ergüt'ü 22 yıldır tanırım. Yönetimde olsun olmasın partisi için canla başla çalışır. Particiliğine ve çalışkanlığına hiç kimse bir şey söyleyemez. Ancak bence Ergüt, görevden alınan yönetimde olduğu için yeni atanan Geçici Kurul'da yer alması doğru olmadı. Ergüt yönetimde beraber görev yaptığı arkadaşlarına 'saygı ' adına bu görevi kabul etmemeliydi' demiştim. Bu konuda beklenen gelişme oldu. Ebru Ergüt kendisinden beklenileni yaparak, Geçici İl Kurulu'ndaki görevinden istifa etti. Ergüt, Genel Merkeze gönderdiği dilekçede kendisinin de içinde bulunduğu İl Yönetimin görevden alınması ve yeni atanan Kurul'da ismine tekrar yer verilmesinin hem kendisi hem de parti açısından sıkıntı doğurduğunu belirterek, affını istemiş. Ergüt, yakın çevresine 'Vicdanımın sesini dinleyerek bu kararı aldım. Benim bir duruşum var. Benim CHP adına çalışmak için yönetici olmama gerek yok. Olması gereken buydu. Ben de bunu yaptım' diyormuş.

************

foto şaka

AKP İl Başkanı Dündar Ünlü: Ayşe Hanım sizi sık sık partide görmek isteriz.

Eski AKP İl Başkanı Ayşe Fert Dökmeci: Vatandaşın içinde olmak varken, partide ne işim olacak? Anlaşılan bizden sonra gelenler parti ve vakıftan hiç çıkmamış. Dündar Bey, biz dörde koşarken, siz iki milletvekilini yine iyi almışsınız(!)