Halk arasında 'Arkamdan incir gelmeseydi beni yiyen herkes incecik olurdu' derdi, dili olsaydı kirazın denir. Tadı ve yaz aylarında susuzluğa iyi gelmesi nedeniyle her yaştan insanın zevkle tükettiği bir meyvedir. Çoğunlukla taze tüketilen kiraz, özellikle pastacılıkta çok kullanılmakta, bunun yanı sıra komposto, meyve salatası, dondurma, tart, sufle, kek, puding, likör içinde ve Giresun yöresinde kavurması yapılarak tüketilmektedir.
Kirazın kökünden pipo yapımında, zamkından şapka ve kumaş endüstrisinde, ağacının kabuğu, yaprakları, sap ve çekirdeklerinden tedavi amaçlı olarak yararlanılabilmektedir. Kirazın içerdiği A vitamini göz, karaciğer ve cilt dostu, C vitamini, antosiyaninler ve fenoliklerle kanser önleyici, B1, B2 ve B6 ile metabolizmada besin maddelerinin enerjiye dönüşmesine yardımcıdır. B6 ve C vitamini yanında demir mineralini de içerdiği için kan oluşumuna katkı yapmaktadır. Kirazın sahip olduğu fosfor diş sağlığını ve sinirleri güçlendirir. Potasyum, fenolik maddeler, lif, magnezyum içeriği ile kan basıncı yani tansiyonun ve kolestrolün sağlıklı seviyesini korurken, kalp sağlığının korunmasına da yardımcı olmaktadır. Potasyuma ek olarak magnezyum da içermesiyle hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme nedenli veya antrenman sonrası ve otuz yaşından sonra artan kas ve kemik ağrılarını azaltmaktadır. Kirazdaki karbonhidratlar komplekstir ve lif içeriği yüksektir bu da tansiyon, şeker ve kolestrolü dengelemekte, bağırsak ve sindirim sistemini düzenli çalıştırmaktadır.
Kiraz meyvesinin bileşimi meyvenin olgunluk derecesine, çeşidine, çevresel etmenlere, yetiştirme şartlarına göre değişim göstermektedir. Taze olgun kirazlar su, karbonhidratlar (şekerler), pektin bileşikler, antosiyaninler, fenolik maddeler (flavanoller, fenolik asitler), terpenler, melatonin, fitosteroller, inorganik bileşikler, organik asitler içermektedir. Kirazın güzel kırmızı rengini veren, antosiyaninlerdir. Antioksidan kapasitesi yönünden en yüksek on meyve arasında yer almaktadır. 20 kirazda 12-25 mg arasında antosiyanin olduğundan ağrı kesici etkisinin aspirinden 10 kat yüksek olduğu belirtilmektedir. Antosiyaninler glikoz emilimini kontrol ederek diyabet riskini önemli ölçüde düşürmekte, hipertansiyonu ve iltihabı azaltmakta, ülseri tedavi etmeye yardımcı olmaktadır. Kirazda bulunan ve bir tür meyve şekeri olan levüloz, kolay sindirilebildiği için bu meyveyi şeker hastaları rahatlıkla tüketebilmektedirler. Bu meyve aynı zamanda bu hastaların tüketmesine uygun düşük glisemik indekse de sahiptir.
Hafıza kaybını önleyerek, beyin hücrelerinin yavaşlaması, yaşlanması, hasar görmesinden kaynaklı Alzheimer hastalığını önlemede yardımcı olmaktadır. Kirazda bulunan flavonoidler içinde yer alan diğer fenoller, vücudu serbest radikallere karşı da korumaktadır. Kirazın içerdiği kuersetin güçlü bir antioksidan olup, damar tıkanıklığı, kalp krizi ve inme riskinin azalması ile ilişkilendirilmektedir ve alerji engelleyici bir antioksidandır. Kiraz kuersetince zengin olmasıyla, akciğer kanserine karşı koruyucu olması yanında içerdiği ellagik asit ve perilil alkol ile de kanser engelleyici olabilmektedir. Melatonini doğal olarak bulunduran meyvelerden olan kiraz, uyku artırıcı özelliği yanında, uyku döngülerini düzenlemeye de yardımcı olur. Serbest radikalleri yakalayıcı antioksidan yeteneği, E vitamininden daha yüksektir. Çünkü melatonin hem suda hem yağda çözünmektedir. Kiraz ruh halini ve kaygıyı azaltan seratoninin de kaynağıdır ve melatoninle birlikte çalışmaktadır. Kiraz, yapısında bulunan kinik asit yardımıyla böbreklerde ve safra kesesinde kum ve taşların oluşumunu önlemekte ve varsa dökülmesine yardımcı olmaktadır. İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz, böylece vücudu zararlı maddelerden temizlemektedir.
Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için artrit (romatizma), gut hastalığı, eklem kireçlenmesi ve damar sertliğine karşı fayda sağlamaktadır. Kiraz sapı polifenolik maddeler ve potasyum minerali bakımından zengin içeriğe sahip olduğundan, bu saptan yapılan çay idrar söktürüp, idrar enfeksiyonlarını giderilmesine ve böbrek sağlığına yardımcı olmaktadır. Kiraz, menapoz döneminde bulunanlar için ve nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olduğundan sigara içenler için yararlı bir meyvedir. Ancak bağırsakları zayıf ve yüksek tansiyon sorunu olanların kirazı dikkatli tüketmeleri gerekmektedir.
Günde 12-13 meyveden oluşan bir porsiyon kiraz tüketmek ve günlük meyve tüketimini aynı mevsimin diğer değişik meyveleriyle tamamlamak gerekir. Kirazın kompostosu yapılıp kavanozda, konserve olarak veya çekirdekleri çıkarıldıktan sonra dondurucuda saklanabilir. Bu saklanma ile az da olsa içeriğindeki bazı maddeler azalabilmektedir. Tüm meyvelerde olduğu gibi yemekten hemen sonra değil, ara öğünlerde yoğurt, süt veya birkaç kuruyemişle tüketilmesi sağlığa daha yarayışlıdır. Aşırı tüketiminde midede şişlik, ekşime, yanma ve bulantıya yol açabilir.