Eskişehir’de ulaşım denince akla önce tramvay gelir; hemen ardından da bisiklet. Son zamanlarda artık şehir “bisiklet dostu kent” diye anılır oldu.

Peki bu unvan gerçekten hak ediliyor mu? Özellikle de gençler, yani üniversite öğrencileri bu hikâyenin neresinde duruyor?

Kasım 2025’te Eskişehir Bisikletli Ulaşım Platformu tam da bu sorunun peşine düşmüş. Toplam 421 öğrencinin katıldığı kapsamlı bir araştırma, kentin genç bisikletlilerle ilişkisini rakamlarla gözler önüne seriyor. Raporun girişinde amaç berrak bir cümleyle dile getiriliyor:
Eskişehir’de üniversite öğrencilerinin bisiklet kullanım alışkanlıklarını, motivasyonlarını ve karşılaştıkları engelleri belirlemek.”

Ortaya çıkan tablo ise düşündürücü.

Potansiyel Var, Pedal Yok

Öğrencilerin %91’i bisiklet sürmeyi biliyor. Bu, bir şehir için altın değerinde bir potansiyel. Ama aynı öğrencilerin sadece %16’sı düzenli olarak bisiklet kullanıyor. Aradaki uçurum o kadar büyük ki, insan ister istemez “Bu gençler neden bisiklete yönelmiyor?” diye soruyor.

Oysa koşullar müsait. Öğrencilerin %63,7’si kampüse 5 km’den daha kısa bir mesafeden geliyor. Şehirde bisikletle 20 dakikada rahatlıkla alınabilecek bir mesafe bu. Bir bakıma Eskişehir, öğrencilerine “Bisikletle gel, tam sana göre bir şehir burası” diyor; ama karşılık bulamıyor.

Güzel Haber: Gençlerin Ayağı Yere Basıyor

Raporun bir diğer ilginç bulgusu ise yürüyüş ve toplu taşımanın gücü. Öğrencilerin %44’ü yürüyerek, %40’ı toplu taşımayla kampüse gidiyor. Yani gençlerin %85,1’i zaten sürdürülebilir bir ulaşım alışkanlığına sahip. Bu, birçok şehir için kolay elde edilemeyecek bir oran.

İronik olan şu: Sürdürülebilir ulaşıma yatkın bir gençlik var ama bisiklet bu tablonun bir parçası olmayı başaramıyor.

Paylaşımlı Bisikletler Neden Öksüz?

Daha da şaşırtıcı bir veri: Öğrencilerin %73,2’si şehirdeki paylaşımlı bisiklet sistemini hiç kullanmamış. Belki bisiklet yol ağındaki eksiklikler, belki de tramvayla bisikletin henüz aynı dili konuşamaması… Araştırma özellikle bisiklet–tramvay entegrasyonunun önemli bir eksik olduğunu vurguluyor.

Bir başka eksiklik ise bilgi. Belediyenin bisiklet projelerini öğrencilerin yalnızca %13,1’i detaylarıyla biliyor. Buna karşın %35,6 oranında bir kesim projelerden tamamen habersiz. Şehrin “bisiklet dostu” imajı ne yazık ki gençlere yeterince ulaşmıyor.

Çözüm Aslında Masanın Üzerinde

Araştırma yalnızca sorunları sıralamıyor, çözüm önerilerini de masaya koyuyor. Üstelik gayet makul öneriler bunlar:

● Üniversite bölgeleriyle kampüs arasında kesintisiz bisiklet güzergâhları oluşturmak,

● Kampüslerde daha fazla ve güvenli bisiklet park alanı sağlamak,

● Var olan güçlü yaya ve toplu taşıma alışkanlığını koruyup desteklemek,

● Öğrencilere yönelik farkındalık kampanyaları, uygun fiyatlı kiralama–satın alma destekleri, güvenli sürüş eğitimleri ve bisiklet festivalleri düzenlemek,

● Bisiklet sürmeyi bilmeyen %8,3’lük kesimi unutmayıp eğitim atölyeleri açmak,

● Paylaşımlı bisiklet sisteminde 1–3 km koridorlarında istasyonları artırmak ve öğrenciler için indirimli tarifeler geliştirmek,

● Ve en önemlisi: Tramvay–bisiklet entegrasyonunu nihayet hayata geçirmek.

Son Söz

Eskişehir’in bisiklet potansiyeli yüksek, gençleri hevesli, mesafeler uygun, hava çoğu zaman elverişli… Buna rağmen kampüs çevresinde pedal sesi hâlâ hak ettiği kadar duyulmuyor.

Bazen mesele bisiklet sürmeyi bilmek değildir; yolun seni çağırması, sistemin seni desteklemesi gerekir. Eskişehir’in gençleri bu çağrıyı duymaya hazır görünüyor. Şimdi sıra bu sesi güçlendirmekte.