Bildiğiniz üzere 2025 yılı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla ‘Aile Yılı’ olarak ilan edilmişti. Bununla beraber Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Aile Yılı projesinin kapsamı duyurulmuştu.
★
Bu noktada çeşitli hedefler belirlendi.
Bu hedeflerden bir tanesi de ‘sağlıklı nesiller yetiştirmek’ oldu.
Düşünce güzel, hedef doğru; peki, 2025’i geride bırakmamıza sayılı günler kala söz konusu hedefe ulaşılabildi mi?
Veyahut uzun vadede hedefe dönük ne gibi çalışmalar yapıldı?
Geniş çerçeveden baktığımız zaman Aile Yılı projesinin sınıfta kaldığını ifade etmek zorundayım.
★
Dedim ya, hedeflenen pek çok başlık var.
Bu başlıklardan hiçbirinde istenen başarı kaydedilemedi.
Ben, bugün, ‘sağlıklı nesiller’ başlığını gündeme getirmeyi tercih ettim.
Bu anlamda şunları söyleyebilirim:
- Trading Economics verilerine göre, Türkiye’de gıda enflasyonu 2025 itibarıyla yüzde 80’in üzerinde. Bu oran, temel gıda ürünlerine erişimi bir hayli zorlaştırdı.
- Erciyes Üniversitesi’nin yayımladığı ‘Obezite ve Yoksulluk: Türkiye Örneği’ başlıklı makalede ise gelir düşüklüğüyle dengesiz beslenme arasında doğrudan ilişki bulunduğu savunuluyor.
- FAO ve TÜBİTAK verileri, düşük gelirli hanelerde protein tüketiminin azaldığını, karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin arttığını belirtiyor. Dahası, sağlıklı beslenme eğitiminin müfredatta sınırlı olduğu ve kamu hastanelerinde beslenme danışmanlığının yetersiz kaldığı vurgulanıyor.
★
Özetle…
Yurttaşlarımızın büyük bölümü düşük ücretlerle yüksek enflasyonun altında eziliyor, yaşam mücadelesi veriyor. Öyle ki asgari ücret genel ücret halini almış durumda. Sağlıklı gıda, artık büyük bir lüks haline geldi. Böylesi bir ortamda çocuklarımızın sağlıklı beslenmeleri mümkün olur mu? Elbette olmaz.
O halde, Aile Yılı projesinin ‘sağlıklı nesiller yetiştirme hedefi’ tutar mı? Tutması olanaksız. Zira milim ileri gidemez.
★
Maalesef 2025 yılı, aileler için yoksulluk yılı oldu!
Endişem odur ki bu daha iyi günlerimiz…