Adı CHP İl Başkanlığı için geçen CHP Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Aydın Ünlüce ile görüştüm.
Ünlüce, CHP Eskişehir Örgütünde büyük çalkantıların yaşandığı bu zor dönemde kendisini İl Başkanlığına layık gören herkese teşekkür ettiğini belirterek, 'Aslında ben milletvekili adaylığını düşünüyordum. CHP İl Başkanı olmayı hiç düşünmüyordum. Bazı değerli arkadaşlarımız bana bu zor dönemde İl Başkanı olmamı istedi. Şunu herkes bilmelidir ki; İl Başkanı olmayı ben istemedim. Partim bana bu konuda görev verirse, asla görevden kaçmam. Elimi taşın altına sokarım. Bu onurlu görevi en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Benim için önemli olan CHP'nin başarısıdır. Görev verildiği takdirde tüm partiyi uzlaştıracak, kucaklaştıracak, Eskişehir'de CHP'yi başarılı kılacak yeni il yönetimini kurarım.
HESAPLAŞMALARA MALZEME OLMAM
Bu oluşturulacak yeni yönetim kurulunun görev süresi milletvekili seçim süreci bittiğinde tamamlanmış olmalıdır. Seçim bittikten hemen sonra yeni yönetimler kongrelerle belirlenmelidir. Böyle geçici bir İl Yönetimi isteniyorsa ben varım. Ancak Olağanüstü kongrede İl Başkan adayı kesinlikle olmam. Kişisel hırslarıyla hareket eden birilerin hesaplaşmalarına kendimi malzeme etmem. Seçime az bir süre kala yapılacak kongre partiye yarardan çok zarar getirir. Yeni kutuplaşmalara meydan vererek, partimizi seçmen gözünde yıpratır. Şu anki mevcut İl Yönetimi bu durumdan memnunlarsa, zaten Rıdvan Atan'ı İl Başkanı seçmişler. Yollarına onun başkanlığında devam etsinler' dedi.
KONGRE KARARI ALDIRMADAN NEDEN İL BAŞKANI İSMİ TEKLİF ETTİNİZ?
Ünlüce'nin İl Başkanı olmasını Rıdvan Atan teklif etti. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı İlçe Başkanı Vural Yörük ve milletvekili aday adayı olduğu için Odunpazarı İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer bu teklifi kabul ettiler. Rıdvan Atan, Aydın Ünlüce'nin haberi olmadan onun ismini masaya getirmedi mi? Aynı Atan şimdi ona 'Olağanüstü Kongrede aday ol' dayatması nasıl yapabiliyor? Benim anladığım kadarıyla 15 kişilik CHP İl Yönetim Kurulu'nun büyük çoğunluğunun görüşü 'Biz Olağanüstü Kongre yaptıralım. Bizi düşürmeye çalışanlarla, bizi istemeyenlerle hesaplaşalım' derdinde. O zaman birilerine İl Başkanı ismi teklif etmeden önce başka şeyler yapmaları gerekmiyor muydu? İlk başta CHP Genel Merkezine Olağanüstü Kongre kararı aldırmaları gerekmiyor muydu? Eğer bunu yaptıramıyorlarsa bundan sonraki süreçte Rıdvan Atan İl Başkanlığında yollarına devam edecekler. Yönetimden iki üyenin daha istifa etmemesi için çalışacaklar. Rıdvan Atan dün, 'Kemik gibi 15 arkadaş buradayız' diyerek, aralarından yeni istifaların olmayacağı konusunda emin konuşmuş...
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
RIDVAN ATAN DÜN DEĞİL ON GÜN ÖNCE İL BAŞKANI SEÇİLDİ
25 Aralık 2014 tarihinde Görünüm'de kaleme aldığım 'CHP'de Erman Gölet'in İstediği Kişi İl Başkanı Olamadı' başlıklı yazımda İstifa etmeyen 12 İl Yönetim Kurulu Üyesi Rıdvan Atan, Nuray Mamuh, Serdar Ay, Erhan İnan, Meral Bakır, Melal Akın, Mustafa Atay, Ali Rıza Yılmaz, Füsun Sular, Fikret Tunalıer, Semih Geneci, Gülesin Sönmez ve yedekten çağrılan Fidan Uğur, Meral Yazıcı, Murat Türkyaman toplanarak, aralarından Rıdvan Atan'ı yeni İl Başkanını seçtiğini okurlarımıza duyurmuştum.
SONHABER'DEN ÖĞRENDİLER
CHP'liler Atan'ın İl Başkanı olduğunu 10 gün önce Sonhaber'den öğrendi. Aynı yazıda CHP eski İl Başkanı Erman Gölet'in dışarıdan Yücel Yenilmez'in İl Başkanı olmasını istediğini belirterek, bazı İl Yöneticilerinin bu isteğe tepki gösterdiğini yazmıştım. O gün Rıdvan Atan CHP İl Başkanı seçildi. Nihat Çuhadar ve 8 arkadaşının istifaları kabul edildi. Rıdvan Atan 10 gün önce İl Başkanlığını 'Genel Merkeze Olağanüstü Kongre kararı aldırırız' diye karar defterine işlemedi. Düne kadar da kendisini İl Başkanı değil de İl Başkan Vekili olarak gördü. Atan dün İl Başkanı olarak ilk resmi açıklamasını da yapmış. Atan, İl Yönetim Kurulu olarak CHP Genel Merkezinden Olağanüstü Kongre'nin yapılması taleplerini yineledi.
'ÇOK GEÇ DİYE BİR ZAMAN YOKTUR'
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra 'Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz' dedi.
'87 YAŞINDAYIM'
Ayağa kalkıp etrafa bakmaya başlamıştım ki, yumuşak bir el omzuma dokundu, Döndüm. Yüzü iyice kırışmış bir yaşlı hanımefendi, bana gülümseyerek bakıyordu. 'Ben Rose' dedi. 'Benim adım Rose, yakışıklı. 87 yaşındayım. Madem tanıştık seni kucaklayabilir miyim?' Güldüm. 'Tabii' dedim. 'Hadi sarıl bana' Öyle sımsıkı sarıldı ki! 'Bu kadar genç ve masum yaşta üniversiteye niye geldin?' diye şaka yaptım. Minik bir kahkaha ile yanıtladı: 'Buraya zengin bir koca bulmaya geldim. Evlenip birkaç çocuk doğuracağım. Sonra emekli olup dünya turuna çıkacağım.'
KAMPÜSÜN İLAHESİ OLDU
Dersten sonra kantine gidip, birer sütlü çikolata içtik. Hemen arkadaş olmuştuk. Ertesi gün ve ertesi üç ay sınıftan hep birlikte çıktık ve hep kantinde lafladık. Öyle akıllı ve öyle deneyimliydi ki, onu dinlemekle, derslerden daha çok şey öğrendiğimi hissediyordum. Sömestr boyunca Rose kampüsün ilahesi oldu. Nereye gitse etrafı çevriliyor, çok çabuk arkadaş ediniyordu. İyi giyinmeyi seviyor, diğer öğrencilerin ilgisini çekmeye bayılıyordu. Rose hayatını yaşıyordu. Hepimizden daha canlı, daha dolu yaşıyordu. Sömestr sonunda onu konuşma yapması için Futbol Balosuna davet ettik. Orada bize verdiği dersi unutmama imkan yok.
Konuşmasını önceden hazırlamış ve bir yığın karta kocaman kocaman yazmıştı. Elinde bu deste ile kürsüye yürürken, kartları elinden düşürdü. Konuşma darmadağın olmuştu. Şaşkın, biraz da utanmış mikrofona doğru eğildi. 'Ne kadar beceriksizim, değil mi? Özür dilerim. Buraya gelmeden önce heyecanım yatışsın diye bir duble viski attım. Sonucu görüyorsunuz.
Şimdi bu kartları toplasam bile onları yeniden sıraya koymam mümkün değil. Onun için en iyisi ben size aklımda kalanları söyleyeyim, olur mu?'
'ASLA PİŞMAN OLMAYIN'
Biz kahkahalarla gülerken, o bardaktan bir yudum su aldı ve konuşmasına başladı: 'Yaşlandığımız için eğlenmekten, oynamaktan, yaşamaktan vazgeçmeyiz. Eğlenmek, oynamak ve yaşamaktan vazgeçtiğimiz için yaşlanırız. Genç kalmanın, mutlu olmanın ve başarıya ulaşmanın sadece dört sırrı vardır. Her gün gülmek ve yaşama katacak mizah bulmak. Bir rüyanız olmalı mutlak. Rüyalarınızı kaybettiniz mi, ölürsünüz. Etrafımızda dolaşan pek çok kişi aslında ölü ve bundan kendilerinin bile haberi yok. Yaşlanmakla, büyümek arasında çok büyük bir fark vardır… Eğer 19 yaşındaysanız ve bir yıl hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey üretmeden bir yıl sırtüstü yatarsanız, sadece bir yaş yaşlanır, 20 olursunuz. Ben 87 yaşındayım ve ben de bir yıl hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey üretmeden sırtüstü yatarsam, 88 yaşımda olurum. Herkes bir yılda bir yaş yaşlanır. Bunun için özel bir yetenek ya da bilgiye ihtiyaç yoktur. Oysa bir yaş daha büyümek için, mutlak bir şeyler yapmak, üretmek, kendini geliştirecek fırsatları bulmak ve kullanmak gerekir. Asla pişman olmayın. Biz yaşlılar, genelde yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan pişman oluruz çünkü. Ölümden korkan insanlar, pişman olanlardır. Pişman olmaktan korktukları için hiçbir şey yapmayanlardır.'
HUZUR İÇİNDE ÖLDÜ
Ders yılı sonunda Rose, yıllarca önce başlayıp, yaşam mücadelesi içinde ara vermek zorunda kaldığı üniversiteyi derece ile bitirdi… Mezuniyet töreninden bir hafta sonra, uykusunda, huzur içinde öldü. Cenaze törenine 2 binden fazla üniversite öğrencisi katıldı. 'Yapabileceğimiz her şeyi yapmak için asla geç olmayacağını' hepimize hem de nasıl öğreten bu muhteşem kadının anısına layık bir törendi bu. Rose'un öğretisi aslında dünyanın bütün üniversitelerinde zorunlu ders olmalıydı: 'Çok Geç Diye Bir Zaman Yoktur'
FOTO ŞAKA
ESOGÜ Rektörü Hasan Gönen: Ruhsar Hanım bu yıl yapılacak Rektörlük seçimlerinde yeniden adayım.
MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel: Hasan Bey, Hastanede malzeme alımı karşılığında inşaat yaptırdığınız firmalar ve ameliyathanelerde pasta yiyen çalışanların oylarıyla bu iş oluyorsa, Rektörlüğünüz şimdiden hayırlı olsun. Eğer onlar oy vermiyorsa, yeni dönemdeki Rektörlüğünüzün üzerine şimdiden bir bardak soğuk su için.
Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna: Bizim danışmanın eşine torpilli atama yaptırdığım için Rektöre bir şey söyleyemiyorum. Ama Ruhsar Hanım lafı öyle bir çaktı ki, yankısı Aksaray'dan duyuldu.