Sevgili okurlar,
Yüce Yaradan tüm mahlukatın arasında en şerefli varlık olarak insanoğlunu yaratmış başka yaratıklardan farklı olarak da onlara birçok meziyetler vermiş bunların başında da merhamet gelir.
Mesela en büyük delil şu hadis ile belirtilmiştir; “Merhamet etmeyen bizden değildir.” İşte yüce Peygamberimiz (AS) Allah katında merhametin ne kadar büyük bir yer tuttuğunu bu hadis ile bildirmiştir. Demek ki hangi milletten hangi ırktan olursa olsun bir insanın merhameti yoksa o insan Müslüman da değildir. Merhametli olmak başkasının acısını, ıstırabını hissedebilmektir.
Bu duygular eyleme dönüştüğünde merhamet gerçek manasına kavuşur. İslam’a göre Allah tarafından yaratılan büyük, küçük her varlık bir öz değer taşır ve merhameti hak eder. Yeryüzündekilere merhamet gösteren insan oğlu ise ödül olarak Allah’ın merhametini kazanır.
Merhametin zıddı ise zulüm ve şiddettir ve İslam’da kesin bir dille yasaklanmıştır. Diğer yandan peygamberimizin savaş gibi şiddetin zirveye çıktığı bir ortamda bile hukuka ve ahlaka uyulmasını emretmesi, esirlere iyi davranılmasını istemesi, yaşlıların, kadınların, çocukların ve din adamlarının savaşta öldürülmesini yasaklaması, son derece önemlidir.
Savaş meydanlarında bile şiddeti ve vahşeti kabul etmeyen bir dinin mensupları olarak bizlerinde aynı yaşam biçimini benimsememiz mutlak surette elzemdir. Yüce Rabbim Bize merhametiyle muamele eylesin.