İl Kongresi-3

CHP kongreler sürecini değerlendirmeye devam ediyoruz. İl Başkanı Talat Yalaz, Eskişehir sorunları üzerinde epey politik değerlendirmeler yaptı, aktarmaya devam ediyoruz.

“Bu konseyde Eskişehir’in sorununu çözeceklermiş. Eskişehir'in sorununu Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce’nin, diğer belediye başkanlarımızın, diğer iradelerin olmadığı bir oluşumla çözemezsiniz!

Kuzey Çevre Yolu’nu yaptılar mı?

Kentsel dönüşümde, Gündoğdu’da, Küçük Sanayi’de bir çivi çaktılar mı?

Millet bahçesinin otunu biçemiyorlar. Şehrin göbeğindeki parkı kuruttular. Hatboyunda DSİ’ye ait olan alanlara bakın. Rezil rüsva ettiler oraları.

Değerli yol arkadaşlarımız, biz bu şehirde belediyecilik dediğimiz zaman, yola çıktığımız zaman vizyonu, misyonu ortaya koyduk. Tam da Yılmaz Hocamızın da aramıza katıldığı bu konumda bu vizyonu ve misyonu Eskişehir’in ruhuyla birleştirdik.

Eskişehir’in ruhu vardır. Ve bu ruhun mimarları hem belediye başkanlarımız hem de oy tercihleriyle Eskişehir’in kendisidir. Mevkidaşım yayına çıkıyor, bir programa ve diyor ki, heykel belediyeciliği diyor, sanatı, vizyonu, heykel belediyeciliği diye niteliyor.

Yine diyor ki, Büyükşehir Belediyesi’nin önündeki iki aslan heykeline evet gerçekten dedi, Rotary aslanı diyor. Eskişehir’in eski adı Dorylaion’dur.

Dorylaion, aslan demektir. Hadi şehrin kültürünü, şehrin tarihini bilmiyorsun. Yahu aslan deyince hangimizin aklına rotary aslanı gelir? Aslan deyince ormanların kralı olan aslan gelir. Hiçbir şey gelmiyorsa Allah’ın aslanı Hazreti Ali gelir”…

“Değerli yol arkadaşlarımız, inanın mücadele etmekte zorluk çekiyoruz”…

“Biz vizyon diyoruz, misyon diyoruz, dengeli kalkınma diyoruz. Şehir kültürü ve şehir mirası diyoruz. Türkiye’nin şehri Eskişehir diyoruz. Tüm Türkiye’deki her şehir Eskişehir gibi olsun diyoruz. Vizyon ortaya koyuyoruz, O Rotary diyor, İlluminati diyor, duba diyor. Bizle onların farkı budur. Biz vizyon ortaya koyarız. Onlar hamaset ve dedikodu, komplo teorisi üretir. Hiç şüpheniz olmasın. Yüz kere daha seçime girsek, yüzünde de bunları yeneriz”…

.

Kongrede, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce; kongreden sonra beyaz bir sayfa açıp, iktidar olmak için konsantre olmanın önemine vurgu yaptı. Ayşe Başkan politika ve siyasetin içinden gelen biri. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği döneminde siyaset işinin çok çok içindeydi, yani siyasetin yönetim işi olduğunu ve bunun yerel yönetimler düzeyinde en iyi bilen insandı, kısaca, zaten büyükşehir belediyesini yönetiyordu.

Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanı olunca da, Eskişehir’in ilk kadın belediye başkanı olarak, Cumhuriyet kentinin, “Cumhuriyet kadını belediye başkanı” ona çok yakıştı ve politik adımlar atmaya başladı. Yaptığı belediye hizmetleri yanında politik kararlar alarak, Kent Lokantalarını, emekliler için “Emek Kafe”, “Halk Et” gibi hizmetleri hayata geçirdi. Daha başka birçok hizmet. Bunların çoğu politik kararlar ve uygulamalardı. Politikanın sadece söylem olmadığını, yaptığı belediye hizmetleri ile gerçek politikanın ne olduğunu bilerek, büyük bir özgüvenle kongre konuşmasına başladı.

Değerli yol arkadaşlarım on dört ilçemizin kongrelerini tamamladı. Bugün de il kongremizi tamamlıyoruz. Eğer bu kongrelerde kırılan, dökülen ya da herhangi bir nedenle birbirine küsen, gücenen varsa da bugün bizim Eskişehir ilde bembeyaz sayfa açtığımız bir gün olsun. O tarafı kapatalım. Sayfanın o itirazlarını, kapatalım. Bugün beyaz bir sayfayla iktidara merhaba diyelim, var mıyız? Beyaz sayfayı açıyor muyuz?

Bizim yolumuz artık iktidar yolu ve biz iktidarın hızla bize geldiğini biliyoruz. Çünkü Nazım Hikmet'in de bir şiirinde söylediği gibi “yürekleri sağır olmuş” diyor ya, iktidarın yüreği sağır olmuş. Halkın sesini duymuyor, sokağın sesini duymuyor. İşte buradaki herkes il başkanlarımızdan, belediye başkanlarımızdan, ilçe başkanlarımızdan, gençlik kadın kollarımıza kadar herkes sokaklarda değil mi? Herkes çalışıyor. Eskişehir'in girmedik hiçbir sokağımı bırakmıyor. Bugün evvel çok çalıştık. Bugünden sonra daha çok çalışacağım.

Değerli yol arkadaşlarım işte o sokağa çıkılsa, yüreklerinin kulakları sağır olmasa, sokaktaki emeklinin çaresizliğini duysalar asgari ücretlinin umutsuzluğunu görseler… Sabah beslenme çantası okula boş giden çocuklar var. Onların gözyaşını görseler, gençlerin elleri bavulda yurt dışına “ne zaman gideriz” diye beklediklerini görseler sokaktaki o umutsuzluğu, o çaresizliği görseler işte o zaman o sesi dinleseler işte o zaman belki başarılı olacaklar ama nafile Cumhuriyet Halk Partisi tam da bunu yapıyor.

Eskiden Cumhuriyet Halk Partisi için “salon partisi” denirdi. “Salonlara hapsedilmiş, dört duvara hapsedilmiş” denirdi. Artık Cumhuriyet Halk Partisi her gün sokaklarda, her gün meydanlarda, her gün mitinglerde… Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel, tutuklu belediye başkanlarımızın hakkını savunmak için sadece belediye başkanlarımızın değil; demokrasi isteyen ve tutuklu olan herkesin hakkını savunmak için haftada 2 defa miting yapıyor. Kendisine güç kuvvet diliyoruz. Ekip arkadaşlarına saygılarımızı sunuyoruz.”

Değerli yol arkadaşlarım bugün programımızı tamamlayacağız ve Talat Yalaz Başkanımızın ekibini ve ilgili kurulları seçeceğiz. Sonra kurultayımızı yapacağız. Parti programımızı geçireceğiz. Biliyorsunuz gölge bakanlarımız uzunca bir süredir her bakanlık için ayrı ayrı çalıştılar. İktidara geldiğimizde önümüzdeki yol haritasını belirlediler. Bunlar açıklanacak ve bizler, örgütler buradan -özellikle Eskişehir'den- ve bütün illerimizden 81 ilden o çoban ateşini yayarak tek tek mahallelere, sokaklara gidip parti programımızı anlatacağız. Asla yorulmak yok, yılmak yok, inançla çalışmaya devam edeceğiz ve arkadan erken seçim gelecek. Erken seçimde de cumhurbaşkanımızı seçip Çankaya Köşkü'ne göndereceğiz.”

Değerli yol arkadaşlarım, tarihi bir dönemin eşiğinde bulunuyoruz ve hepimizin tarihi sorumlulukları var. Tarihin doğru tarafında duruyoruz. O yüzden mücadelemizi, gücümüzü halktan alıyoruz. Halk için iktidara geleceğiz. Halk için çalışacağız. Bu ülkenin yeraltı, yerüstü bütün zenginliklerine halkın hizmetine sunacağız.

Bana bazen diyorlar ki; “İktidara gelince işiniz çok zor. Ülkenin kaynakları tükendi, ülke fakirleşti, yoksullaştı, enflasyon aldı başını gidiyor, ülkede adalet kalmadı, bütün kurumları çürüdü, siz nasıl başarılı olacaksınız? diye. Ben de diyorum ki bizim ilk yapacağımız iş adaletin hukuku yeniden tesis etmek. gerisi Çorap söküğü geri gelir. Bir ülkenin en çok ihtiyacı olan şey demokrasinin en çok ihtiyacı olan şey adalet. Biz adaleti pamuklara sarıp o kadar güzel bakacağız ve adaletin bütün kurumlarını tekrar geri getireceğiz. Eskisinden de daha iyi olacak. Adalete güvenen bir ülke adalete güvenen bir halkın önünde hiç kimse duramaz. Adaleti tesis ettikten sonra gölge bakanlarımızın hazırladığı programla ülkemizdeki tüm sorunları tek tek çözeceğiz. İnançlıyız, umutluyuz, gayretliyiz. Normalde il başkanımız seçim dönemi boyunca hep “biz kazanacağız” demişti. Kendisi aday olduğu için belki onu nezaket gösterdi, söylemedi. Onun yerine ben söylemiş olayım. Biz hep beraber bu salondan söylemiş olalım, “biz kazanacağız” diye. Yolumuz yolunuz açık olsun. Ayağınıza taş değmesin. Örgütümüzü çok seviyoruz. İktidar yolunda hep beraberiz. Biz birliğiz. Çok çalışacağız.”

Ayşe Başkan hukukçu kimliğinin verdiği deneyim ve birikimle ülkede adalete güvenmenin her şeyin temeli olduğunu önemle tekrar vurgulamış oldu. Bu güne kadar başka bir siyasetçiden hiç duymadığım şu cümleyi de tekrar tarihe not düşelim.

“Biz adaleti pamuklara sarıp o kadar güzel bakacağız ve adaletin bütün kurumlarını tekrar geri getireceğiz”

-sürecek-