İnsanlar bir arada yaşamak mecburiyetinden dolayı, yaşamaya değer bir hayatın nasıl olması gerektiği konusunda farkı düşünce ve fikirlere sahiptir.

. Düşünce ve fikirleri birbirine benzer, yakın olan insanlar bir araya gelirler ve siyasal partiler ortaya çıkar.

Bugün Türkiye’de 140 üzerinde parti olsa da, çoğu birbirinin benzeri veya taklidi olduğunu da bu arada hatırlatmış olalım.

Çok genel tanımlarla partiler,

Sağ partiler, sol partiler ikiye bölünebilir.

Sağ partiler de, merkez sağ, milliyetçi sağ, liberal sağ, dindar sağ ve ırkçı sağ partiler,

Sol partiler, merkez sol-sosyal demokrat, sosyalist sol, komünist sol, çevreci sol partiler.

İnsanlar aile veya çevresinin -okul, topluluk, arkadaş- etkisiyle bir partiye meyillidir, ya da az çok aşinadır. Bazıları ise, okuduğu kitaplar ve kültürel olaylar sonucunda kendi aile ve çevresinin tam karşısında farklı bir yönelim gösterebilir.

Seçim zamanlarında bu eğilim ve tercihlerine göre seçme ve seçilme hakkını kullanır.

Bu esnada seçtiği kişiyi irdeler, onu takibe alır ki, “seçilmenin” cazibesine kapılıp, büyük bir hevesle o da katılmak “seçilmek” ister ve bir partiden bir yerlere aday olur.

Burada da bir genelleme yapacak olursak;

Yaşamaya değer bir hayatın kurulmasında fikirlerini hayata geçirebileceği için kendisinin de üstüne düşen görevler olduğu bilinciyle partisinde aktif siyasete girer. Onun için partili olmak onurlu ve yüce bir iştir. Öncelikli görevi partisini, yerel veya genel iktidara taşımaktır.

Bu tip partililere, siyaset bilimcilere göre; “siyaset için yaşayanlar”dır. (“İktidardan haz alırlar ya da hayatlarının amacı olan, bir davanın, amacın peşinde koşanlardır. İlgili kişiler, ekonomik olarak bağımsız olmalılar ki rahatlıkla siyaset yapabilsinler”)

Başka bir grup insanlar, çok değişik zamanlarda, güncel siyasi gelişmelere veya konjektüre göre ara sıra siyasete girip görev almak isterler. Bu grup, genelde siyasetin belirleyicisi de olabiliyor. Çünkü aşağı yukarı politize olmuş seçmenler bilinebilir, alınabilecek oylar hesap edilebilir, ama ara sıra bu işe seçmen veya seçilecek kişiler olarak siyasete katılan bu insanlar tercihleri çok bilinmediği için, ilginç seçim sonuçları ortaya çıkabilir. Bu topluluk seçimlerin kaderini değiştirip, tüm seçmenlerinin hayatlarını etkileyebilmektedir.

Bu gruba da siyaset bilimciler, “ara sıra siyaset yapan kişiler”, “Kişiler gerektiğinde oy kullanır, politik/siyasi katılım sağlar ama hayatlarının merkezinde politika/siyaset yoktur.” olarak tanımlar.

Bir başka grup ise, meslek sahibi kişilerdir. Günümüz Türkiye’sinde artık her meslek grubu, esnaf, tüccar, gazeteci, sanatçı zaman zaman siyaset ile ilgilenir, üye olur, yönetimlerde görev alır, hatta üst düzey görevlere gelebilir. Milletvekili, belediye başkanlığı gibi. Bunların içinden tutunabilenler kalır devam eder, tutunamayanlar da hiçbir iz bırakamadan unutulur giderler.

Siyaset bilimciler bu grubu, “siyaseti ikincil bir görev olarak yapanlar”, “Asıl olarak başka işleri ve uğraşları olan ama aynı zamanda siyasi üyelikleri bulunan kimselerdir. Örnek; kişinin mesleği, doktorluk ama aynı zamanda bir siyasi partiye de üyedir.” Olarak tanımlar.

Bazıları da, siyasete girmeyi çıkar elde etme aracı olarak görüp, parti fark etmeksizin bulduğu boşluktan yararlanıp hemen içeri girmeye çalışır. Elinde parası da varsa, ileride nasıl olsa daha fazlasını elde edeceği bilinciyle, yatırım gibi değerlendirip parayı da harcayarak içeri girer.

Bu tiplere de siyaset bilimciler; “siyasetten yaşayanlar”, (Siyasetin sırtından geçinen kişilerdir. Siyasetten ekonomik gelir elde ederler”) olarak tanımlar.

Bu genel tanımların içinde değerlendirilip de, ayrıca çok uç örneklerde vardır.

Örneğin, siyasetle hiç ilginiz olmadı, hep uzak durdunuz ve siyasetle ilgili hiçbir hikâyeniz olmadığı gibi pratiğiniz de yok,

Hele hele şöhret olmak için hiç değil, çünkü yeteri kadar şöhretiniz var, herkes sizi tanıyor,

Şehrin sayılı iş insanlarındansınız, maddi olarak hiçbir kaygınız yok, yani siyasete çıkar amaçlı olarak ta girmiyorsunuz, çünkü hiç ihtiyacınız yok, yani siyaseti iş olarak yapmayacaksınız,

Peki, neden siyasete girmek istersiniz ki?