Cumhuriyet Halk Partisi'nin Eskişehir'de ülke ortalamasının 14 puan üzerine çıkması ve birinci parti olması, elbette çok kişinin keyfini kaçırdı…

Uykusu kaçanları saymıyorum bile…

Hayata bakışı, siyasi tercihleri nedeniyle CHP'ye yakınlık duymayan ya da oy vermeyi hiç düşünmemiş olan kesimler değil sözünü ettiğim…

Tam aksine,

Kendilerini hep bu yönde lanse eden, hatta parti içinde aktif olarak rol oynayanlardan söz ediyorum…

***

Dünkü yazıda bir ölçüde söz etmeye çalıştım…

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir'de bugüne kadar çok alışık olmadığı bir çalışma biçimi ve modeliyle bu başarıyı yakaladı…

Bu çalışma biçimi,

Yılmaz Büyükerşen'e 1999, 2004 ve 2009 yıllarında DSP çatısı altında, 2014'de ise CHP çatısı altında Büyükşehir Belediye Başkanlığını getiren modeldir…

Dolayısıyla da,

Bu modeli kimin nasıl inşa ettiğini, temelinden çatısına emek veren ve rol oynayan birçok isim olmasına karşın, söylemeye gerek yok sanırım…

2004'de kaybedilen Tepebaşı Belediyesi'ni 2009'da geri alan, yine 2004 ve 2009 dönemlerinde AKP'de kalan Odunpazarı Belediyesi'ni 2014'de geri alan da yine bu modeldir…

Ve 1999, 2004, 2009, 2014…

Dört dönem üst üste Büyükşehir Belediyesi'ni kazanan modeldir bu aynı zamanda…

Bu modelin mimarı da kuşkusuz Yılmaz Büyükerşen'dir…

---------------------------------------------------------------------------------

EMEK VERENLER-VERMEYENLER…

Böyle bir zamanda böyle bir ayrım yapmaya kalkmak, kuşkusuz insanlara saygısızlık yapmak dışında bir anlam taşımaz…

Ancak bu sıra dışı seçim çalışmasının içinde olup emek verenleri, en azından sürecin içinde olanlar çok iyi biliyor…

Ancak şunu da ne yazık ki söylemek zorundayım,

Bu çok önemli başarıya karşın; CHP örgütü Eskişehir'de harekete geçirebileceği dinamiklerin önemli bir kısmını harekete geçirmemiş ya da geçirememiştir…

Uzun yıllardan bu tarafa süregelen kırgınlıklar, gereksiz alınganlıklarla kendilerini öyle olmasa da dışlanmış hissedenler, çeşitli kanallar yoluyla parti içine empoze edilen suni sorunlar ile Yılmaz Büyükerşen'in meclis üyeleriyle birlikte CHP'ye geçtiği 2010 yılından bu tarafa, etkinlikleri azalan ve giderek yok olan kişi ve grupların bunu hala bir türlü içlerine sindirememiş olmaları, partinin tüm dinamiklerinin harekete geçirilmesini engellemiştir…

---------------------------------------------------------------------------------

CHP VE GELECEK…

Siyaset her şeyin temelinde kazanmak için yapılır…

Kazanmak her zaman birinci olmak demek değildir…

Kimi zaman yüzde 1 olan oyu yüzde 3'e çıkarmak, kimi zaman yüzde 6'yı yüzde 13'e çıkarmak, kimi zaman barajı geçmek, kazanmak demek olabilir…

Kimi zaman da CHP örneğinde olduğu gibi, önündeki rakibini geçip birinci olmaktır…

CHP, Türkiye genelinde değil ama Eskişehir'de bunu başardı…

Yani kazandı…

Aynı futboldaki gibi;

Bir takımın kazanmaya alışması gibi, CHP de Eskişehir'de artık kazanmaya alışmıştır ki bu da gelecekte CHP Eskişehir örgütü için çok önemli bir psikolojik üstünlük yaratacaktır…

AKP gibi ülkeyi 13 yıl tek başına yöneten iktidar partisi bile Eskişehir'de hem yerel hem genel seçimleri birinci olarak kapatamadı…

Bu psikolojik üstünlük, doğru şekilde kurgulanıp sürdürülebilir hale geldiğinde, CHP'yi Eskişehir'de geçmek hiç mi hiç kolay olmayacaktır…