Memur sendikacılığında profesyonel ve amatör yöneticiler vardır.
ÜYESİ AZ OLANLAR
AMATÖR OLUR
Profesyonel yöneticiler seçildikten sonra çalıştıkları işyerlerinden ayrılırlar. Maaşlarını devletten değil, bağlı oldukları Sendika Genel Merkezinden alırlar. Sendika yöneticiliği görevleri sona erdikten sonra tekrar eski görevlerine dönebilirler. Profesyonel sendika yöneticileri haftanın beş veya yedi günü sadece sendikacılık yapar. Bir de amatör sendika yöneticileri vardır. Sendika Genel Merkezleri üyeleri az olan şubelerin yöneticilerine maaş ödemek istemezler. Onlar da işyerlerinden ayrılamaz. Sadece bir gün sendikal izin kullanırlar. Bu izin günlerinde sendikal çalışma yaparlar. Haftanın diğer dört günü ise kurumda kendilerine verilen işleri yapmakla yükümlüdürler.
DEFANSİF ORTA
SAHA OYUNCUSU
AMATÖRMÜŞ
Sosyal Paylaşım Sitesi'nde kendisini 'Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde Defansif Ortasaha' olarak nitelendiren Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman'ı herkes profesyonel sendikacı zannediyordu. Buna kendi sendikasının üyeleri de dahil. Çünkü Karaman hafta içinde hep sendikada çalışıyordu. Okula gitmiyordu. Daha sonra Karaman'ın profesyonel değil, amatör defansif orta saha oyuncusu olduğu ortaya çıktı. Her ortamda, 'Eskişehir'de en çok üyeye sahip sendikayız' diyen Karaman'ı Genel Merkez'in neden profesyonel sendikacı yapmadığı kafalarda soru işareti bıraktı. Genel Merkez yoksa Karaman'a güvenmiyor mu? Ya da paralarına kıyamadıkları için mi Karaman'ı profesyonel yapmadılar?
MESAİ SAATLERİNDE
HEP SENDİKADA
Amatör sendika yöneticisi olmasına rağmen Muammer Karaman'ın geçtiğimiz Eylül ayından itibaren görev yaptığı TOKİ Savaş Kubaş Anadolu Lisesi'nde hiçbir derse girmeden maaş aldığı ortaya çıktı. Karaman devletin, haftanın dört günü okulda derse girmesi için verdiği maaşı almasına rağmen, okula gitmiyor. Hafta içinde her gününü sendika binasında geçiriyordu. Peki burada ne yapıyordu? Hem Eğitim Bir-Sen hem de diğer sendikaların üyesi okul müdürlerine verilecek puanların değerlendirilmesi, ilçeden gelecek sendika üyelerine kent merkezinde yer bulunması, yönetimde kader birliği yaptığı arkadaşlarını vekaleten de olsa yönetici yapma işleriyle uğraşıyordu. Yaptığı çalışmalarda kendi sendika üyelerini bazen haksız bir şekilde kayırdığı için diğer sendika üyelerini mağdur etmiş oluyordu. Yani bazı meslektaşlarının haklarının yenilmesinde başrol oynuyordu.
BİR GÜN İZİN
YAPMALIYDI
İsmail Altınkaynak'ın Bilecik Milli Eğitim Müdürü olmasından sonra Eğitim Bir-Sen 1 No'lu Şube Başkanlığına getirilen Karaman'ın profesyonel bir sendikacı olmadığı için haftanın dört günü derse girmesi girmesi gerekiyordu. Kanuna göre sendikal faaliyetler yapmak için sadece bir gün izin kullanması gerekiyordu. Ancak Karaman'ın yasaları hiçe sayarak, derse girmeyip, hafta içinde beş gün sendikacılık yapması eğitimcilerin tepkilerine neden oldu.
SKANDALA
İMZA ATTILAR
Memurlar bir aylık maaşlarını peşin alıyor. Tarih Öğretmeni olan Muammer Karaman hiçbir derse girmeden Eylül ayı için 2493,03 Lira, Ekim ayı içinde 2537,50 Lira maaş aldı. Karaman'ın Eylül ayında 136 Lira da ek ders ücreti aldığı da öğrenildi. Okul yönetimi de profesyonel sendikacı olduğuna dair kendilerine hiçbir evrak getirmeyen Karaman'a ders dağıtımı yapmayarak büyük bir skandala imza attı. Okulda görev yapan öğretmenler, Karaman'ın okulun açıldığı ilk günden bugüne liseye gelmediğini belirtirken, onun hiçbir derse girmediğini ifade ettiler.
BAKAN NASIL
MÜSAADE EDİYOR?
Okulların açıldığı 15 Eylül'den bugüne okulda hiçbir derse girmeyen Karaman'ın Ekim ayı başında geçici görevle bir Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne Müdür Yardımcısı olarak atandığı öğrenildi. Karaman'ın bu lisede de görev başı yapmamasına isyan eden eğitimciler, 'Sendika Başkanı bu gücü nereden alıyor? Eskişehir'in milletvekili olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı kendi kentinde, yasalar hiçe sayılarak, bir sendika başkanına maaş kıyağı yapılmasına nasıl müsaade edebiliyor? Kendisinin bu olaydan haberi var mı? Aynı yanlışı başka bir sendika başkanı yapsa sonu ne olurdu? TOKİ Savaş Kubaş Anadolu Lisesi Yönetimi, okula gelmeyen Karaman hakkında soruşturma açmak yerine, ona neden bu kıyağın yapılmasına müsaade etti ' diye tepki gösterdi.
HAZRETİ ÖMER VE
DEVLETİN HAZİNESİ
Hazreti Ömer (R.A). Bir gece makamında. Ashabtan biri ziyaretine gelir. Selam verir. Selamı alınmamıştır. Oturur. Ömer işiyle meşgul. Sahabe bekler. Ömer çalışır. Selam alınmamış, yüzüne bile bakılmamıştır. İş biter. Ömer mumu söndürür. Bir başka mumu yakar. O anda selamını alır. Konuşmaya başlar. Sahabe sorar: - Ya Ömer, niçin hemen selamımı almadın ve niçin bir mumu söndürüp diğer mumu yaktın ve ondan sonra benle konuşmaya başladın?
Hazreti Ömer (R.A.): - Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mes'ul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra seninle meşgul olmaya başladım. Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder: -Ya Rabbi! Hattab oğlu Ömer'i bizim başımızdan eksik etme! Devletin mumunu bile özel işlerinde kullanmayan bir Hz Ömer'e bakınız. Bir de bugün 'Türkiye'de en çok üyeye sahibiz' diye övünen bir sendikanın başkanının devletin okulda derse girip, çocuklara tarihimizi anlatması için verdiği parayla sendikacılık yapmasına bakınız. Çok yazık...
Foto şaka
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman: Hüseyin Bey yıllardır gitmediğin okulda yapmadığın çalışmaların karşılığı olarak sana bol kepçeden 98 puan vererek Eskişehir'in en gözde okuluna müdür yaptık. Sana yaptığımız bu kıyağı baban bile yapmaz.
ETİ Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü Hüseyin Okur: Sen de okulda derse girmeden devletten maaş alıyormuşsun. Sana da babanın yapmayacağı kıyağı yapan büyükler varmış (!)