Korkulu sezon geçirdiğimiz sene transfer tahtasının açılması ile birden bire hedefin değiştiğini söylemeye başlayanlar sanırım gerçeklerle yüz yüze gelmeye başlamışlardır. Israrla söylediğimiz gibi Eskişehirspor'un matematik olarak play off'lara kalması olasılığı var desek de, bunun çok ama çok zor olduğunu söylemiştik. Fikstür olarak ilk haftalar güçlü rakiplerle maçımız var ama yeni kurulan takım, maç eksiği olan futbolcu sayımız çok fazla olduğu için, bu maçlardan puan almanın zor olacağını belirtmiştik. Gençlerbirliği maçındaki skor herkesi aldattı. Unuttuğumuz nokta ise o haftalarda Gençlerbirliği takımının içindeki Teknik Direktör ve futbolcu arasındaki uyuşmazlığı ve bizim takımın aylardır futbol oynamayan futbolcu grubunun sahada olma arzusu 3 puanı getirmişti. Bu arzu ve istek devam edebilseydi farklı konuşabilmek mümkün olabilirdi. Bunun için teknik direktörün çok iyi bir karma yapması gerekiyordu. Kadro oluşturmakta tersi tutum sergilemesinin mantıklı olduğunu düşündüğümüz, Teknik ekibimiz tercihini maalesef gençleştirmeden yana kullanmadı. Saha da futboldan maddi beklenti dışında hiç bir beklentisi kalmayan, yaşlı ve yabancı futbolcu grubu ile mücadele ediyoruz. Bunu da sağlayamazsak sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız.
Hatayspor maçının sonunda kamuoyundaki yansımalar pek iç açıcı değil. Bir çok spor yorumcusu arkadaşımız ve basın yayın kuruluşları bu eleştirilerin sonucu hedef tahtasına oturtulmaya çalışılıyor. Bizler ise saha dışında, içinde ve sonunda gördüklerimizi, dinlediklerimizi yazıyoruz. Eskişehirspor'un menfaatine olan her şeyinde arkasında oluruz. Yanlışı da söylemekten çekinmeyiz.
Bunların neticesinde Denizlispor maçından sonra gençlerin takımdan kesilmesinin, sahada koşu mesafelerine ne kadar etkisi oldu, bunun istatistiğini tuttular mı?
Gençlerimize ciddi takımlardan teklifler var derken acaba oynatılmayan gençlerin kaç paraya satılacağını tahmin ediyorlar? Ya da pazarlıklar şimdiden bitti de, piyasaları artmasın diye saklanıyorlar mı?
Hocamızın maç sonunda ilk 6 ya oynayan takımları bitirdik derken acaba puan sıralamasını incelediler mi? Ümraniye, Osmanlı ve Altınordu aynı puanla kaçıncı sıradalar? Bizler de takımla ilgilerinin ancak bu kadar olduğunu görüyoruz. Ve sonuçta endişeye kapılıyoruz.
Bunları da sormak bizlerin en doğal hakkıdır. Elbette gene bizlere saldıranlarınız olacaktır. Bize adamlığı ve sabrı değil, gidişatı anlatın. Siz bu gidişattan memnunsanız bizlere gene kızabilirsiniz ama değilseniz o zaman sizde şapkanızı önünüze alıp düşünmeye başlayın. Bizim derdimiz kişiler değil, Eskişehirspor'un başarısı ve bekasıdır. Buraya yüzlerce teknik direktör gelir gider, ama biz baş başa kalırız, herkes aklını başına alsın. Şimdi birbirimize saldırı değil, kenetlenme zamanıdır. Biz ondan sadece saha da işine dönmesini istiyoruz. Yemek organizasyonları bitti ise artık takımla ilgilensin, çünkü gidişatımız hiç iyi değil. Küme düşme hattında olan bir Eskişehirspor var. İşin şakası yok!
Yazıma son verirken naçizane bir hatırlatmam da yönetime olsun. Ağaçlar önce içerden kurtlanmaya başlar, mevsiminde ilaçlayamazsan kurumaya başlar. Sorunu dışarıda değil, içeriden aramaya başlayın. Önlemlerinizi buna göre alırsanız yakın zamanda düzlüğe çıkarız. Ligin boyu kısalıyor ve sonlara yaklaşıldıkça çirkin oyunlar oynanmaya başlar. Aman dikkat!