İnsan çevresiyle iç içe vardır. Hem doğal çevre hem de ilişkileri anlamında. Doğanın kanunlarına karşı duruş başladığından beri, katliamlar hız kazandığından beri; modern çağa geçişimizi gerçekleştirdiğimizden beri akıl almaz bir sürece girmiş bulunuyoruz. Gezegenimiz ölüyor: hem insanlık, hem de doğa... Her geçen gün hızla yok oluyor. Bir yandan Paris'te masum insanlar hayatlarını kaybederken, diğer yandan dünyanın en büyük 20 ülkesinin lideri daha iyi bir dünya için neler yapılabileceğini tartışıyor. Aslında belki de neler yapılmaması gerektiğini tartışmak gerek. Dünyaca ünlü Rus yazar Dostoyevski diyor ki 'Oyunun bir yerinde silah varsa, mutlaka bir yerde patlar' der. Silahların patlamadığı, insanların ölmediği, ormanların yakılmadığı bir dünya yaratmak için ne yapmamak gerekli? İstanbul geçenlerde İklim Forumu'na ev sahipliği yaptı. Forum sonunda dünya liderlerine yönelik bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu cümleler yer aldı: 'Gezegenimiz ölüyor: Ölü bir gezegende ekonomi de yoktur, kalkınma da! 'Büyük insanlık' artık bir yol ayrımında: İklim değişikliğini durdurmak ve geleceğimizi kurtarmak için geri kalan fosil yakıtları yeraltında bırakmamız gerekiyor. Bunu başaramazsak, geri dönüşü olmayan iklim şokları yaşamamız kaçınılmaz olacak. Dahası, iklim değişikliği yüzünden, yalnız Ortadoğu'da değil, dünyanın her yerinde istikrarsızlıklar, göçler, çöken devletler, isyan ve ayaklanmalar, savaşlar ve iç savaşlar baş gösterecek. Dolayısıyla, Aralık ayında Paris'te düzenlenecek olan COP21 konferansı, yalnızca bir iklim zirvesi değil, belki de tarihin en önemli barış konferansı olacak.' Son dönemin en fazla konuşulan ekonomistlerinden Kapital kitabının yazarı Fransız Thomas Piketty de, yatırımcılara fosil yakıtlardan vazgeçin çağrısı yapıyor. Piketty, TheGuardian gazetesine, yatırımcıları 'fiziksel gerçeklere zarar vermeyen bir iş modeli seçmeye' davet ettiği bir mektup yolladı. Piketty mektupta şunları yazdı: 'Tarihte son derece ender zamanlardan birini yaşıyoruz. Bilim, etik ve ekonomi aynı noktada kesişiyor ve pazara son derece net bir sinyal gönderiyor. Aralık ayında Paris'te düzenlenecek olan İklim Zirvesi'nde, sorumlu yatırımcıların fosil yakıtlardan vazgeçmesi gerekiyor.' İklim Zirvesi'nde yaklaşık 200 ülke 2020 sonrasında CO2 emisyonlarını azaltmak için taahhütte bulunacak. Yani bulunmaları hedefleniyor. Piketty'nin de içinde bulunduğu birçok ekonomist, petrol, kömür ve gaz yatırımlarının kamu refahı açısından büyük bir risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. Fosil yakıtlardan vazgeçirme hareketi bugüne kadar 400 kurum ve 2 bin kişi üzerinde etkili olmuş. 2.6 trilyon dolarlık yatırım petrol, kömür ve gaz şirketlerine gitmekten vazgeçmiş... Fosil yakıtlardan vazgeçmek sadece doğanın korunması için değil, dünya barışının geleceği için de son derece büyük bir önem taşıyor. Böylesine modern bir çağda yaşarken, çoğu yerde çevre sorunlarının içinden çıkılmaz bir hal almasının nedeni bireylerin ilgisizliği, duyarsızlığı veya kendi çıkarları için doğaya karşı bencilce davranışlarıdır. Bunun yanı sıra yeterli çevre bilgisine sahip olamayışları da oldukça etkilidir. İnsanlar çoğu zaman çevreye verdikleri zararın dahi farkında olmamakta veya önemsiz gibi görünen bir çevre kirliliğinin küresel olarak ne boyutlara ulaşabileceğini kavrayamadan yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu gün yaşamakta olduğumuz çevre sorunlarına insanların birtakım bilinçsiz davranışlarının yol açtığı gibi, nüfus ve sanayinin artması, enerji kullanımına dayalı bir yaşam şeklinin gelişmesiyle aşırı yakıt kullanımına dayalı yaşam biçimi de bu sorunların küresel boyutlara ulaşmasına neden olmuştur. Bu durumun düzeltilmesi sıradan vatandaş çabalarından başka, hükümetlere ve uluslararası politikalara bağlıdır. Buna rağmen sıradan vatandaşların da yapacağı çok şey vardır. İnsanlarda çevresel olaylara karşı ilgi uyandırabilmek için toplum olarak organize olmak, problemleri duyurmak ve gerektiğinde bu uygulamalar için ısrarcı olmak zorundadır. İnsanların çevre bilincini oluşturup davranış olarak sergilemesi ve günlük davranışlarının çevre üzerinde yapacağı etkiler hakkında bilgi sahibi olması için çevre eğitiminin gerekliliği tartışılmazdır. Dünyamızın ve çevremizin yaşanabilir bir halde tutulması ve gelecek nesillere bırakılması ancak çevre eğitimi ile mümkündür. Halkın çevre ile ilgili olayları, anlayabilmesi ve onlardan haberdar olabilmesi büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı bir çevrenin oluşturulması için eğitim sistemini ve onun temel öğeleri olan öğretmen ve öğrencileri bu yönde geliştirmek gerekir. Toplum bilincinin gerçekten çok acil gelişmesi gerekiyor.