Geçtiğimiz hafta sonu Tepebaşı Bölgesinde yaşayanlara adeta bir simülasyon yaşattı…
Eskişehir Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü (ESKİ)
“Susuz yaşama” simülasyonu…
Tahmin edeceğiniz üzere hiç hoş değil…
Yaklaşık 36 saat…
Yani bir buçuk gün…
Ancak şöyle bir gerçeği göz ardı edemeyiz…
ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, böyle bir kesintiyi isteyecek en son kişidir…
Ancak sonuçta genel müdür olarak bu onun sorumluluğu…
Üstelik birkaç gün önce yapılan Büyükşehir Meclisinde su fiyatları tartışılmışken…
***
ESKİ’nin yaptığı hizmetlerin ve yatırımların büyük çoğunluğu yeraltında…
Herhangi bir arızı durumunda hemen fark edebilmek kolay değil…
ESKİ’nin kesintiyi önceden kamuoyuna duyurması ne kadar olumluysa,
8 saat denilen kesintinin 36 saat sürmesi o kadar olumsuzdu…
O nedenle ESKİ biz gerekli uyarıyı yapmıştık diye işin içinde çıkamaz…
Arızanın beklenenden büyük olması ve uzun sürmesi istenilen bir şey olmasa da, küçük önlemler alınabilirdi…
Örneğin işin vehameti belli olduktan sonra,
Çeşitli mahallelere tankerlerle kullanma suyu dağıtılabilirdi…
Küçük de olsa,
Yaraya pansuman olabilirdi…
Bunların hiçbiri yapılmadı…
Hatta bir süre sonra bilgi paylaşmayı kestiler…
Zira herkes telefonlara sarılmış,
Ve görevliler tek tek herkese, aynı şeyi anlatmak zorunda kalmış olmalılar…
***
Eskişehir’in su ve kanalizasyon sistemi,
Rahmetli Selami Vardar’ın başkanlığı döneminde yapılmıştı…
Nereden baksanız 50 yıla yakın…
Şöyle bir elden geçirmek gerekiyor mu?
Elbette gerekiyor…
Ancak hem büyük maliyetler gerektiriyor,
Hem de şehrin pek çok noktasında sıkıntı yaratacağı kesin…
Trafik aksayacak,
Ticaret zarar görecek,
Belki de insanlar bir yerden bir yere gitmekte büyük sorunlar yaşayacaklar…
Bazı ülkelerde kanalizasyon sistemlerinin içinden kamyon geçecek şekilde yapıldığını biliyoruz…
Bunun bir nedeni olmalı…
O ülkelerde altyapı sistemleri 100-150 yıl rahatça kullanılıyor…
Arızalar daha kolay çözümlenebiliyor…
Elbette Eskişehir’de bunun gerçekleşmesi imkansız…
Hatta bir hayal…
Son bir şey daha;
Sanırım bu mağduriyet,
Bizlere susuz kalmanın dehşetini bir kez daha gösterdi…
Bu tür arıza ve kesintilerin daha sık aralıklarla gerçekleştiğini düşünsenize…
Hayat dayanılmaz olmaz mıydı?