Eskişehir’de bisikletli ulaşım konuşulmaya başlandığında, sohbetin rotası neredeyse hiç şaşmaz. Söz dönüp dolaşıp soğuğa, ayaza, kara, kışa gelir.

“Bu havada bisiklete binilir mi?” sorusu, çoğu zaman tartışmayı bitiren cümle olur.

Oysa Eskişehir soğuğa yabancı bir şehir değil. Ayazı serttir. Çocukluğumuzda Porsuk günlerce donardı. Kar yolları haftalarca terk etmezdi. Bugün o kışlar geride kaldı. İklim değişti, kışlar yumuşadı; ama soğuk hâlâ gerekçe olmaya devam ediyor.

Sabahları hava -5 derecelere kadar düşüyor. Bu gerçekten soğuk. Keyif için bisiklete binilecek bir hava değil belki. Ama ulaşım için?

Her gün işe bisikletle giden bir üniversite çalışanı şöyle anlatıyor:

Soğuk bahane gibi görünüyor ama aslında yürümekten farkı yok. Beş dakika sonra ısınıyorsunuz. Asıl mesele alışkanlık.

Benzer bir cümleyi öğrencilerden de duymak mümkün:

Otobüs beklerken durakta daha çok üşüyorum. Bisiklette en azından hareket halindeyim.”

Soğuk havada bisiklet kullanımı, çoğu kişinin sandığı gibi ekstra bir cesaret işi değil. Doğru giyinmek yeterli. Evden çıkarken rüzgârı kesecek, terletmeyecek giysiler seçiliyor. Birkaç dakika sonra vücut ısınıyor. Yol uzunsa, fazlası zaten sorun oluyor.

Kırk yaşlarında bir başka bisikletli bunu şöyle özetliyor:

Kışın en büyük hata kalın giyinmek. İnsan soğuktan değil, terleyip üşütmekten hasta oluyor.”

Elbette herkes için durum aynı değil. Kimisi soğuğa daha hassas. Kimisinin otomobil seçeneği var. Kimisi hâlâ toplu taşımayı tercih ediyor. Bunların hepsi makul. Ancak kent ölçeğinde bakıldığında tablo net.

Eskişehir’de yılın yaklaşık on ayında bisikletli ulaşım mümkün. Aralık ve Ocak aylarında sert kış kimi günler bisiklete izin vermiyor; ama bu istisna, kural değil.

Buna rağmen bisikletli sayısı kışın dramatik biçimde düşüyor. Bunun nedenini bir başka kullanıcı şöyle açıklıyor:

“Aslında soğuk değil caydıran. Yollar. Bisiklet yolları yetersiz, otomobil yolu tehlikeli.”

Bu cümle bizi işin bireysel tercih boyutundan çıkarıp kent politikalarına getiriyor. Bisikletli ulaşımı mümkün kılmak, yalnızca kullanıcıya bırakılacak bir mesele değil. Yaz kış güvenli ve işlevsel bisiklet yolları…

Biz yine soruya geri dönelim.

Bu soğukta da mı bisiklet?

Evet. Çünkü mesele yalnızca hava durumu değil. Alışkanlıklar, kent kültürü ve ulaşımı nasıl tanımladığımız meselesi.

Belki de doğru soru şu olmalı:

Bu kadar çok gün bisiklete binilebiliyorken, biz neden hâlâ bunu istisna sayıyoruz?