Ülkenin içinde bulunduğu durum, malum...
Enflasyon,
Hayat pahalılığı,
Gelir dağılımında giderek büyüyen adaletsizlik...
İnsanlar bunlarla uğraşırken,
Özellikle muhalefet cephesindeki (CHP'de) başlıca dert, 'değişim'...
2010 yılından beri CHP Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu, bu dönemde Erdoğan'a karşı girdiği hiçbir seçimi kazanamadı...
Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan seçimlerde, tüm koşullar muhalefet kanadından yana olmasına karşı AKP, ne yaptı, ne etti, yine kazandı...
*********************
Aslında CHP,
2002 yılından bu tarafa AKP ve Erdoğan'a karşı kazanamıyordu...
Peki daha öncesinde kazanıyor muydu?
1946'dan sonra ancak 1961 seçimlerinde birinci parti oluyordu...
Daha sonra da 1973 ve 1977 seçimlerinde...
CHP'nin 1977 genel seçimlerinden bu tarafa birinci parti olarak çıktığı seçim yok...
Yani 46 senedir...
Diğer bir deyişle;
77 yılda yalnızca üç seçimi birinci sırada bitirmiş...
Böyle bir istatistik bile,
CHP içinde bütün sorumluluğu Kılıçdaroğlu'na yükleyip, değişimin sorunu çözeceğini düşünenler fena halde yanılıyor...
Çünkü en son 46 yıl önce seçimi kazanmış bir partiden söz ediyoruz...
Sorun genel başkanın kim olduğunda değil,
Partinin kendisinde...
Belki tüzüğünde, belki yönetimlerin kendilerinde...
Belki de, bu ülkenin kendisinde, insanında...
*********************
Ülke,
2023 seçimlerine hangi koşullarda girdi, hepimiz biliyoruz...
21 yıllık iktidar yorgunluğu...
Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmiş bir siyasal yapı...
Döviz kurundaki oynamalar,
Akaryakıt litre fiyatlarındaki çılgın yükseliş...
Giderek artan enflasyon, hayat pahalılığı...
Emeklilerin her zamanki çaresizliği,
Asgari ücretlilerin bitmez çileleri...
Ve üzerine;
6 Şubat depremi...
Kısa aralıkla yaşanan iki deprem...
İkisi de 7'nin üzerinde...
Ve sonrasında yaşananlar...
Devletin bile çaresiz kaldığı anlar...
*********************
Çok değil, üç ay sonra yapılan milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri...
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalsa da,
Sonuçta her iki seçimden de galip çıkan iktidar partisi...
'Nerede bu devlet?' diye haykıranların şehirlerinde bile, iktidar partisi birinci çıkıyor, hatta ciddi farklarla seçimi kazanıyordu...
Demek ki,
Seçim kazanmaktaki maharet,
Genel başkanda değil,
Vaatlerde değil,
Yöneticilerde değil...
Bence bütün maharet, zihinlerdeki öngörüleri değiştirmekte...
Bu da,
Genel başkan değiştirmekle filan olmaz, olmuyor...
Önce,
İnsanı kendisini değiştirmeye ikna etmek gerekiyor...
Boş vehimlere kapılmasını önlemek,
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmasının önüne geçmek...
Önce öğrenmesini, sonra fikir sahibi olmasını sağlamak...
biliyorum ki,
Bunların hepsi bilinen, yaşanan şeyler...
İşte siyaset burada başlıyor bence...
Bu hedeflere nasıl ulaşılacağını öngörmek ve yol göstermek...
Değişim ancak o zaman değişim demek oluyor...