TFF 3.Liginin ilk yarısın son maçında evimizde Nevşehir Belediyespor'a mağlup olarak ilk yarıyı 10 puanla tamamladık.
17 maçlık periyod da sadece bir maçı evimizde, bir maçı da deplasmanda kazanabildik.40 yılı aşkındır tribünlerdeydim. Maç sonu giriş kapılarına doğru yürürken taraftarın birbirleri ile tartışmasına kulak verirseniz sorunun nerede olduğunu az çok anlarsınız. Birçok kişi futbolcuların yeteneksizliğinden söz ederken, bazı taraftarların ise 'Kim yönetecek'demesi bana göre işin can alıcı noktasıdır. Eskişehirspor amatöre düşüyor bazıları hala 'kim yönetecek'diyor.İşin bir de en vahim tarafı 'transfer açılsa bile düşeriz boşuna borçlanmıyorum' diyenler var. Puan tablosuna bakarsan aradaki farkın 6 puan olduğunu göremeyecek kadar cahil misin? Amatöre düşüyorsun arkadaş siz şaka mısınız?
Bu soruyu sormak için ortada elle tutulur bir başarı olması gerekir. Ama orta da başarı yok.Takım 4 yılda üst üste 4 kere küme düşerken başarılıyız diyebilir misiniz?Transferimi açtınız da mı 'kim yönetecek' diye soralım. Bunu ancak transferi açan Kaan Ay için diyebilirdik. Şimdi ne için sabır göstereceğiz. Başımıza daha kötü ne gelebilir. Küme düşüyoruz. Kimin yönettiği önemli mi? Takımı deplasmana götürmek, tesislerde yemek çıkması başarı mıdır? Çıksa da düşüyorsun, çıkmazsa da düşüyorsun. Yani profesyonel bir takımın yaşayabileceği en kötü şeyi yaşıyorsun. Buradan mı 'Kim yönetecek'diye başarısızlığı kabullenelim. Sonra maç çıkışı merdivenlerde 'kim 250 milyona borcun altına girer arkadaş' diye birbirlerine soruyorlar. Bu algıyı nasıl yaratıyorsunuz anlamıyorum. Taraftarların arasında 15 yönetim vealt Kurullar için asil ve yedek yöneticileri kura ile belirlesek onlarda bundan farklı olmazdı.
Hangi umuda ve hangi kritere dayanarak buradan kümede kalmayı düşünüyor ve hangi hayal tacirliğine kapılarak hala göreve devam ediliyor ben açıkçası çok merak ediyorum. Hafta içi verilen beyanatlar son derece düşündürücü 150 ila 250 Milyon'a transferin borcunun kapatılabileceğini söyleyen beyanatlar gördük. Daha kongreden önce 50-60 milyona sportif aileye borcun kapatılabileceğini söyleyenler sizler değil miydiniz?Ne değişiyor. Göreve talip olmak isteyenler varda onların mı gözünü korkutuyorsunuz?Nereden bakarsanız bakın, talihsiz ve çelişkili beyanatlar var. Hani 'Kasım ayında sürprizimiz var' diyenler nerede? Aralık ayı da bitiyor, hala sürpriz göremedik. Hayaller ve hayatlar arasında gidip geliyoruz. Yarın hayaller biter, gerçeklerle yüz yüze geliriz o zamanda tarihe kara leke olarak geçersiniz.
FİFA'nın son açıklamasına göre, aynı şehirde, aynı renkleri olan, aynı stadyumu paylaşan tüm takımların borcu yeni takımı da bağlar diyor. Yani verdiği karar ile Bucaspor'un borcunu Buca 1928'e aynen devretti. Açıkçası buYeni Eskişehirspor ve Eskişehirspor FK kurma hayali kuranların rüyasını da bitirmiş oldu.
Hepiniz sevdiğimiz kişilersiniz, gayretinize ve iyi niyetine şüphemizde yok. Fakat olmuyorsa kenara çekilmesini de bilin artık. Hedefiniz küme düşürmekse bundan vazgeçin. Hala bizim bir umudumuz var, bari onu öldürmeyin.
1990'lı yıllarda alt liglerde sürünürken, Eskişehirsporyönetimi kulübün anahtarını, temayüller gereği o zaman ki belediye başkanı rahmetli Selami Vardar'a teslim etmişlerdi. Selami Vardar'da yine o zamanki emniyet müdürü rahmetliAtilla Aytek'le beraber bir süre kulübü yönettiler. Ben her zaman Eskişehirspor'a devlet eli değmeden bu kulüp düzlüğe çıkmaz derim. Şimdi yasalar aslında belediyelere profesyonel kulübe destek olmayı engelliyor. Fakat hiçbir şey yapamıyorsanız bu kulübü şehrin mülki amirlerine devredin. Ama içinizdeki siyasi fikirlerinizi bir kenara atarak yapın bunu. Siz işin içinden çıkamıyorsanız bırakın onlar uğraşsın. Hiç kimse devletten büyük değildir. Bilmem anlatabildim mi?