Kuru tarım yapan bazı üreticiler, sertifikalı olarak satın alıp ektikleri buğday tarlalarındaki ürünü sanki çavdar ekilmiş gibi görünce, şaşkınlık içinde kalmışlar ve büyük bir telaşla ektiklerinden arta kalan tohumlara bakmışlar, kimisi yanlışlıkla buğday yerine çavdar mı verdiler diye hemen tohumluğu satın aldığı yere koşmuş, ancak ektikleri tohumun buğday olduğunu görmüşler.
Bu arada köy kahvelerinde görüş alışverişi yaparken, bazı yaşlıların ortaya attığı bir hurafenin gerçek olma ihtimalini tartışmaya başlamışlar. Yaşlılar, eskiden çok kurak olan yıllarda ekilen buğdayların çavdara döndüğünün görüldüğünden bahsedildiğini hatırladıklarını söylemişler. Şüphe içinde kalan günümüz üreticilerinden bana ulaşanlara, latife olarak “inek, keçiye dönerse, buğday da çavdara döner” dedim. Gülüştük. Ağlamak yerine!
Kimisinin ninesinin çeyiz sandığından çıkan, kimisinin bir yeri kazarken bulduğu küpten çıkardığı buğday tohumlarını ektiğinde elde ettiği süper verimden adeta dudaklarının uçukladığını, bundan başka çiftçilerin de yararlanmasını istediğinden(!) çok az miktarda olan bu tohumları çoğu hatıra binaen, kilosunu piyasa fiyatının 10-15 katına olarak satanları çok gördük.
Ekmeklik veya makarnalık kalitesi olmayan, sadece yem olarak kullanılabilecek olan “kaba tahıl veya İngiliz buğdayı” olarak bilinen ve bazen başakları dallanma yapabilen bir buğday türünü “Peygamber buğdayı” diye pazarlayanları da çok gördük. Bunlar birkaç yılda bir, başka başka yerlerde ortaya çıkar, hatta bir süre sonra geldiği aynı yerlerde bile alıcı bulur. Bu gibi insanlara aldanan, hatta ciddi zarar gören üreticiler olur (bazısı aldandığını saklar). Bu konularda ilgili kurum, kuruluşlar üreticileri bilgilendirmektedirler.
Buğdayın çavdara dönebildiği hurafesine yıllarca çiftçilik yaparak yaşamını sürdürmüş olanların sanki inanıyor gibi olması, bugün ise bundan şüpheye düşülmesi hem çok üzücü hem kaygı vericidir. Ülkemiz kuraklıkların sık yaşandığı bir coğrafyada yer aldığından, uzak geçmişte yetersiz koşullarda üretilmekte olan bazı buğday çeşitlerinden elde edilen tanelerin “çok zayıf, kavruk, kuş yemi gibi olduğu” (yani hektolitresinin çok düşük olduğu) zamanlar olmuştur ve bu görüntüye sadece bir benzetme yapmak için buğdaylar çavdar gibi oldu denilmiş olmalıdır.
Son yıllarda artan sıcaklıklarla birlikte artan buharlaşma nedeniyle, topraklarda hızlı bir nem kaybı oluşmaktadır. Hele bir de kurak geçen zamanlarda olduğunda, üst toprak katmanında özellikle çimlenme ve köklenmenin oluştuğu yerde yeterli nemi bulamayan buğdaylar zorlanırken, bu koşullara daha dayanıklı olan çavdar tohumları avantaj sağlar, hatta daha bir derinlikte olanlar belki de kılcal suyu kullanıp buğdaylarla birlikte ya da hemen arkasından çıkış yapabilirler.
Erken gelişme dönemlerinde tarla yakından incelenmezse bu durum fark edilemeyebilir. Kuru tarımda ve yağmura bağlı üretim yapılan alanlarda bu çavdarların tarlada bulunmasının nedenleri; kuşların kopardıkları veya daha önceden kopmuş taneli başak parçalarını uçarken gagalarından düşürmeleri, kuvvetli rüzgarların başak parçaları ve tohumları tarım alanlarına savurması, küçük veya büyükbaş hayvanların otladıkları yerlerden aldıkları bir kısım çavdar tanelerinin hazmedilmeden dışkıyla başka alanlara taşınması, an’larda olan çavdarlardan gelebilecek tohumların umursanmaması vb. çeşitli yollardır.
Azar azar gelen ve ekili ürünün içinde flama gibi sallanan tek tük çavdarı çıkarmak için tarlaya girmeye değmez diyenler o tarlanın ürününden tohumluk yapmıyor ve sertifikalı tohumluk kullanıyorlarsa sorun olmaz, aksi halde veya bir başka üreticinin ürününden tohumluk yapıyorsa belki yine çavdar sorunu ile karşılaşabilirler. Çavdar olmasın isteyenler tek tük görülenleri hemen köklemeli tarlanın dışına çıkarmalı ve yok etmelidir. Çavdarın çoğaldığını gören ve onu yok etmek isteyen bazı üreticiler, görünen çavdar başaklarını makaslarlar, ancak çavdarın alttan gelen koltuklarını göremez ya da umursamazlar (hele işçilere kestiriyorlarsa...)
Hasada gelmeden önce koltuklardan düşen tohumlar bir sonraki yılın potansiyel çavdar bitkileri demektir. Her yıl (yağış miktarı ekonomik bir ürün almaya yetebilecek ise, hatta bazen miktardan daha çok yağışın geldiği zaman çok uygun olursa) ekim yapılabilen yerlerde ikinci yıldaki tahıl ekilişlerinde çavdar görülecektir. Nadasa bırakma zorunluluğu halinde anız bozma sürümleri doğru zamanda, doğru aletlerle yapılırsa çavdarların çok büyük ölçüde yok edilmesi mümkün olabilecektir.
Fakat çok derin yapılan toprak işlemelerinde, derine düşen çavdar tohumları, yeter bir su gelmezse birkaç yıl bozulmadan ve çimlenme özelliklerini kaybetmeden kalabilmekte, bu süre içinde bir dahaki derin işlemede üst toprak tabakasına gelerek ekilen diğer tahıl ürünü ile birlikte çıkabilmektedir.